TR EN

Dil Seçin

Ara

Hoş'âmedi / Şiir

Hoş'âmedi / Şiir

  Vuslat şenliğinde Semâ ve Zemîn :

“-Geldi, geldi!.. Rahmeten lil Âlemîn!..”

 

Ay güneş… pervâne olmuş Şem’ine,

Haşyetinden tanelenmiş Pervîn!..

             

İndi salkım salkım binlerce şahâp

Bir ışık yağmuru, bir şehrâyîn!..

 

Gülledir zâlim için her yıldız:

Recmedildi topyekûn Şeytân ve Cin!..

 

Tertemiz görmeli Vahy’in yolunu

O Yüce Misafir: Cibrîl-i Emîn!..

               

Gerçeğin Asâsı yuttu yalanı,

Geldi imâna müneccim, kâhin…

          

Kâbe’de yüzüstü Lât, Uzza, Menât…

Yok artık putlara payanda, perçin!..

    

Bin yıllık Mecûsî Ateşi söndü:

İbrâhim Nesli’ne her ateş serin!..

 

Cehennem, gülzâr’a dönüverse, az!..

O Şanlı Torun’un hatırı için…

 

Kutsal(!) vâdî “Sava”, suya garkoldu!..

Ve Göl battı!.. tâ esfel-i sâfilîn!..

 

Çöktü “on dört” burc’u Pers Sarayı’nın,

Dehşetle sarsıldı Şehr-i Medâyîn!..

 

Şam’lı Satîh dedi: “-Bunlar, işâret;

Son Peygamber doğdu, bi âyn’el yakîn!..”

   

“-On dört kisra sonra biter Sâsânî,

Şarkt’tan Garb’a yayılır O Yeni Din!..” …

             

Bir bir çıktı sözü: Ömer Devri’nde

Geldi Gül Ülkesi’ne Dîn-i Mübîn!..

Yahûdi Tevrat’tan süzdü haberi:

“-Mahvolduk!.. Yıldızı doğdu Ahmed’in!..”

 

“-Ben-i İsrâil’den gitti Nebîlik,

Kureyş’indir devlet, mahşere değin!..” …

Kâinat, nûr… Mekke mesrûr… Kâbe şen!..

Dağılın bulutlar!.. Gökler, sevinin!..

 

Sensiz ermez Bahâr’a Kışlarımız,

Hoş gelişler, Ey Şefî’âl Müznibîn!..

Vuslat şenliğinde Semâ ve Zemîn:

“-İşte geldi!.. Rahmeten lil Âlemîn!..”