Rahmetli anneannem anlatırdı:
Adamın biri evine giderken yolun kenarında, bir kafatası görmüş. Alnında da şöyle yazıyormuş: “Bu kafa neler gördü neler geçirdi… Kim bilir bundan sonra neler gelecek başına!..”
Adam meraklanmış; “Bir kuru kafanın başına bundan sonra ne gelebilir ki?” demiş kendi kendine.
Merak bu ya, kuru kafayı alıp eve getirmiş. Temizleyip cilalamış ve rafa koymuş. “Bakalım” demiş, “bundan sonra ne gelecek başına!..”
Adam hayvanlarına bakmak için ahıra gidince, eve hanımı gelmiş. Kuru kafayı görünce kıskanmış. Başlamış vesveseye, “Bu acaba kimin kafası; eski bir aşığı mı vardı; böyle kıymet verdiğine göre…”
Ve sonunda almış keseri, vura vura un ufak etmiş onu. Adam eve gelince kuru kafayı görememiş ve hanımına sormuş…
Hanımı da “Kırdım onu!..” demiş.
Adam şaşkınlık içinde “Ama neden!?.” diye sorunca hanımı cevap vermiş: “Kıskandım da ondan…”
Adam hayrete düşmüş… “Bir kuru kafanın başına bu geldiğine göre” demiş, “sağlam kafa kim bilir neler görmüştür…”