TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arkası

Satır Arkası

FACEBOOK'UN KURUCUSU O İSLAM ÂLİMİNİ TAVSİYE ETTİ

Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg, ''Kitapların Yılı'' ismini verdiği kitap kulübünde takipçilerine, İbn-i Haldun'un Mukaddime eserini tavsiye etmesiyle dikkatler bir defa daha bu esere çevrildi.

Mukaddime, İbn-i Haldun'un 1375'te kaleme aldığı en ünlü eseridir. Tarih, iktisat, sosyoloji ve siyaset gibi birçok sosyal bilim için temel teşkil eden görüşleri içinde barındırır.

İbn-i Haldun, Mukaddime'yi büyük tarih kitabı 7 ciltlik ''Kitâbu'l-İber''in birinci cildi olarak tasarlamıştı. Ancak Mukaddime adıyla sanki ayrı bir esermiş gibi meşhur oldu.

İbn-i Haldun içinde bulunduğu tarihsel ve toplumsal şartları yakalamakla kalmaz, çağının çok ötesine uzanan görüş ve tespitleri vardır ki, bu tespitlerden çok yararlanılmıştır. Örneğin Carter döneminde neredeyse dibe vuran ABD ekonomisini derleyip toplayan Ronald Reagan bunlardan biridir.

Reagan 1981'de Başkan olunca, devlet harcamalarını kısmak ve vergileri düşürmek üzerine odaklı, ''Reaganomics'' denilen ekonomik uygulamaların ilhamını Müslüman bir düşünür, bir bilim adamı olan İbn-i Haldun'dan aldı. Reagan, ünlü ekonomik iyileştirme programını açıklarken de ''On dördüncü yüzyılda yaşamış bir Müslüman düşünür olan İbn-i Haldun'un, günümüz ekonomist ve maliyecilerden çok daha aklı başında ve toplumu sarsmayacak, soluğunu kesmeyecek çözümler ürettiğini'' söyleyerek, İbn-i Haldun'a teşekkür etmişti.

Reagan, Devletin Hal ve Gidişi (State of the Union) konuşmasında İbn-i Haldun'un ''Vergilerin yükseltilmesi toplumun olduğu kadar devletin de aleyhinedir. Düşük vergi serbest girişimciyi teşvik eder, sanıldığı gibi hazinenin boşalmasını değil dolmasını sağlar. Çünkü vergi tabanı genişler, herkes vergisini rahatça ödeyebilir tasarruf da yapabilir.'' görüşünü anlattı. Reagan'la birlikte İngiltere'de Margaret Thatcher da İbn-i Haldun'un Mukaddimesini yanından eksik etmezmiş. (Bkz: Profesör Sir Alan Walters - İktisadi konularda Mrs Thatcher'ın baş danışmanının 1987 tarihli anıları)

İbn-i Haldun'u batının ünlü düşünürleri Danilevski, Spengler, Kroeber ve Toynbee de örnek almışlar. Hatta devletler onun ekonomi üzerine öğretilerine başvurup uygulamışken bizim arada bir de olsa Mukaddime'nin kapağını açmamamız, ondan akıl almamamız düşündürücüdür.

 

***

 

Almanya’da bir belediye otobüsünün arkasında böyle yazıyor:

Bıçak İsmail’i kesmedi,

Ateş İbrahim’i yakmadı,

Balık Yunus’u yemedi,

Deniz Musa’yı yutmadı…

Çünkü onlar sadece Allah’a teslim oldular.

Gelin o zaman biz de Allah’a teslim olalım (Ona itaat ve kulluk edelim) ve sadece Ona güvenelim.

                              

Evet, Allah’ın elçileri sebeplerin yaratanına çağırırlar bizi. Sebeplerin değil, Allah’ın yaratıcı ve güç sahibi olduğunu öğretirler bize. Allah da peygamberlerinin şahsında her şeyin dizgininin kendi elinde olduğunu böyle göstermiş ve Kur’an’ında bildirmiştir bizlere…

 

***

 

BATININ GERÇEK YÜZÜ

Hep söyleniyor, yazılıyor:

'Batı medeniyetini öne çıkaran, üstün kılan; şiddeti organize ve sürekli uygulayabilme becerisidir.'

Peki, bizler ne yapıyoruz? Mütedeyyin kesime hitap eden ve sahiplerinin de öyle olduğunu bildiğimiz bir televizyon kanalı, ana haber bülteninde ve dakikalar boyunca, Amerika'da bir köpeğin sel sularından kurtarılma görüntüsünü veriyor. Spiker, haberi şu cümleyle bitiriyor: ''Köpeğin sağlığı iyi.'' Aynı Amerika'nın o gün Afganistan ve Pakistan'da neler yaptığını ise izleyicilerine söylemiyorlar. Kaç Müslüman'ın hayatından yahut sağlığından olduğunu. Bunu bilmeyen insan ne yapar? Orası ile burasını kıyaslayıp yanlı vre yanlış sonuçlara varabilir. Bir köpeği kurtarmak için bütün imkânlarını seferber edenlerin, binlerce güzel ve masum insanın hayatını nasıl kararttığını anlayamaz...

Hüsrev Hatemi'nin yeni kitaplaşan hatıralarını okurken, konumuzla ilgili olarak, şu paragrafın altını çizdim:

''Oldukça geç olarak, 1969 yılında batı ülkelerini görmeye başladım. Bir iki yıl içinde anladım ki, batılıların bize karşı sevgisi var zannetmemiz, kendimizi inandırdığımız bir masaldı.'' (Tapu Sicil Muhafızının Anıları, sayfa 56)

           — İbrahim Tenekeci

 

***

 

Başıboş gezen deveye bedeviler 'cehl' derler. Yani ipini koparmış ve her an başka bir kervanın malı, kölesi olmaya hazır bir deveye 'cehl' yani 'cahil' derler.

Deve kaçmasın diye boynuna ve ayaklarına bağladıkları ipe ise bedeviler 'aql' (El Aql) yani 'akıl' derler. Akıl kavramının kökeni budur.

Öyleyse insanın başıboş gezmemesi ve başkalarının kölesi olmaması için bağlı olduğu bir ip vardır ve bu ipin adı ''akıl''dır. 

Akıllı bir varlık olan insan aynı zamanda bir ahlak varlığıdır. Akıllı bir varlık olan insan, serbest değildir ancak iradesi ve tercihi olduğundan hürdür.

           — Mehmet Sabri Genç

 

***

 

İSRAFA VAR, YARDIMA YOK

Dünyada yaşanan en büyük tezatlardan biri, bir tarafta 850 milyon insan açlıkla mücadele ediyor, diğer tarafta 500 milyonu obezite olmak üzere toplam 1.4 milyar kişi aşırı kilo problemi yaşıyor.

Bain&Company isimli danışmanlık şirketinin hazırladığı ''Küresel Lüks Tüketim Malları İlkbahar Raporu'' insanlık için ibret verici ve düşündürücü bir tabloyu ortaya koydu. Dünyada ''lüks israfın hızla arttığını'' gösterdi. Lüks tüketici sayısındaki yükseliş, 10 yılda 140 milyondan 350 milyona çıktı. Rapora göre dünyada bu lüks harcamaların %30'unu Çinliler gerçekleştiriyor. 

Oysa BM verilerine göre, dünyada 850 milyon aç insanın gıda ihtiyacı için yıllık 30 milyar dolar yetiyor. Lüks harcamaya ve israfa gelince paranın hesabını yapmayan ve 250 milyar dolar harcayan dünya, aç insanların doyurulması için bu rakamın 8'de 1'ini bile toplayamıyor.