TR EN

Dil Seçin

Ara

Hayatın Tarihindeki Aniden Ortaya Çıkışlar Neyi Gösteriyor? / Yukarıdan Aşağı Evrim, Aşağıdan Yukarı Evrim

Hayatın Tarihindeki Aniden Ortaya Çıkışlar Neyi Gösteriyor? / Yukarıdan Aşağı Evrim, Aşağıdan Yukarı Evrim

Darwin “Doğa ani sıçramalar yapmaz. Eğer ani sıçramalar var ise, bu yaratılışın delilidir.”(*) der. Bulunan fosiller gösteriyor ki Kambriyen dönemi canlı çeşitliliği patlaması, işte doğada böyle ani bir atlamadır. Bilinen şubelerin çoğu ve vücut planlarının hepsi Kambriyen döneminde, jeolojik zaman ölçeğine göre bir an denilebilecek kadar kısa bir zamanda ortaya çıkmıştır.

“Biz Çin’de Darwinizmi sorgulayabiliyoruz;

sadece hükümeti sorgulayamıyoruz.

Siz ABD’de hükümeti sorgulayabiliyorsunuz,

fakat Darwinizmi sorgulayamıyorsunuz.”

Çinli bilim adamı Dr. Çen.

 

Hayvanlar âleminde aynı temel mimariye sahip organizmalar yani benzer gelişim ve morfolojisi olanlar sınıflandırmada aynı şubelere konulur. Örneğin omurgalılar ve eklembacaklılar farklı şubelerdir. 

Bazı omurgalılar. 

Üstte bazı omurgasızlar.

Şube sınıflandırmada 3. büyük gruptur. Yaklaşık 40 kadar şube vardır. Farklı şubelerdeki hayvanların vücut planları birbirinden farklıdır. Bir şube diğerine benzemez.

Yukarıda bir gül ve aslanın sınıflandırılması görülmektedir.

Kaynak: https://www.kursunkalem.com/UserFiles/ArticleFiles/canlilarin-siniflandirilmasi28028641.jpg

 

Şubeler Arası Farklılıklar Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Darwin “Doğa ani sıçramalar yapmaz. Eğer ani sıçramalar var ise, bu yaratılışın delilidir.”(*) der.

Bulunan fosiller gösteriyor ki Kambriyen dönemi canlı çeşitliliği patlaması, işte doğada böyle ani bir atlamadır. Bilinen şubelerin çoğu ve vücut planlarının hepsi Kambriyen döneminde, jeolojik zaman ölçeğine göre bir an denilebilecek kadar kısa bir zamanda ortaya çıkmıştır.

Kambriyen, günümüzden takriben 540 milyon yıl önce başlamış ve yaklaşık 56 milyon yıl devam ettiği kabul edilen jeolojik bir devredir. Bu devreden öncesine Prekambriyen, yani ‘Kambriyen öncesi’ denilir. Prekambriyende bazı bakteriler, mavi-yeşil algler, bazı solucanımsı canlılar, süngerler ve bir kısım yumuşakçalar vardı.

Evrimcilerin iddialarına göre, canlılar yeryüzünde tedricen, yani yavaş yavaş mevcut canlıların çevre şartlarına göre değişmesiyle hasıl olmuştur. Fakat Prekambriyen’den sonra gelen Kambriyen devrinde, yaklaşık 5-6 bin yılda, birbiriyle akrabalığı sözkonusu olmayan ve tamamen farklı yapı ve karakterde çok çeşitli yüksek yapılı canlıların fosil kayıtlarında aniden ortaya çıkması, onların; “Canlılar yavaş yavaş birbirlerinden meydana geldiler” şeklindeki felsefelerini geçersiz kılmaktadır.

Şu an gördüğümüz tüm canlılar Kambriyen döneminde ortaya çıkan şubelerden birine denk düşüyorlar. Vücut planları teker teker ve yavaş yavaş ortaya çıkmış değil. 

Ünlü Darwinist ve Paleontolog Stephen Jay Gould: “Kambriyen patlaması jeolojik ölçekte bir anda olmuştur. Temel anatomik tasarımların hepsinin evrimsel ilk ortaya çıkışlarının bu zamanda olduğunu düşündüren sebeplerimiz var,”1 demiştir.

Darwin’in iddiasına göre önce tek bir canlı türü vardı. Küçük küçük değişikliklerle önce yeni türler, sonra yavaş yavaş farklılıklar arttıkça yeni cinsler ve sırasıyla daha büyük gruplar oluşmalıydı. Yani aşağıdan yukarı, basitten karmaşığa giden bir mekanizma olmalıydı.

