Bitkiler Uyur mu?
Acaba bitkiler de uyur mu dersiniz?
Ara
Acaba bitkiler de uyur mu dersiniz?
Uykusuzluğa iyi gelen bitkileri biliriz de, bitkilerin uyuyup uyumadıklarını pek bilmeyiz. Acaba bitkiler de uyur mu dersiniz?
Bitkilerde elbette bizim anladığımız manada bir uyku durumu yoktur. Ancak bazı bitkilerde hareket şekli olarak uykuya benzetilen davranışlar vardır.
Bitkiler nasıl uyur?
Bazı bitkilerde yapraklar gün batımı ile birlikte üst üste kapanır, gün doğumu ile birlikte yeniden açılır. Bu hareket uyku hareketine benzediği için botanik biliminde bu duruma “niktinasti” adı verilmiştir. Örneğin yol kenarlarında sıklıkla rastladığımız akasya (Şekil 1) ve gülibrişim bitkisinin (Şekil 2) yaprakları bileşik yaprak tipindedir, yani küçük yaprakçıklar bir eksenin iki yanında simetrik olarak karşılıklı dizilmişlerdir. Bu bitkilerde gün boyunca yaprakçıklar birbirinden ayrıdır, gece ise sanki uyku durumuna geçermiş gibi yaprakçıklar birbiri üzerine kapanır. (Şekil 3)
Şekil 1
Şekil 2
Şekil 3
Bitkilerde uyku mekanizması
Bitkilerde uyku hareketinin mekanizması oldukça karmaşıktır. Bu uyku hareketi, yaprak sapının dala bağlandığı yerdeki şişlikte (pulvinus-yastıkçık) bulunan hücrelerde meydana gelen turgor değişimine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. (Şekil 4)
Şekil 4
Gün ışığındaki değişim yaprak damarları vasıtasıyla yaprak sapının gövdeye bağlandığı yerde yer alan pulvinus hücrelerine iletilmektedir. Gelen mesaja göre buradaki hücreler ya çevresinden su alarak turgor hale gelir ve yaprakçıklar açılır (gündüz hâli) ya da turgorunu kaybedip büzülür (gece hâli) ve böylece yaprakçıklar üst üste kapanırlar. (Şekil 5)
Şekil 5
Bu mekanizmayı kim çalıştırabilir?
Odunsu bir yapıya sahip olan ve ne gözleri, ne saati, ne de sinir sistemi olmayan bitkiler yapraklarını kapama ya da açma vaktini nasıl hesaplamaktadırlar?
Evrimciler, bitkilerin bu mekanizmaları zaman içinde tesadüfen gerçekleşen değişimlerle kazandıklarını iddia ederler. Ancak, bitkilerin ışık periyodundaki değişimleri algılayacak bu mekanizmayı kendi içinde nasıl kurduğu, sonra da bununla ilgili genetik bilgileri kodlayıp hücrelerine nasıl yerleştirdiği ve bu bilgiyi gelecek nesillere aktarmayı nasıl başardığı gibi sorular cevapsız kalmaktadır. Cevap vermemekte çok haklılar; çünkü bu planlı işleri bir bitkinin yaptığını söylemek, ne bilime ne de gerçeklere uymaz.
Tabiatta her şey kanunlar ve sebepler dairesinde cereyan eder. Bu da bize, kâinattaki bu kanunları koyan ve bütün varlıkları bu kanunlarıyla idare eden sonsuz ilim sahibi bir Yaratıcının varlığını gösterir.
Bilimin yaptığı ise; Yaratıcının kudretiyle gerçekleşen bu girift hâdiselerin nasıl olduğuna sebepler dairesinde izah getirmektir.
Ancak aklı ile beraber vicdanını da çalıştıran insanlar, sebeplerin arkasındaki gizli kudret elini görebilmektedirler.
Kaynak
1. Gómez LA. Simón E. Circadian Rhythm of Robinia pseudoacacia Leaflet Movements: Role of Calcium And Phytochrome. Photochemistry and Photobiology, 61: 210–215, 1995.
2. Kocaçalışkan, İ. Bitki Fizyolojisi, Nobel Yayınevi, 2008.