TR EN

Dil Seçin

Ara

Eylül 2005

post-title

Eylül 2005, 345

OKUMA MEVSİMİ

Merhaba. Eylül sayısıyla birlikteyiz. Serin bir bahar da geldi. Sonbahar! Rüzgârlar esecek ve yapraklar dökülecek. Sonrası kış. İnsan hüzne kapılmaktan alamıyor kendini bu baharla. Kolay değil hazanla baş etmek. Gönül, bitmemesini, dağılmamasını, dökülmemesini istiyor, hayatın da, saçların da, yaprakların da. Sonsuz arzular taşıyor çünkü insan.

Hakikatler, yapraklarını hiçbir sonbaharın dökemediği asırlık ağaçlardır!” diyordu merhum Mehmed Selahaddin Şimşek. Ne güzel... Bir hakikati olmak, ne büyük nimet, ne değerli ayrıcalık. Ne kadar insanca... İnsanların okuduğu, okuduğunu yaşadığı bir dünyada nedir ki çözülemeyecek olan? Yoksulluk içimizde.” Kargaşa, terör, kavga hep içimizde çünkü...

Bu sonbaharla birlikte, mübarek üç aylar da duvağının tülleriyle, gelin telleri uçuşan rüzgârlarıyla geldi. Göğün yerle, semavî olanın insanî olanla muhteşem buluşmasının, o en değerli sözleşmenin ayı ‘Ramazana yakınlaşıyoruz. Sonbaharın değil, kıyametin bile yapraklarını dökemeyeceği hakikatin geldiği, dünyayı baharla yeşerttiği, ruhumuza esenlikler getirdiği Ramazan. Kuran’ın nazil olduğu Ramazan. Allah’ın yarattığıyla konuştuğu, ona yazdığı, söylediği, hitap ettiği Ramazan.

Daha kutlu bir konuşmanın, daha derinlikli bir iletişimin olmadığı bir yakınlığın ayı. Yaratıcının kuluna kutsal mektubunu gönderdiği zaman.

Oku diye başlayan bir din. Ve o dinin mensubu olmanın güzelliği... Her güzellik gibi onu bilmenin, farkında olmanın sorumluluğu. Zafer ne diye inatla, sabırla, fedakârlıkla yayımlanıyor? Oku denildiği için. Oku dediği için Âlemlerin Rabbi. Dünyaya ve insana, yaprakları dökülmeyen hakikatler gerektiği için.

Eylülle okullar da açıldı. Sonbahar resmen bir okuma mevsiminin başlangıcı. İlk okullarımızı, ilk okumalarımızı bu mevsimle hatırlıyoruz. Dersler önemli. Peki hayatın dersleri? 

Eğitimde gözden kaçan şey, hep çocuklara okutmaya çalışmak galiba, oysa okumak, her şeyden çok beraberlik isteyen bir eylem. Çocuklar klasikleri okurken, biz de en klasiği okumaya devam edeceğiz şüphesiz. O da ailece, çocuklarla beraber. Üç ayları ruhuna uygun olarak idrak etmenin en güzel yanı, yolu da bu belki. Kutsal sözler var okunacak. Ezbere bildiğin halde, bir daha okunacak, sevgilinin yüzüne defalarca bakar gibi...

 

Bu sayıda neler okuyacaksınız:

Kapak konumuz yine zevkle okuyacağınız bir Ümit Şimşek yazısı: Konuşma Mucizesi isimli yazıda, insanoğluna verilen en büyük nimetlerden biri olan,konuşabilmeayrıcalığından söz ediliyor.

Zafer Araştırma Grubunun bu ay için hazırladığı Göç Mucizeleri adlı yazıda ise, göçmen kuşların olağanüstü yolculuklarını ve göç hadisesindeki birbirinden ilginç gerçekleri dile getiriliyor.

Veli Sırım, İslâm Dini içinde tam olarak bir kelime karşılığı bile bulunmayan Terör konusunu ‘Terörist sadece teröristtir adlı yazısında inceliyor.

Ömer Baldık, hepimizi yakından ilgilendiren bir yazı da hazırladı: Sabır psikolojisi.

Ve Selim Gündüzalp, birkaç aydır sürdürdüğü farklı üslûptaki yazılarına bu ay da devam ediyor: Yürek yandı kalem tutuştu.

Mübarek Ramazan ayında tekrar buluşmak üzere, sizi derginizle baş başa bırakıyoruz.

Dergideki Yazılar