Kaynak: By Peter Halasz. (User:Pengo) - Own work, Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=2480732

Yani Darwin’in iddiasına göre sınıflandırma grupları şu sıra ile oluşmalı idi:

Yukarıdan aşağı giden ve Darwin’in teorisini çürüten diğer mekanizma ise, hayvanlar arasındaki temel farkların orijinal ve en baştan beri var olmasıdır. Bir yumuşakça veya eklembacaklı fosiline baktığımızda ana farklılıkları ta Kambriyen döneminden, yani yaklaşık 540 milyon yıl öncesinden beri mevcut olduğunu görüyoruz. Yani fosil kayıtlarına göre yukarı grupların özellikleri en baştan belirlenmiştir.

Dolayısıyla grupların var olma sırasının şöyle olduğu gözlemleniyor:

Kaynak: By Talifero - Own work, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=16839452

Yukarıdaki resimde fosil kayıtlarına göre bilgisayar çizimi yapılmış bir Kambriyen dönemi canlısı olan Haikouichthys görülmektedir. İlk balıklardan olan bu canlı detaylarda farklı olup, vücut planı olarak günümüz balıklarına benzemektedir.

Aşağıdaki eklembacaklı, kabuklu canlının da günümüzdekilere vücut planı aynen benzemekte, farklılıklar ise detaylarda kalmaktadır.

Üstte Kambriyen dönemi eklembacaklı kabuklu canlı.

Kaynak: https://www.nature.com/articles/nature06138?utm_source=commission_junction&utm_medium=affiliate

Günümüz eklembacaklı ve kabuklu canlılarından olan bir Amfipod.

Kaynak: By © Hans Hillewaert, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=946245

Yani bu canlıların aynı şube içerisinde sınıflandırılmasının gerekçeleri, canlıların dünyaya ilk geldiği Kambriyen döneminden beri vardır. Darwin’in teorisinde olduğu gibi kademeli olarak uzun bir zamanda oluşmamışlardır. Üstelik Kambriyen toprak tabakasının bir altındaki toprak tabakasında öncü atalarına ait bir iz, bir fosil bulunamıyor.

Vücut planlarının Kambriyen döneminde ortaya çıkıp detaylarda farklılaşmaya, Darwin’in öğretisinin aksine, varlık sahnesine ilk kez çıkan canlılarda yukarı büyük grupların özelliklerinin, ilk önce belirmesine başka bir örnek ise yine bir Kambriyen canlısı olan Latouchella’dır.

Kaynak: By Apokryltaros at English Wikipedia, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=6865201

Sizce de vücut planı aynı bir karındanbacaklı olan salyangoza benzemiyor mu?

 

İnsan Yapımı Teknolojik Ürünlerde de Aynı Süreç Görülüyor 

Âlemdeki yaratılış sürecini insan yapımı teknolojik ürünlerdeki süreçlere de benzetebiliriz. Örneğin bir arabanın yapımında ilk arabadan şu ana kadar geçerli olan temel dizayn belli: dört tekerlek, şase, hareket mili, iki aks. İlk arabadan günümüze bu temel tasarım üzerine detaylarda birçok değişiklik yapılmış fakat aynı temel şu anki arabalarda da var.

Kaynak: https://libwww.freelibrary.org/digital/item/53921

Kaynak: https://www.howardsgroup.co.uk/news/group/how-much-have-cars-changed-in-the-last-ten-years

Aynı dizayn mantığını aşağıdaki akıllı telefonlarda da görmek mümkün. Belli ana hatlar telefonun markasını belirliyor. Zamanla detaylarda farklılıklar yapılıyor. Telefonun markasını bir şube, sonra çıkan farklı modelleri ise farklı türler olarak düşünebiliriz.

Fosil kayıtlarından gördüğümüz de aynı şey, doğada da bu şekilde yukarıdan aşağı doğru özelleşen bir dizayn mekanizması göze çarpıyor. Örneğin bir böceğin segmentli bir gövdesi, eklemli bacakları ve dış iskeleti vardır. Bunların hepsi Kambriyen patlamasında aniden ortaya çıkmış yapılardır. Bugün bu orijinal esas plana hâlâ doğada milyonlarca türde rastlanmaktadır. Bu yukarıdan aşağı dizayn, yani önce ana hatların ortaya çıkıp sonra detaylarda farklılıklar belirmesi Darwin’in teorisi ile hiç uyuşmuyor.

