Ben Daha Ağlamadım
Bir Hatıra
Ara
Bir Hatıra
Yaylada koyunlarını otlatan küçük çoban varmış. Çocukluk bu ya; koyunlar otlarken o da oyuna dalmış. Bir ara oyundan başını kaldırdığında, koyunların kayıplarda olduğunu fark etmiş. Korkmuş, hemen aramaya başlamış... O tepe senin bu tepe benim, o vadi bu kuytu aramış ama koyunlarını bulamamış. Vakit de akşama yaklaşmış...
Küçük çoban telaşlanmış, heyecanlanmış... Hem ağlıyor hem de arıyormuş.
Böyle koştururken köylüsüne rastlamış.
Köylüsü meraklanıp sormuş: ''Ne oldu oğlum, niye ağlıyorsun?''
''Koyunları kaybettim emmi'' demiş çocuk.
Köylüsü teselli ederek, ''Ağlama oğlum, üzülme bulunur, sıkma canını'' deyince küçük çoban cevap vermiş:
''Emmi'' demiş içini çekerek ''Her yere baktım bulamadım, bir şu dağın ardı kaldı. Orada buldum buldum; bulamazsam sen o zaman gör bendeki ağlamayı...''
...
Dedem bu hikayeyi anlattıktan sonra şöyle demişti:
''Herkesin ümit bağladığı bir dalı, bir dağı vardır. Evlat; ümit olmadı mı yol biter...''
Saadet Asrından Bir Hatıra
Röportaj
Mustafa Sungur Ağabey’in ardından…
Yeni bilgiler ışığında dil öğrenme kabiliyetinin doğmadan önce başladığı ve doğduğumuzda belli…
Yeni duruma çok çabuk adapte olabiliyoruz. Günümüz toplumunda hep “daha” sözünü söylüyoruz.…
Modern dünyanın insanları her zamankinden daha çok, özellikle günümüzde ilahi metnin ebedi,…