Dilimiz Konuşuyor
Her şey konuşur; kimi diliyle kimi işiyle, kimi de haliyle.
Ara
Her şey konuşur; kimi diliyle kimi işiyle, kimi de haliyle.
Her şey konuşur; kimi diliyle kimi işiyle, kimi de haliyle. Dilimiz de konuşur. Bu yazımızda ona kulak verelim. Bakalım nelerden bahsedecek, kendini nasıl anlatacak...
MERHABA. Ben diliniz. Siz konuşurken ve yemek yerken ve hiç farkında olmadan pek çok iş yaparım. Size biraz kendimden bahsedeyim:
λEğer ben olmasaydım ne yemeklerden lezzet alabilirdiniz, ne de konuşabilirdiniz. Allah beni, ses telleri ile ortak çalışarak beyinden aldığım düşünce sinyallerini konuşmaya çevirecek şekilde yarattı. Yani konuşmada son aşamayım ve sadece bir aracıyım. Ama görevim çok önemli. Benim sayemde insanlar aralarında kolayca iletişim kurabilirler. Ben olmazsam, ancak işaret diliyle anlaşabilirsiniz.
λYemek yerken aldığınız lezzetin başlangıç noktası benim. Bunu üzerimdeki algılayıcılarımdan topladığım bilgileri beyne göndererek yapıyorum. Üzerimde 4 farklı tipte, papilla denilen çıkıntı yaratılmıştır. (Resim 1) Bunların üçünde tatları ayırt etmeye yarayan tat alma cisimcikleri var. Her tat alma cisimciğinde ise yaklaşık 100 adet hücre görevlidir. Acı, tuzlu, tatlı ve ekşi tatlar farklı bölgelerimde algılanır. Papilla denilen bu algılayıcıların etrafında salgı hücreleri de yaratılmıştır. Aslında bu papillalardan damak ve gırtlakta da vardır.
λBazı çocuklarda doğuştan çeneye yapışık haldeyimdir. Buna dil bağı denir ve ameliyatla düzeltilmesi gerekir.
λBazı hastalıkların belirtisini de gösterebilirim. Mesela kızıl hastalığında rengim kırmızı olur ve üzerimde beyaz lekeler oluşur.
λÖnemli bir görevim de yiyeceklerin çiğnenmesi ve yutulması sırasındadır. Bu görevler için de kaslarımı kullanırım ve dişlerle beraber çalışırım.
λBana verilmiş sekiz adet farklı kas sayesinde her yöne hareket edebilirim. Bu kasların bir kısmı çene ve damak kemiklerine yapışıktır.
λDilin kemiği olmaz derler ama bu bir bakıma yanlıştır. Çünkü “hyoid” isminde bir kemiğe sahibim. Bu kemik damağa yakın olan arka kısmımdadır. Ama çoğu kısmım kastan oluşur. (Resim 2)
λAslında konuşmada sadece aracı olmama rağmen, sembolik anlamım büyüktür. Benimle ilgili birçok deyim var. Mesela “dil yarası, dile kolay, dilinde tüy bitmek” gibi. Bazı durumlarda “dil kılıçtan keskindir.” Diline sahip olmak cennete ulaştıran yollardan biridir.
Kaynaklar:
How taste works: cells, receptors and gustatory perception. Cell Mol Biol Lett. 2015
SPOTLAR
Tatları algılamada görevli hücreler, dildeki papilla denilen yapılarda bulunur. Tuzlu ve ekşi tatların nasıl algılandığını
bilim henüz tam olarak aydınlatamamıştır.
Dilimiz olmasaydı tadları ayırt edemezdik.
Üzerimde çok özel bir kaplama yaratılmıştır. Bu kaplama mukoza denilen bir örtü ve birçok algılayıcı hücreden oluşur.
Bu hücreler, tatlı, tuzlu,
ekşi ve acı lezzetleri
algılmada görevlidirler.
Kedilerin dilindeki sert, kaba papillalar
su içmek, beslenmek ve temizlenmek için
özel yaratılmıştır.
Dilimiz çizgili kaslardan yapılmış bir organdır. Üzeri çok katlı epitelle kaplanmıştır. Orijinal,…
Kaşların konumunu ifade eden kasların çeşitli bileşimleri ile yüzümüz değişik duygularımızı belli…
Güneş, Dünya ve yıldızlar gibi Ay da bizleri kendisini tanımaya davet ediyor.…
Anlayana her şey konuşur. Neler neler anlatır.
“HER YÜZ BİR DÜNYADIR.” Balzac böyle diyor... Evet, insan yüzünün özellikleri saymakla…
İnsanoğlu, hoyratça çiğnediği toprağın sırrından binlerce yıl habersiz olarak yaşadı. Bu sırrı,…