Darwin’in tahmininin doğru olduğunu düşünürsek zamanla oluşan şubeler grafik üzerinde şöyle bir artış göstermeliydi:

Fosil kayıtlarında görülen ise bu grafikle aynı doğrultuda değil. Karşımıza çıkan gerçek manzara şu şekilde:

Bahsettiğimiz model bilim dünyasının en prestijli dergilerinden olan Science dergisinde Roger Lewin tarafından şöyle ifade edilir:

Yukarı sınıflandırma gruplarının oluşması için birkaç farklı model vardır. Bunlardan en bariz ikisi “aşağıdan-yukarı“ ve “yukarıdan-aşağı“ yaklaşımlardır. İlkinde, evrimsel yeni yapılar azar azar kademe kademe ortaya çıkar. Kambriyen patlaması ise ikincisine yani “yukarıdan aşağı” modele uyar.”2

Bu model ise Darwin’in tek kökten çıkan hayat ağacına değil, daha farklı şu sonuca ulaştırır:

Kaynak: http://www.fairviewbaptistchurch.ca/sermons/genesis-modern-biology/

 

Dr. Çen’in Tespiti

Paleontolog Jun-Yuan Çen, 2000 yılında ABD Washington Üniversitesi’nde Çin’de ortaya çıkan ve üzerinde çalıştığı Kambriyen fosilleri ile ilgili bir konferans verir. Konuşmasında beş parmağı açık bir şekilde elini havaya kaldırarak sonra da elini ters çevirerek, Çin’de çıkan fosillerin Darwin’in yaşam ağacını tamamen ters çevirdiğini söyleyince salonda rahatsız olanlar olur. Konferansın sonunda soru-cevap kısmında Washington’dan bir profesör:

Dr. Çen çok güzel bir konuşmaydı. Fakat hem bu kadar otoriter bir ülkeden gelip hem de bu fosillerin Darwin’in teorisini nasıl sarstığını anlatmaktan tedirgin olmuyor musunuz?” diye sorar. Doktor Çen’in cevabı ilginçtir: “Biz Çin’de Darwinizmi sorgulayabiliyoruz; sadece hükümeti sorgulayamıyoruz. Siz ABD’de hükümeti sorgulayabiliyorsunuz, fakat Darwinizmi sorgulayamıyorsunuz.”

 

Hayatın Tarihindeki Aniden Ortaya Çıkışlar

Kambriyen canlı tarihinde bir ilk değil. Fosiller, hayatın tarihinde 17 farklı patlamanın (aniden ortaya çıkışın yani yaratılışın) olduğunu gösteriyor.3,4,5,6,7,8 Yani fosil kayıtlarında baskın olan kalıp, Darwin’in kademeli mekanizması değil, tersine yeni türlerin ani ortaya çıkışı ve durgunluk, yani türlerin çok uzun bir zaman değişmeden kalması. 

Bir Kambriyen canlısı olan Trilobitler şu anki böcekler gibi birleşik gözlere sahipler. Yani bu sanat eseri sofistike gözler, hayvanlar ilk ortaya çıktığından beri var. Darwinizm öğretisinde olduğu gibi yavaş yavaş ve merhale merhale oluşmamış.

Trilobit fosili 

Kaynak: http://blogs.discovermagazine.com/visualscience/2013/04/11/peering-into-trilobite-eyes-to-see-the-evolution-of-vision/#.XcXkJVdKhaQ

Bir tűr Trilobit olan Erbernochile erbeni’nin göz detayı. 

Kaynak: By Moussa Direct Ltd. - Moussa Direct Ltd. image archive, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=4437498

Birleşik gözleri olan günümüz sinekleri. 

Kaynak: https://www.biology-pages.info/C/CompoundEye.html

 

Darwin’in Teorisini Yıkan Kambriyen Dönemi

Darwin kendisi “Türlerin Kökeni” adlı kitabında “Eğer zincirleme, sayısız, küçük değişimlerle oluşmamış herhangi karmaşık bir organın varlığı gösterilirse, teorim tamamen yıkılır,” demiştir. Bir Kambriyen canlısı olan Trilobitlerdeki birleşik gözlerin öncü fosilleri ve daha az vazife görenlerinin fosilleri nerededir? Bu fosillerin bulunduğunu farz etsek bile bu kadar kısa bir sürede bunlar nasıl değişip bu hale gelebilmiştir? Doğal seleksiyonun kısa adımlarının yayılacağı uzun zaman ise Kambriyen dönemi için yoktur.

Kambriyen döneminden önce yaşayan canlılardan biri olan süngerler 5-6 çeşit hücreye sahiptir. Bir eklembacaklı veya omurgalı bir canlıda ise 50-60 farklı çeşit hücre bulunur. İster bu canlılar tek tek ve ayrı ayrı varlık sahnesine çıksınlar, isterse sünger gibi bir canlıdan bir eklembacaklı veya trilobit meydana getirilmiş olsun, bu Darwin’in “Doğa ani atlamalar yapmaz,” sözüne ters olup yine Darwin’in sözünün devamında geldiği gibi yaratılışa bir delil değil midir? 

