TR EN

Dil Seçin

Ara

Hırsızın Elinin Kesilmesi

İslâm bütünüyle bir hayat nizamıdır. Ne sadece bir ceza hukuku ne de yalnızca vicdanî ve ahlâkî bazı öğütler ve davranışlardır. İslâm bir bütündür.

El kesme cezasının verilebilmesi için hangi şartlar gereklidir?

İslâm ceza hukukuna göre hırsızlık yapanın eli kesilir. Bu hüküm, Kur’ân-ı Kerîm’de açıkça emredilmiştir. Bu, çok ağır bir ceza değil midir?

İslâm'ın ceza kanunları herşeyden önce Dar’ül İslâm’da (yani İslâm’ın hâkim olduğu yerlerde) uygulanır. Müslüman fertler kendi başlarına ceza veremezler. Cezaları İslâm devletinin şer’î mahkemeleri verebilir.

İslâm bütünüyle bir hayat nizamıdır. Ne sadece bir ceza hukuku ne de yalnızca vicdanî ve ahlâkî bazı öğütler ve davranışlardır. İslâm bir bütündür. Zemberekli bir saatin yüzlerce parçası birbirine nasıl bağlı ise ve bir dişlisini çıkardığınız zaman nasıl ki çalışıp görevini yapamazsa, İslâm’ın bir kısmı reddedilse geri kalan kısmı işlemez. İslâm’ın bir kısmını kabul ve bir kısmını reddetmek insanı İslâm’ın dışına çıkarır.

İslâm, herşeyden önce suç sebeplerini ortadan kaldırır, sonra ceza verir. Meselâ hırsızlık suçunu doğuran iki ana kaynak mevcuttur:

1- Ahlâksızlık ve cehalet.

2- İhtiyaç ve zaruret.

İslâm ceza hukukunun âdil bir şekilde uygulanabilmesi için her şeyden önce bu iki kaynağın kurutulması gereklidir.

İslâm devleti, idaresi altında bulunan müslim veya gayr i müslim herkesin zarurî ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Yeme, içme, giyim, mesken, eğitim, sağlık, evlenme ve iş gibi ihtiyaçlar zarurî ihtiyaçlardan kabul edilir.

Nitekim İslâm’ın hâkim olduğu ilk yüzyılda kesilen ellerin sayısı iki elin parmak sayısından fazla değildir.

“Şüpheli durumlarda, cezaları kaldırınız” hadîs-i şerifine istinaden İslâm fıkhında ceza konusu çok titiz bir şekilde ele alınmıştır.

El kesme cezasının verilebilmesi için şu gibi şartlar topluca gereklidir:

1- Hırsızın akıllı ve mükellef olması gerekir.

2- Malın gizlice aşırılmış olması...

3- Çalınan malın en az bir altın kıymetinde bulunması...

4- Malın muhafazalı bir yerden veya sahibinin yanından çalınmış olması...

5- Çalınan malda hırsızın mülkiyeti olmaması... Mülkiyet şüphesi dahi bulunmaması şarttır. Ortak, ortağının malından çalsa eli kesilmez.

6- İki âdil erkeğin şahitlik etmesi veya hırsızın ikrarda (itirafta) bulunması gerekir.

7- Ot, odun, kuş, av hayvanı gibi kamuya âit malların çalınmasında el kesilmez.

8- Çabuk bozulan et, süt ve yaş meyveden dolayı el kesilmez.

9- Haram olan oyun âleti, içki gibi münkeratın çalınmasından dolayı el kesilmez.

10- Kamuya ait bir malı çalmakla da kişinin eli kesilmez. Çünkü bu hazine malında kendisinin de bir payı vardır.

11- Bir kimse eşinden, babasından, çocuğundan ve soyca evlâtlarından çalsa eli kesilmez.

12- Bir misafir, misafir bulunduğu evden ve bir hizmetçi, çalıştığı yerden çalsa eli kesilmez.

13- Mahkemeye başvurulmadan önce hırsız, o malı sahibine geri verse, eli kesilmez.

14- Malı çalınan hazır bulunup hırsızdan dâvâcı olmadıkça, hırsızın eli kesilmez.

15- Sol eli iş göremeyecek şekilde parmaklarından arızalı ise yine eli kesilmez.

16- Açlık gibi bir zaruretten dolayı hırsızlık yaptığı anlaşılırsa yine eli kesilmez.

Görüldüğü gibi bir hırsıza el kesme cezasının verilebilmesi için birçok şartlar mevcuttur. Bütün bu şartlara uygun olarak hırsızlık yapanların “el kesme” cezasına çarptırılmalarını hâlâ şiddetli bulabilir misiniz? Hele şu vahşetin her türlüsünün yaşandığı dünyada “Kısas’ta hayat vardır" emrinin doğruluğu bir defa daha kendini hissettirmiyor mu?