TR EN

Dil Seçin

Ara

Ocak 2013

post-title

Ocak 2013, 433

 

Merhaba sevgili okuyucularımız;

Yeni bir yayın yılına daha sizlere sonsuz selamlarla başlıyoruz...

Bazı güzellikler vardır ki, ilk bakışta dikkati çekmezler. Nazarlarımızı ancak o noktaya odakladığımızda fark edebiliriz o güzellikleri. Zafer için de geçerli bu.

Evet, 37 yıl... Dile kolay... Neredeyse bir insan ömrü... 433 aydır Zafer, yayın hayatını hiç aksatmadan, milyonların duasını alarak, büyük bir dâvânın bayraktarlığını yapmaya devam ediyor. Allah’ın bu lütfu, Zafer’in ihlâsla büyük bir ideal ve dâvâ uğruna ortaya atılmasının, bu yolda azimle, imanla ve duayla yürümesinin meyvesidir ancak. Başka bir şey değil. Çünkü bu 37 yıl içinde neler oldu neler...

Çok şükür, omuzlarımıza konulan bu dâvâ, bugüne kadar aynı şevk ve istikrarla, inancımızın sesi ve zaferi olarak sizlere ulaştı. Yolda karşılaştığımız güçlükler olmadı değil. Rabbimizin inayetiyle bunlar da aşıldı bir bir. Onlar da bu yolda gülün yanında dikeni mesabesinde kaldılar.

Zafer kervanı, bugün de yola devam ediyor. Çok şükür, beraber yürüyoruz, beraber büyüyoruz. Birlikte çoğalıyoruz. Damlayken umman oluyoruz. Rabbimizin rızasını kazanmak yolunda çıktığımız bu kutlu yolculuk, her gün bir adım daha hedefine doğru ilerliyor.

2012 yılı içersinde karşılaştığımız sayısız güzel olaylardan bir tanesi de, Zafer dergisini okuyup yetişen gençlerin, kalemlerini ellerine alıp görev başına geçmeleriydi. Bu, Zafer Dergisi için son derece önemli, ümit verici gelişmelerden biridir.

Diğeri de öğretmenlerimizin, ilköğretimden itibaren okullarda Zafer'in kendileri için vazgeçilmez bir kaynak olduğunu fark etmeleri. Âdeta yardımcı bir ders kitabı gibi, Zafer’de işlenen konuları genç öğrencilerle paylaştıklarını görünce, sevincimiz bir kat daha arttı. Müdür ve öğretmenlerden aldıkları davetler üzerine yazarlarımız, birçok ilimizdeki okulları ziyaret ediyor, sohbet ve imza günleri yapıyor. Bu hizmet sırasında karşılaşılan olaylar, bizi, her bakımdan sevince, ümide ve mutluluğa sevk ediyor. Rabbim bu güzel faaliyetlerin devamını 2013’te nasip eylesin inşallah. 

Yıllar bir bir geçiyor. Yeni doğanlar giriyor aramıza ve aramızdan ayrılanlar oluyor. Mustafa Sungur ağabey gibi... Allah mekânını cennet eylesin.

Zafer dergimiz yıllar önce yayın hayatına adım atarken, istişare ile çıktığı için, hizmet ehli ağabeylerimizin dualarını almış bir dergidir. Bu bakımdan her zaman arkamızda manevî bir desteğin olduğunu, kol kuvvetiyle değil, ruh kuvvetiyle yürüdüğümüzü hissetmişizdir.

***

Yazılara gelince... Aralık sayımız gerçekten hem kapaklar, hem de muhveta açısından çıtanın oldukça yükseldiği sayılardan biriydi. Özellikle İbrahim Hasgür’ün “Ay gece uyumayanlar için doğar” yazısı, bir Kur’an mucizesine işaret ediyordu. Okuyucularımızın ilgisini çekmiş olması da sevindirici bir durum. 

Gelelim bu sayıdaki yazılarımıza... Prof. Dr. Sefa Saygılı’nın “Beynimizin Sırları” yazısını, biz okurken yaşadıklarımızı sizin de yaşayacağınıza ve hayretinizden bir çığlık atacağınıza eminiz. Son günlerde popüler bir konu var: “Kıyamet ne zaman?” Osman Çakmak, yıllardır bu sahadaki yazıları ve medyadaki görüşleriyle tanınmış, usta bir kalem. Kaynak okumalarıyla beraber bu konudaki görüşlerini ve bilgilerini bizimle paylaşıyor. Mehmet Paksu hocamız ise, “Kıyametin vakti neden gizli?” sorusuna cevap veriyor. Prof. Dr. İbrahim Tekeoğlu, internet bağımlılığının hastalık olup olmadığını inceliyor. Nevzat Tarhan hocamız, feminizm ve kadın hareketinin evlilik üzerindeki kritik etkilerine dikkat çekiyor. Alaaddin Başar ağabeyimizin yazısı ise, “Kul hakkının sosyal boyutu.” Bu yazı ‘kul hakkı’ kavramını yeni bir anlatımla ortaya koyan ve günümüz insanının durumuna göre güncelleyen bir yazı…

Yenilgide de başarıda da takınılması gereken inançlı bir tavrın ne olması gerektiğini Metin Karabaşoğlu kaleme aldı. İbrahim Erdinç Şumnu’nun “Buzul Çağı” yazısını, o güzel üslubundan severek okuyacaksınız. Banu Yaşar “Ya annem giderse…” diyerek ebeveyn-çocuk ilişkilerinde bir probleme çözüm getiriyor. Eser Ölçer, “Sözüm gençlere” diyor ve hayatın tükenişi olarak görülen ihtiyarlık mevsiminin böyle olmadığını farklı bir açıdan anlatıyor. Mehmet Kırkıncı hocaefendi ise, “Asıl vatanımıza nasıl dönüyoruz?” yazısıyla, dünyada yaşayan bizlere, aynı zamanda ahiret yolcuları olduğumuzu hatırlatıyor. Ve bahsedemediğimiz diğer gayretli yazarlarımız… En iyisi hepsine teşekkür ederek, sizleri yazılarla baş başa bırakmak…

Son bir hatırlatmamız daha... Zafer 433. sayısıyla elinizde demiştik. Şimdi onu layık olduğu yerlere taşımak gayreti, sizin omuzlarınızda. Karşılıklı dualaşalım ve inşaallah yeni okuyucularda buluşalım. Şimdi gayret zamanı. Artık haberler sizde...

Bizden hareket, Mevlâ’dan bereket...

Hepinizin bildiği bir gerçek, taşı delen damlaların gücü değil, sürekliliğidir. Zafer için ayıracağınız her vaktin kıymeti bizim için çok önemli ve büyüktür.

***

Zafer’de yayınlanan yazılar hakkındaki her türlü dilek ve görüşlerinizi zaferdergim@gmail.com adresine bekliyoruz.

 

 

Dergideki Yazılar