Kabe'de Kılınan Namaz / Bir Hatıra
Allah her namazımıza Kâbe’de kılınan namazların feyzini versin.
Bügün yine seyyah oldum. Issız dağ başlarında gezinmeye çıktım. Uzaklarda koyun sürüleri ve çobanları, etrafta gezen çoban köpekleri var.
Bir halı gibi serilmiş çimenlerin yeşillikleri arasında renk renk serpilmiş çiçekler ve dağlara has otlar var.
Etrafımda ne bir yayla, ne de bir köy yok. Uzaklardayım… Sanki hayaller âlemindeyim.
Küçük derelerde akan suyun sesi içime huzur getiriyor.
Derken kulağımda derinlerden bir ezan sesi yankılandı; sağa sola bakıyorum, etrafta ne bir kul, ne bir minare var… İçime işledi, beni alıp götürdü bu ses. Vakit ikindi… Dereye inip pırıl pırıl akan sudan abdest aldım.
Çimenlerden seccademin üzerinde huzur dolu namazın ardından, dua için bir taşa yaslandım.
O sırada yaşlı bir amca bana doğru geldi.
Selâmun aleyküm.
Aleyküm selaam.
Yanıma oturdu. “Bak evlat,” diyerek söze başladı, “Bu ıssız dağ başında, gösterişten uzak, huşu ile kılınan namaz Kâbe’de kılınan namaz gibidir. Aman namazlarını ihmal etme.” dedi.
Her şeyin sıradışı olduğu bu ortamda bu olay beni çok etkiledi. Âdeta tutuldum kaldım. “Kâbe’de kılınan namaz” ifadesi beni alıp götürdü. Efendimizi (asm), sahabeleri hayal ettim; onların yanında hissettim kendimi…
Fakat hayal dünyamdan çıkıp kendime gelince baktım ki, yaşlı amca yok. Şaşırıp kaldım ama kalbim kuş gibi hafifti ve meraklandım da… Acaba kimdi o?..
Allah her namazımıza Kâbe’de kılınan namazların feyzini versin.