TR EN

Dil Seçin

Ara

Kasım 2017

post-title

Kasım 2017, 491

 

Merhaba değerli dostlarımız,

Kasım sayımız da hayırlara vesile olsun inşaallah.

Hayat boş ve anlamsız değil. Her şeyin, her yapılanın bir karşılığı var. Boş bir defter gibi aldığımız hayatı, satır satır yaşayıp son nefesimizle teslim ediyoruz. Hayatı dolu dolu yaşayanın da, boş işlerle uğraşanın da amel defteri doluyor. Hatta o kadar ki, mahşer günü amel defterini eline alınca insanın, “Bu defter nasıl olmuş da küçük büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş?” diyeceğini, Kehf suresinde Rabbimiz haber veriyor. Yani her şey yazılı bir kaderle yaratıldığı gibi, her yapılan iş de yazılıyor. Tıpkı yazılı bir tohumdan yaratılan ve hayatı kendi tohumlarında yazılan bir bitki gibi…

Tuttuğu günlüğe özen gösteren, çekildiği fotoğrafta güzel görünmeyi önemseyen insan, amel defterinin de güzelliklerle dolu olarak kaydedilmesi için çaba sarfetmez mi!.. Madem günler geçiyor, ömür bitiyor, daha çok iyilik biriktirelim ki kazançlı çıkalım.

Selim abimizden bu sayımızda “Öğretmenler Geçidi” yazısını veriyoruz. Aslında vefat ettiği gün bu yazısını konuşmuştuk. Dördüncü sınıfa kadar anlattığı bu yazısına beşinci sınıfı da ekleyecek ve iki sayıda yayınlayacaktık bu yazılarını. Ancak nasip öyle değilmiş. Hayat sürprizlerle dolu. İrademiz elimizde ama son sözü ilahi irade söylüyor, bunu görüyoruz.

Hayat Onun, kâinat Onun; rızık Onun, aldığımız nefes Onun… İnsan bir yandan istediğini tercih ederken, diğer yandan da ilahi iradenin üstün olduğunu anlıyor.

Hayat bir okul; getiren O, götüren O, yaşatan O, ölümü veren O (cc). Ebedi hayat orada varken, bu faniler âleminde ayrılık ateşleriyle kavrulmanın da bir nihayeti olmalı, yoksa nasıl dayanırdı insan. Evet hayat da bir okul; burada kalmaya değil, alacağımızı alıp gitmeye geldik… Tekdir değil, takdir alanlardan olalım inşaallah… 

Bu sayımızda da çok güzel yazılarla hayatlarımıza güzellikler taşımaya çalıştık.

Alaaddin Başar hocamız insanın, Akın Aysan ise maddenin görünmeyen fakat çok önemli yönlerine dikkatlerimizi çekiyorlar.

Volkan Tuzcu, şuursuz ve akılsız olan bir hayvanın yaptığı akıllıca işten hareketle, ilahi iradenin tıp bilimine nasıl yol gösterdiğini anlatıyor.

İsmail Çolak ise Amerika’ya dikilen İslam sancağından bahsediyor.

Sözü daha fazla uzatmadan, ismini sayamadığımız diğer vefakâr yazarlarımızın, her biri çok değerli yazılarıyla başbaşa bırakalım sizleri. Emeği geçen yazarlarımıza ve herkese ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Bir dahaki sayımızda tekrar buluşmak ümidi ve duasıyla…

 

 

Dergideki Yazılar