TR EN

Dil Seçin

Ara

İki Yetim Anası / Bir Hatıra

İki Yetim Anası / Bir Hatıra

Köy hayatı uzaktan görünüğü gibi değildir; sürprizleri vardır…

Her zamanki gibi o gün de koyunları otlatıp, akşam olunca da eve getirdim. Evin önündeki ağıla kapattım. Sürüdeki kuzuları ise gece üşümesinler diye analarından ayırıp ahıra götürdüm.

O gece ağıla kurt girdi. Köpeklerin de havlamalarıyla ortalık karıştı, köy halkı ayaklandı… Ağıla giren kurt, o curcunada iki koyunumuzu boğmuştu.

Sabah olunca, annelerini emsinler diye ahırdaki kuzuları saldık. Bütün kuzular koşup annelerini buldular. Fakat iki kuzu meleye meleye annelerini aradı durdu. Boğulan koyunların yetim kuzularıydı bunlar. Onların bu hali bizi de ağlattı.

Aklıma kara koyunumuz geldi. Kuzusu doğum sırasında ölmüştü… Hemen gidip getirdim; yetim kalan iki kuzu gelip onu emmeye başladılar. Kara koyun bunları emzirdi, kendi kuzusu gibi sahiplendi. Yetimler de onu anneleri bellemişti.

Derken kuzular gün gün büyüdü; ama kara koyun da benim gözümde büyüdü. Onu ayrı sevdim, diğerlerine çaktırmadan sevdiği yemlerden yedirdim.

Babam bir gün, artık yaşlanmış olan bu kara koyunu satacak oldu. Ben hemen karşısına dikildim: “Baba bu koyunların hepsini sat; ancak ben bu koyunu sattırmam. Bu koyun iki yetim kuzuya analık yaptı, onları büyüttü. Onun için bu sürü kadar değeri var gözümde” dedim.

Babam şaşırdı… Bu tepkim karşısında onu satmadı. Kara koyunun adı da ondan sonra ‘yetim anası’ oldu.