TR EN

Dil Seçin

Ara

Kur'an, Kâinatı Nasıl Anlatıyor? II

Kur'an, Kâinatı Nasıl Anlatıyor? II

Kuran’ın yaratılışla ilgili işaretleri önemlidirdir.

Bir önceki yazımızda birkaç örneğini de verdiğimiz Kuran’ın yaratılışla ilgili işaretleri önemlidirdir. Çünkü bu işaretleri, Miladi 6. yüzyılda bildirmek, beşer aklının kârı değildir ve olamayacağı için, Kur’an’ın Allah kelâmı olduğunun da bir göstergesidir.

Şimdi birkaç örnek daha verelim:

 

Kâinat Hakikatleri İle Yaratılış İle İlgili İşaretler:

“İnkâr edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?” (Enbiya Suresi, 30)

Bu Kur’an ayetinde, göklerle yerin birbiriyle bitişik olduğu “ratk” kelimesiyle ifade edilmiş. Bu kelime, Arapça sözlüklerde “birbiriyle iç içe, ayrılmaz durumda, kaynaşmış” anlamlarına gelir. Big Bang teorisinde anlatılan ilk anı düşündüğümüzde, “gökler ve yer” bir noktada, birbiriyle iç içe, ayrılmaz durumdayken, büyük patlamayla yarılıp ayrılmıştır.

Üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Onu nasıl bina ettik, nasıl donattık! Onda hiçbir düzensizlik ve eksiklik yoktur.” (Kâf Suresi, 6)

“Göğü kudretimizle bina ettik, onu genişleten de biziz.” (Zariyat Suresi, 47) Evrenin genişlemekte olduğunun keşfedilmesi yenidir.

Atmosfer bir zırh gibi yaratılmıştır.

“Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık.” (Enbiya, 32; Fussilet, 12)

Dünya’yı çepeçevre kuşatan atmosfer, canlılığın devamı için çok önemli fonksiyonları yerine getirir. Dünya’ya yaklaşan irili ufaklı pek çok göktaşı atmosferde parçalanır ve yeryüzüne düşerek canlılara büyük zararlar vermesi engellenir.

Atmosfer, ayrıca, uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan ışınları da filtre eder. Atmosferin bu özelliği çok dikkat çekicidir. Atmosfer, sadece zararsız orandaki ışınları, yani görünür ışık, kızıl ötesi ışınlar ve radyo dalgalarını geçirir. Bunlar yaşam için gerekli ışınlardır. Mesela, Güneş tarafından yayılan şiddetli ultraviyole ışınlarının büyük bölümü, atmosferin ozon tabakasında süzülür ve Dünya yüzeyine yaşam için gerekli olan az bir kısmı ulaşır. Atmosferden belirli oranda geçebilen ultraviyole ışınları ise, bitkilerin fotosentez yapmaları ve dolayısıyla tüm canlıların yaşamaları açısından çok önemlidir.

Atmosferin başka koruyucu özelliği de vardır. Dünya, uzayın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan yine atmosfer sayesinde korunur.

Yani, Dünya atmosferi, gökyüzünden gelecek tehlikelere karşı mükemmel bir koruyucu olarak yaratılmıştır. Atmosfer, büyük gök taşlarının ve zararlı ışınların yeryüzüne ulaşmasını engellerken, faydalıları ulaştıracak bir yapıdadır.

Demir gibi ağır metaller Dünya'ya uzaydan taşınmıştır.

“Peygamberlerle beraber kitabı ve hak ölçüleri indirdik. Biz demiri de indirdik, onda hem kuvvet ve hem şiddet, hem de insanlar için faydalar vardır.” (Hadid Suresi, 57; 25)

Ayette, demirin ne kadar faydalı bir madde olduğu ve dünyaya uzaydan getirildiğine dikkat çekilmiş. Bilindiği gibi, demir gibi ağır metaller, kâinatın büyük üretim fırınları diyebileceğimiz yıldızlarda yaratılmaktadır. Ölen bu yıldızların patlamasıyla uzaya saçılan metallerden bir kısmı da bir ölçü ile yeryüzüne indirilmiştir.

Bugün medeniyetin geldiği noktada demir madeninin önemli büyüktür. Bu arada demirde kuvvet ve şiddet bulunduğuna işaret edilmiştir. Pek çok makine ve tezgah demirin kuvvetiyle çalışabildiği gibi, demirden yapılan silahlarla da şiddet üretilmektedir.

Kur’an, demirden çok basit aletlerin yapıldığı bir zamanda bunları haber vermekte ve bu gerçekleri veciz olarak ifade etmektedir.

Bu gibi pek çok ayetlerle anlıyoruz ki, Kur’an baştan sona mucizedir.

Bilgimiz arttıkça Kur’an ayetlerinin farklı mana katmanlarını anlıyor ve Âlemler Rabbinin ilmini ve kudretini daha iyi tanıyabiliyoruz.

Zaten Kur’an’da kâinatla ilgili öyle ifadeler okuyoruz ki, bunları ancak kâinatı yaratan haber verebilir.