Ayakkabı nedir bilinmeyen zamanlarda, epeyce zengin sayılabilecek bir ülkenin kralı vardı
Bu kral, bir gün idaresi altındaki yerleri hatta en uzak bölgeleri bile ziyaret etmek için yola çıktı.
Yolculuğu bitirip sarayına döndüğünde ayaklarının çok ağrıdığından ve acıdığından dert yandı. Haklıydı… Çünkü, hem böyle zorlu bir yolculuğa ilk defa çıkmıştı, hem de atından inip yayan yürümek zorunda kaldığı yollar çok taşlı idi.
Bu durumu bir daha yaşamak istemeyen kral bir ferman çıkarttı ve halkına, ülkenin her tarafındaki yollara deri kaplamasını emretti.
Ancak böyle yüzbinlerce ineğin derisine mal olacak, hem de fazlasıyla pahalıya çıkacak akıllara zarar bir iş nasıl olabilirdi!.. İşte kralın bilge danışmanı böyle düşünüp hemen kralın huzuruna gelerek ona şöyle dedi:
“Yüce Kralımız, bence siz, bu kadar parayı gereksiz yere harcamak zorunda değilsiniz?.. Neden bir deri parçasını kestirip kendi ayağınıza sarmıyorsunuz?”
•••
Kral buna önce şaşırdı ama sonra düşününce bu fikri çok beğendi ve kendisine inek derisinden bir ayakkabı yaptırdı.
İşte o güne kadar ayakkabıyı bilmeyen insanlar da öğrenmiş oldular.
Ne dersiniz; ayakkabının böyle bir hikâyesi olabilir mi?..