Kambriyen’de jeolojik ölçeğe göre çok kısa bir zamanda bir canlıda hücre çeşidi sayısının on katına çıkması, bununla beraber yeni DNA kodlamaları ve hiç ortada olmayan çok sayıda proteinin sentezi ani bir atlama değilse nedir?

Süngerler. 

Kaynak: By Twilight Zone Expedition Team 2007, NOAA-OE. - NOAA Photo Library: reef3859, Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=17988026

Sünger. 

By Kirt L. Onthank, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=4961368

Kambriyen öncesinde de şimdi de var olan yumuşakçalardan denizanası.

Bir Kambriyen canlısı olan Anomalocaris canadensis. 

Kaynak: By PaleoEquii - Own work, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=81665473

Anomalocaris fosili. 

Kaynak: Royal Ontario Muzesi, Toronto. Keith Schengili-Roberts

Bir başka Kambriyen canlısı Marrella fosilleri ve bilgisayarda 3 boyutlu çizimi. 

Kaynak: By Joachim T. Haug, Christopher Castellani, Carolin Haug, Dieter Waloszek, Andreas Maas - Haug, J. T., Castellani, C., Haug, C., Waloszek, D., Maas, A. (2012). A Marrella−like arthropod from the Cambrian of Australia: a new link between “Orsten”−type and Burgess Shale assemblages. Acta Palaeontologica Polonica 58: 629–639. doi:10.4202/app.2011.0120, CC BY 2.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=30286328

Yukarıda resmi gösterilen Kambriyen öncesi var olan süngerler ve yumuşakçalar ile alttaki iki Kambriyen canlısı arasındaki uçurumun ne kadar derin olduğunu anlamak için bir biyolog veya paleontolog olmaya ihtiyaç var mıdır? Eğer irade edip, kudreti ile yaratan bir Halɩk olmazsa, kontrolsüz olaylarla doğada birinin diğerine evrimleşmesi sizce kaç milyon yıl alır?

Ünlü genetik ve evrimsel biyoloji uzmanı Susumu Ohno “…DNA’nın baz sıralamalarında %1’lik bir değişim için 10 milyon yıl gerekmektedir. Hayvanlar âleminde hâlâ var olan Şubelerin 6 ila 10 milyon yılda ortaya çıkışı, bireysel genetik değişimlerle açıklanamaz”9 der.

Kambriyen öncesi dönemde, süngerler, bazı küçük solucanımsı yaratıklar ve bir kɩsɩm denizanasına benzer yumuşakçalar vardır. Bunlar ve Kambriyen patlaması sonrası ortaya çıkan canlılar arasında ise jeolojik ölçekte çok kısa bir zaman ve %1’lik bir genetik farklılıktan çok daha fazlası olduğuna göre, bu güzel çeşitliliğin arkasında Âlemler Rabbinin iradesini, ilmini ve kudretini görmemek, gündüzün ortasında gözümüzü kapayıp kendimize gece yapmaya benzemez mi?

 

Dipnot ve kaynaklar:

(*) Batı’nın ve Darwin’in anlayışına göre, varlıklar aniden ortaya çıkarlarsa yaratılışın eseridir denilir. Hâlbuki İslâm’ın yaratılış tarifi daha geniş anlamlıdır ve şöyledir: Bütün varlıklar ister bir anda olsun, isterse tedrici, yani yavaş yavaş meydana getirilsin hepsi yaratılmıştır ve Allah’ın eserleridir.

1. Nature 377, p.682

2. Science 241, p. 292

3. Arthur N. Strahler, Science and Earth History: The Evolution/Creation Controversy (New York: Prometheus Books, 1987), 408-409.

4. Richard M. Bateman, Peter R. Crane, William A. DiMichele, Paul R. Kenrick, Nick P. Rowe, Thomas Speck, and William E. Stein, “Early Evolution of Land Plants: Phylogeny, Physiology, and Ecology of the Primary Terrestrial Radiation,” Annual Review of Ecology and Systematics, 29 (1998): 263-292.

5. Stefanie De Bodt, Steven Maere, and Yves Van de Peer, “Genome duplication and the origin of angiosperms,” Trends in Ecology and Evolution, 20 (2005): 591-597.

6.Niles Eldredge, The Monkey Business: A Scientist Looks at Creationism (New York: Washington Square Press, 1982), 65.

7.Alan Cooper and Richard Fortey, “Evolutionary Explosions and the Phylogenetic Fuse,” Trends in Ecology and Evolution, 13 (April, 1998): 151-156; Frank B. Gill, Ornithology, 3rd ed. (New York: W.H. Freeman, 2007), 42.

8. “New study suggests big bang theory of human evolution,” University of Michigan News Service (January 10, 2000).

9. PNAS USA 93 ,8475-78