TR EN

Dil Seçin

Ara

Tamirat / Bir Hatıra

Tamirat / Bir Hatıra

Bir arkadaşım tadilat, tamirat işleriyle uğraşır. Bina içi dekorasyon, boya, badana, fayans döşeme, parke döşeme ve işçilikleri… Anlayacağınız rahmetli babamın tabiriyle ‘deprem ustalığı.’

O arkadaşım şöyle bir hatırasını anlattı: Geçen yaz iki katlı ahşap bir evin iç tamirat işlerini yapmak üzere anlaştık. Evin lavabosu, fayansları, boyası ve zeminini yapacaktık. Bilirsiniz bu tür tamirat işleri genelde yaz aylarında yapılır. Bizim de işe başladığımız günler, havaların oldukça sıcak olduğu zamanlardı. Hakikaten o sıcakta çalışmak çok zordu.

İşe önce tamiratını yapacağımız banyonun eski duvarlarını kırarak başladık. Hemen ardından yeni tuğlaları ördük. Üçüncü günün sonunda da fayans ve yer karolarını döşemeye başladık. Ev küçük olduğundan o gün akşama kadar hem fayansları, hem de zemin karolarını döşemiştik.

Akşam olup da evden çıkarken evin hanımını ısrarla uyardık: “Aman abla, sakın bu karoların üzerine kimse basmasın; çünkü yeni döşedik. Çimentonun donması, sertleşmesi lazım. Bu gece donsun, sakın basmayın!..”

Ertesi gün sabah işe başlayacaktık ki bir de ne görelim… Bin bir zorlukla döşediğimiz zemin karolarında çökmeler oluşmuş. Belli ki üzerlerine basılmış.

Hemen ev sahibi ablamıza dönüp, “Abla, zeminde birisi gezmiş galiba, karolar hep çökmüş.” dedim.

Biraz duraklayan evin hanımının cevabı ise çok ilginçti: “Ay ben çok merak ettim de parmak uçlarımla hafif hafif basıverdim. Çökertecek kadar basmadım yani.”

Bizim usta donakalmış. Çünkü evin hanımı obezite sınırında bir bayanmış. Sonra öğrenmişler ki, 130 kilo imiş.

Ne diyelim; 130 kilonun dayanılmaz hafifliği…