ÜCRETİ NE KADAR?
Ahmet Zafer yeni aldığı pantolonun paçalarını yaptırmak için dedesi Terzi Abdullah'ın dükkanına gider.
Yılların terzisi ak saçlı Abdullah Usta, sevgili torununun büyümüş de dükkanına bir işi düşmüş olduğunu görmekten son derece mutludur.
Üzerine düşen görevi büyük bir keyifle ve titizlikle yerine getirir.
İş bitince Ahmet Zafer dedesine nezaketle sorar:
''Dedeciğim ücreti ne kadar?''
Terzi Abdullah, torununun yüzüne gülümseyen bir yüzle bakar, şöyle der:
''Bir tebessüm yeter...''
***
PARİS CANAVARI
Mithat Cemal Kuntay yurt dışı seyahatlerinden birinde Fransa'ya gider, Paris'i gezer, görür.
Geziden döndüğü zaman, dostları Paris anılarını sorarlar.
Yazar oradaki hayatın pahalılığına işareten, zarif bir nükteyle cevap verir:
''Paris paraya doymayan bir canavar. Cüzdanımı sürekli açıp kapamaktan, on gün içinde, birkaç yıl eskidi.''
***
GİDEN GELEN SESLER
Selim Gündüzalp bir arkadaşıyla telefonda konuşmaktadır.
Bir ara karşı taraf söylenenleri tam olarak duyamamaktan şikayet eder.
''Sesler bir gidip, bir geliyor.'' der.
Selim Gündüzalp cevap verir:
''Sesler gidip gelecek ki, beni duyabilesin.''
***
GÜLMEK KOLAY MI?
Jan Fino, uzun ömrün sırları üzerine yaptığı bir sohbet sırasında, ''Çok yaşamanın yegâne sırrı halinden mutlu olmaktır, her bir tebessümünüz ömrünüze bir gün katmış gibi olur.'' der.
Dinleyicilerden biri:
''İyi ama her zaman gülmek de o kadar kolay değil.'' diye itiraz eder.
J. Fino bu dinleyiciye şöyle cevap verir:
''İyi kalpli de olamaz mısınız? İşte size bir mutluluk kaynağı, işte âb-ı hayat...''