TR EN

Dil Seçin

Ara

Vücudumuz Nasıl Korunuyor?

Vücudumuz Nasıl Korunuyor?

Vücudumuzda çalıştırılan bağışıklık sistemi, bedeni çevresel kirler, zararlar, zehirler, iç ve dış düşmanlardan yani, mikrop ve kanserlerden koruyan mükemmel bir organizasyondur.

Bazı gıdaların, bozulma sürecini yavaşlatan işlemlerle daha uzun süre saklanması sağlanır. Dondurmak, konserve veya kurutmak gibi diğer saklama metotları ile işlenmemiş uzun ömürlü çoğu gıda koruyucu içerir.

Örnek olarak küf veya bakteri gelişimini engellemek için kuru meyveler, sucuk, salam, sosis gibi kürlenmiş etlere üretim esnasında bazı kimyasal maddeler katılarak mikroplara karşı koruyucu önlemler alınır. Bunlar E200 koduyla başlar ve öylece devam eder. Mesela sülfür dioksit (E220), nitrit (E249) ve nitrat (E252) kodu ile bilinir. Şeker, tuz, sirke gibi maddeler de geleneksel koruyucu olarak gıdaların uzun süre saklanması için eskiden beri kullanılmaktadır.

İnsan vücudu da bozulmaktan korunur. Vücudumuzda çalıştırılan bağışıklık sistemi, bedeni çevresel kirler, zararlar, zehirler, iç ve dış düşmanlardan yani, mikrop ve kanserlerden koruyan mükemmel bir organizasyondur. Çocukluk çağında ve ihtiyarlık döneminde gücü biraz zayıf olabilir.

Bazı bağışıklık sistem hücreleri sadece kanda devriye görevi yapar. 
Bazıları da dalakta, boğazdaki, kasıktaki ve koltuk altındaki lenfa bezlerinde, kemik iliğinde, karaciğerde, deride, akciğerlerde, beyinde ve bağırsak çevresinde sabit yerlerde görev yaparlar.

Bağışıklık sistemi; vücudun savunma sistemidir; istilacı mikroorganizmalara karşı savaşacak ve hastalıklara karşı koruma sağlayacak şekilde yaratılmıştır. Vücutta bir tümör oluşursa onun yabancı hücrelerini tanıyıp onları da yok eder.

Bağışıklık sisteminin temel kaynağı beyaz kan hücreleri (lokositler)dir. 1mm3 kanda 3.500-10.000 arasında beyaz kan hücresi vardır. Bunların içinde farklı yapılarda hücreler bulunur. Mesela T ve B lenfositler en belli başlı olanlardır.

Kanda dolaşan lenfositlerin ortalama %80’ini T hücre, %10’unu B hücre geri kalan %10’unu ise NK (Doğal katil hücreler) oluşturmaktadır. B lenfositler, yabancı bir uyaranla uyarıldıkları zaman antikor adı verilen savunma maddelerini (silahları) üretecek yapıda yaratılan hücrelerdir. (((  resim1 ve resim 2  )))

 T lenfositlerinin en önemli alt grupları T4 (CD4) ve T8 (CD8 lenfositler), monositler, nötrofiller, basofiller, eozinofiller, makrofajlar, dentritik hücreler (derinin langerhans hücreleri, lenf düğümü dentritik hücreleri, interstisiyel ve mikrogila) bu sistemin diğer savaşçı askerleridir. Bağ dokuya geçen monosit, makrofaj adını alır. ((( resim 4: T-lenfosit ve kanser hücresi  )))

CD4 hücreleri vücudun mikroplarla ve kanserlerle savaşmasında en önemli hücrelerdir. Virüs vücuda girdikten sonra doğruca CD4 hücrelerinin içine girer ve orada çoğalır. Normal kişilerde CD4 hücre sayısı, mm3’de 600-1500’dür.

Vücudun içinde yaratılan bu bağışıklık sistemi hücreleri, tabiat eczanesinde bulunan bazı gıdaların ve vitaminlerin alınmasıyla da güçlenir.

Mesela kış aylarında güneşten, dolayısıyla D vitamininden uzak kalan ve soğuğa direnmeye çalışan cildimizin bağışıklığı zayıflar. Güçlü bir bağışıklık sistemi için D, B12, B6, A ve C vitaminleri ve antioksidan gibi mikro besinlere ihtiyacımız vardır. Portakal, mandalina ve greyfurt C vitamini deposu gibi yaratılan meyvelerdir. Ayrıca demir, çinko, selenyum elementlerini ve omega-3 yağını yeterli miktarlarda almak gerekir.

Elma ve soğanda kuversetin; domates ve karpuzda likopen; siyah ve yeşil çayda kateşin; siyah erik, siyah üzüm, kiraz ve vişnede antosiyanin; balkabağı ve havuç gibi sebze ve meyvelere depolanan ‘betakaroten’ denilen kimyasal maddeler antioksidandır, yani bu maddeler bağışıklık sistemini güçlendiren ve vücudun korunmasına sebep olan besinlerdir.

Tarçın, zerdeçal, kırmızı ve karabiber, sarımsak, lahana ve karnabaharda bulunan bazı maddeler de tabiat eczanesinin eliyle Allah’ın bizim için yarattığı diğer güçlendirici besinlerdir.

Her sanatçı kendi sanat eserini korumak ister, gerekli önlemleri de alır. Bilgisayarları zararlı virüslerden korumak için nasıl antivirüs programaları kuruyorsak, insan vücudunun sahibi ve sanatkârı da kendi eserini korumak için bağışıklık sitemini onun içinde kurmuş ve çalıştırmaktadır. Tabiat eczanesinde yarattığı besin ve vitaminleri de onun yardımına sunmaktadır. Onları alıp yemek de artık bize kalmıştır.