Mutluluğun Haritası

Her şeyi tükenmiş ve ölümü bekleyen bir ihtiyarı düşün. 

Sence o ne isterdi? 

Gençliğini.

Yüzyıllar geçse de cazibesinden bir şey kaybetmeyen, insanlık tarihinin sahip olmak istediği tek emel: Mutluluk. Onun içindir bunca hedef. Onun içindir tüm kaygılar, verilen savaşlar... Aklına ne gelirse gelsin. Her şey mutluluk içindir aslında. 

Peki ya sen, sen mutlu musun? Şimdi şöyle bir düşün? Geçmişini, neler yaşadın? Ne kadarında mutluydun? Sence keşke yerine iyi ki demedin? Bir anda kalbin savunma mekanizmasını mı çalıştırdı yoksa? Çevrendeki insanlar ya da koşullar mı hatalıydı?

O böyle yapmasaydı bugün böyle bir sıkıntım olmazdı. Ya da o durumda olmasaydım aslında bugün çok farklı olurdu mu diyorsun? Eğer öyle ise yalnız değilsin. Tüm insanlar seninle hemen hemen aynı histe. Ben de. Ama dur! Çünkü mutluluk yolunun haritasını buldum ve bu aslında bizim çok yakınımızdaymış. Aslında çok basitmiş her şey. Biz kafamızda çok ulaşılmaz yapmışız. Aslında mutluluk o kadar da bilinmezlikte değilmiş. Hatta ben de haritası bile var: şükretmek. 

Kulağa nasıl geldi?

Ben zaten şükrediyorum. Bu o harita olamaz deme! Dur ve düşün benimle. Neydi bizim için şükretmek? Doyumsuzluktan arınmaktı. İsyana giden yoldan geri dönmekti.

Ama bazen olurdu ya müsrifleşirdik. Kendimizi bile sevemezdik. Çok eksiktik. Güneş sanki gözümüzü almak için hatta bunaltmak için doğardı. Yağmurun varlık nedeni sanki sel getirmekti. Bizi yavaşlatmaktı. İnsanlar sanki sırf bizi sinirlendirmek için yaşardı. Hani son raddeye geldiğimiz anlarımızı hatırladın mı? Evimiz, işimiz, okulumuz hepsi bizim kaçmak istediğimiz yer olurdu. Ama aslında ağzımız tıka basa doluyken açım diye bağırıyorduk ve dışarıdan komik duruyordu serzenişlerimiz.

Şükret. Uzun uzun şükret. Sahip olamadıklarını saya saya bitiremedin. Tatminsizliğin doldu taştı, zehrini damlatmaya başladı kara kara ruhuna. Ve ruhunun takati kalmadı.

Şimdi mutlu etmek için ruhunu sahip olduklarını say uzun uzun. Uzun sürecek biliyorum. Onların bir an olsun elinden alındığını düşün. Bu sana nasıl hissettirirdi? Sahip olamadıklarımız bize hayatı zehretmeye yeterli güçte mi? Her şeyi tükenmiş ve ölümü bekleyen bir ihtiyarı düşün. Sence o ne isterdi? Gençliğini. Peki o en önemli sermayesini şimdi ne geri getirebilir? Yani geçmişe dönülmüyor. Geleceğe şimdi gidilmiyor. Şu an sadece şu an. Şu anda kal...

Sahip olamadıklarını düşünüp onlara uzanmaya çalışma. Ruhunda fıtık çıkar. Ve ağrısını sadece sen, sızlanmalarını da sevdiklerin çeker. 

Başkalarının hayatlarını takip edip onlara özenme. Bu seni kıskanç ve fitne bir insan yapar. Zamanla hastalıklı bir ruhun olur.

Hayat herkes için farklıdır. Hayatı geniş bir pencereden izle. Senden daha güzel yaşayanlar olduğu gibi, senden kötü yaşayan insanlar da var. Senin hayallerini yaşayan insanlar olduğu gibi, birilerin hayallerini de sen yaşıyorsun. 

Ve bu söylediklerimden sonra sakın sahip olduklarına gülerek ve küçümseyerek bakma. Mutlu olmanın haritasını düz tutup bakarsan, sana şükretmeyi gösterdiğini anlayacaksın. Şükredersen elindekileri korursun.

Şükredersen elindekileri artırırsın.

Şükredersen tatminsizliğin ortadan kaybolur.

Şükredersen güneş seni yakmaz, ısıtır.

Şükredersen yağmur sana bereket getirir.

Şükredersen insanlar seni mutlu etmeye başlar. Ve bir gün hepsinin öleceğini bilerek muamele edersen onlara pişman olmazsın.

Şükret Rabbine. Teşekkür et; hatta büyük bir kıvançla sarıl, bize bir yaşam biçimi sunduğu Kur’an’a. Karıştır sayfalarını ve oku öğrenmek için anlamak için. Okudukça şükretmenin önemini Rabbimizin kelamından öğren. 

Ve yine şükret bir uyanışa davet edildiğimiz için. 

Boş ver seni üzen o şeyleri. Geliştir ve yenile kendini. Kendin için, mutluluğun için şükret. Kimse seni üzecek kadar değerli değil. Kimse seni Rabbine isyan ettirecek kadar güçlü değil. Muhakkak şükretmek Rabbimizin hoşnut olacağı bir davranıştır.

Sen sadece istemeyi öğren ve kimden isteyeceğini bil.

Sen şükret Rabbimiz hep yanında.

Sen şükret Rabbimiz hep cömert.

Sen şükret çünkü Rabbimiz şükredenin hep yanında.