TR EN

Dil Seçin

Ara

Varlıklar da Allah'ın, Kanunlar da

Varlıklar da Allah'ın, Kanunlar da

Tabiat Kanunları, yer çekimi kanunu, suyun kaldırma kuvveti kanunu gibi evrende bulunan kanunlar, insanların iradi fiillerini düzenleyen dini kanunlara benzerler. Yani tabiat kanunları da, kâinattaki varlıkların fiil ve hareketlerini düzen altına alan, Allah’ın koyduğu yasalardır.

Tabiat Kanunları, yer çekimi kanunu, suyun kaldırma kuvveti kanunu gibi evrende bulunan kanunlar, insanların iradi fiillerini düzenleyen dini kanunlara benzerler. Yani tabiat kanunları da, kâinattaki varlıkların fiil ve hareketlerini düzen altına alan, Allah’ın koyduğu yasalardır. Cenab-ı Hakkın iradesinden gelmiş ve O’nun kudretine dayanan emirlerdir. Bunun için Kur’an-ı Kerîm Araf Suresi 54. ayetinde “İyi bilin ki, bütün yaratma da, emir de O’nundur.” Yani, hacim ve miktarı bulunan maddi yaratıklar da O’nun; o maddi yaratıkların fiillerini ve hareketlerini düzen altına alan kanun denilen emirler de O’nundur. Yaratma da, yürütme de O’nun, yönetilen de, yöneten de O’nun…

Evet, ayet-i kerimenin varlık âlemini ikiye ayırdığını görüyoruz. Birisi halk âlemi, diğeri ise emir (kanunlar) âlemi. 

Mesela dünyanın kendisi üzerindeki bütün canlı cansız varlıklar maddi hâlk (yaratma) âleminden, onları bir düzen altına alan yer çekimi kanunu ise emir âlemindendir.

Bizim bedenimiz halk âleminden, o bedene hükmeden ruh ise emir âlemindendir.

 

Bütün tabiat kanunları, Cenab-ı Hakk’ın emrinden gelir

Allah, Mülk Suresi 3. ayetinde “Haydi, çevir gözünü bak, en küçük bir kusur görüyor musun?” diye meydan okuyor. “Sonra tekrar tekrar bak! Göz aciz olarak sana döner” buyruluyor. O’nun kudreti karşısında yakın-uzak, az-çok, küçük-büyük, fert-tüm, zerre-bütün farkı yoktur. Aynı Güneşin ışığının bir aynada yansımasıyla bir milyar aynada yansıması arasında fark olmaması gibi…  

Mesela zerreler, atomlar da O’nun tasarrufundadır; o zerreleri, aralarındaki münasebetler bozulmamak şartıyla layık yerlerine koyabilmek, ancak bütün o mürekkebatı yaratabilecek bir kudret sahibine hastır.

 

Kâinatta görünen tanzim, nizam, muvazene, uygun şekilde olması, semavat sayfasını güneş ve yıldızlarla yazan kudretle, bal arısıyla, karıncanın sayfalarını hücrelerle ve zerrelerle yazan kudret birdir

Yine bulutla, dünya gibi cansız şeylerde yardımlaşma, yani birbirinin hacetine cevap vermek ve bitkilerin, hayvanların münasebeti, zerreler arasındaki cazibe çekim kuvveti ile güneş, gezegenler ve yıldızlar arasındaki cazibe, çekim kuvveti o kudretledir.

Kâinat terkiplerindeki intizam, cereyan eden varlıklardaki nizam, suretlerdeki farklı resimler şaşırtıcı, hayret verici mühürler, nakışlarda, süslemelerdeki zenginlik, yüksek, akıl almaz hikmetli yaratılış, hayatın her sayfasında kudretin görünmesi, mesela bir salkım üzümün yapılması için, ince câmid bir dal ve keza bir kavun ve karpuzun bir çekirdek ve ince bir ip ile yapılmaları hep o kudretin tecellileridir.

Çekirdek ağaç olmazdan evvel, yumurta kuş olmazdan evvel, dane başak vermezden evvel binlerce imkân ve ihtimaller içerisinde ve binlerce suret ve şekillere girmek kabiliyetinde iken, o eğri büğrü ihtimaller, yollar içinden en doğru olana çekilmesinden anlaşılır ki, sanki o tohumların her birisi Allah’ın kudret tecellilerinden çoğaltılmış nüshalarıdır.

 

Evet, kâinat bostanında şu mevcudat ve güneş, yıldızlar, galaksiler, yaratıcılarının her şeye kâdir ve her şeye âlim olduğuna delalet ve işaret eden harikalardır

Aynı şekilde, bitkiler ve hayvanlar, çeşitleriyle, türleriyle yaratıcılarının her şeye kâdir olduğuna ve her şeye âlim olduğuna delalet eden sanat harikalardır. Evet, O’nun kudretine nisbeten zerreler ile güneşler bir olduğu gibi, her yıl yaprakların, çiçeklerin, meyvelerin yapılmasıyla, beşerin mahşerde diriltilmesi de birdir.

Her şey, gökleri ve dünyayı böyle muntazam halkedip yaratan bir Kadîr-i Mutlak’ın Kudret elindedir. Madem o Kadîr-i Mutlak, güneş sistemini idaresinde tutuyor, elbette dünyayı dahi idare ve tedbirinde tutmaktadır. Yine dünyadaki cüzi şeyler de O’nun idaresindedir. 

Madem her bir canlı O’nun kudret, idare ve terbiyesindedir. Elbette bir canlının vücudunu teşkil eden hücreler, aza ve organlar, sinirler ve kan damarları dahi O’nun ilim ve kudretindedir. O’nun kanunuyla hareket ederler.

Âlemler Rabbine kâinatın atomları sayısınca hamdü senalar olsun.