TR EN

Dil Seçin

Ara

Ahir Zaman İnsanı / Bir Hatıra

Ahir Zaman İnsanı / Bir Hatıra

Bir çoban sırtını bir kayaya dayamış, keyifli keyifli otlayan koyunları seyrediyordu ki, aşağı taraftan bir ses duydu. Dönüp baktığında sesinden aç olduğu belli olan küçük bir kuzu meleye meleye koyunlara doğru koşuyordu.

Pıtır pıtır adımlarla koşarak gelen bu kuzu, en yakın koyunu emmeye başlamıştı bile… Fakat o emdiği koyunu bırakıp diğerine geçti; ardından bir diğerine…

Çoban hayret dolu bakışlarla seyrederken, o garip kuzu bu şekilde rastladığı bütün koyunları emmişti. Ancak yine de annesini arayan aç bir kuzu gibi meleye meleye sürünün öbür yanından koşup gitmişti…

Çoban şaşkındı. Ömründe ne böyle bir şey görmüş, ne de duymuştu…

Bu gördüğünü de zaten inanmazlar diye kimseye söylemedi.

Günlerden bir gün, yolu yayladan geçen bir yolcu çobana selam verdi. Derken sohbete daldılar. Çoban, güngörmüş birisi olan bu yolcuya, o hatırasını anlatabileceğini düşündü ve o kuzudan bahsedip ve bu halin nasıl bir hal olduğunu sordu.

Yolcu biraz düşündü ve:

“Bu kuzu, ahir zaman insanının halini anlatıyor olmalı…” dedi, “Ahir zaman insanı da böyle olacak; yiyecek içecek, ama yine de açım açım diye ağlanacak…”