TR EN

Dil Seçin

Ara

Allah'ın Ordularından Akıllı Savaşçılar

Allah'ın Ordularından Akıllı Savaşçılar

Vücudumuzdaki mükemmel savunma sistemi

Bağışıklık sistemimizin bel kemiği olan T hücreleri birbirinden harika özelliklerle donatılmıştır. Temel görevleri vücuda yabancı hücrelere mesela mikroplara karşı savaşmak olan T hücreleri, kan dolaşımında bekçi askerler gibi sürekli dolaşarak nöbet tutar ve yabancı zararlılara karşı gerektiğinde hızla harekete geçerler.

T hücrelerinin belki de en önemli özelliği kendi DNA’larını değiştirebilmeleridir. Yabancı madde ve hücreleri tanımak için kullandıkları alıcılarını yani reseptörlerini bunlara uygun üretmeleri gerekir. Bu amaçla DNA’larındaki genetik kodu farklılaştırarak çok farklı yeni reseptörleri üretebilirler. Ayrıca yine bağışıklık sisteminin diğer önemli hücreleri olan B hücrelerine de bu konuda yardım ederek onların daha etkili antikorlar üretebilmeleri için gereken mutasyonları yani genetik olarak farklılaşmalarını sağlarlar.

T hücreleri milyonlarca farklı reseptörü üretebilir. Bu müthiş çeşitlilik yüzünden bazıları, T hücrelerinin rastgele reseptör ürettiğini bile iddia etmiştir. Ancak reseptör üretme faaliyetinin son derece organize bir olay olduğu ve 10 farklı aşamadan geçilerek bu üretimin gerçekleştiği göz önüne alındığında bu üretimin rastgele olamayacağını görmek çok zor olmayacaktır.

Normal hücrelerde DNA’da oluşan mutasyonların tamiri için oldukça karmaşık ve aşamalı bir tamir ve hasarlı bölgelerin arındırma sistemi vardır. Fakat T hücrelerinin kendi DNA’larını farklılaştırarak karşılaşabilecekleri milyonlarca farklı düşmana karşı reseptör oluşturabilmeleri çok daha karmaşık ve mükemmel bir mekanizma gerektirir. T hücrelerindeki bu DNA değiştirme işinde birçok enzim görev alır ve bu, insanın kendi kendine beyin ameliyatı yapması kadar zor bir işlemdir.

T hücrelerinin DNA’larını değiştirerek farklı reseptör oluşturma işlevlerine VDJ rekombinasyonu adı verilir. V, D, ve J T hücrelerinin farklı genleridir. Bu genlerin o kadar çok çeşidi vardır ki bunları farklı şekillerde birleştirerek bu hücreler milyarlarca farklı reseptör oluşturabilirler. Bu reseptörler T hücrelerinin hücre zarına yerleştirilir ve yabancı hücrelere ve kanser hücrelerine karşı koruma sağlarlar.

T hücrelerinin diğer önemli bir görevi de somatik hipermutasyondur. T hücrelerinin önemli bir alt gurubu T helper yani yardımcı T hücreleridir. İsimlerine uygun olarak bu hücreler sinyal göndererek ya da direk kontak ile diğer bağışıklık sistemi hücrelerine yardımcı olurlar.

B hücrelerinin asıl görevi mikroplar gibi yabancı hücrelere karşı antikor üretmeleridir. Bu işlemin ilk aşamasında düşman hücrelere karşı birçok çeşit antikor üretilir. Daha sonra bunların arasında en uygun olanı seçildikten sonra bu antikorların seri üretimine geçilir. İşte somatik hipermutasyon işlemi bu aşamada devreye girer. Yani ilk üretilen antikorların arasında düşmana en zararlı olan antikorun bulunarak üretilmesi bu hücrelerin kendi DNA’larında çok farklı mutasyonların hızlı bir şekilde oluşturulması ile gerçekleşir. Düşmanı en etkili şekilde etkisiz hale getirecek antikor bu şekilde oluşturulduğu anda seri üretime geçilir ve bunlar kan dolaşımına salınır.

Hızlı mutasyon anlamına gelen hipermutasyon işlemi AID adı verilen özel bir enzim ile gerçekleşir. DNA’nın değişken olan belirli bir bölgesi üzerine etkili olarak çok farklı antikorun oluşmasına vesile olan bu enzimdir. Gittikçe daha etkili antikor üreten B hücreleri bunları T helper hücrelerine sunar ve bu hücreler de en etkili antikorların hızla ve daha fazla sayıda üretilmesi için B hücrelerine yardımcı olurlar.

Belki de T hücrelerinin birbirinden hayret verici birçok farklı özelliği içinde en hayranlık verici olanı mikroplar tarafından ele geçirilen farklılaşmış hücreleri mükemmel bir hassasiyetle tanımaları ve bunu yaparken vücudumuzun milyonlarca farklı hücresine zarar vermemeleridir. Bu hassasiyet için yine T hücrelerinin farklı bir türü olan düzenleyici (regulatory) T hücreleri rol oynar. Sürekli dolaşımda devriye gezen bu düzenleyici hücreler, öldürücü T hücrelerinin aktivitelerini sürekli kontrol eder ve gerektiğinde müdahale ederek onların işlevini yavaşlatır ya da durdurur. Düzenleyici T hücreleri diğer T hücrelerinin normal insan hücrelerine saldırmalarını engellemede çok önemli rol oynar.

T hücrelerinin yine çok ilginç diğer bir özelliği de kendi metabolizmalarını gerektiğinde hızla değiştirebilmeleridir. Kanser hücreleri de bu açıdan T hücrelerine benzer. T hücreleri doğal ortamları olan lenf sisteminde ve herhangi bir düşmanla savaşma durumunda değilken, ihtiyaçları olan oksijen ve besinleri rahat bulurlar. Metabolizmaları da böyle ortamlara uygun şekilde işler. Ancak aktive olduklarında yani yabancı düşman hücreleri kovalamaları veya kanser hücrelerine saldırmaları gerektiğinde metabolizmaları büyük bir hızla tamamen değişir. Savaşabilmek için çok daha fazla enerjiye ihtiyaçları vardır. Normalde oksijen kullanılarak üretilen temel enerji maddesi olan ATP, zor savaş koşullarında oksijene ihtiyaç duyulmadan üretilir. Bu şekilde T hücreleri normalin 200 katı enerji üretebilir ve savaş sona erene kadar olan metabolizmalarındaki bu müthiş değişiklik için kendi RNA genetik kodlarında geçici oynamalara yol açarlar.

Bu kadar farklı ve mükemmel fonksiyonları olan T hücreleri, dolaşımdaki sitokin adlı maddeler vasıtası ile kendilerine iletilen mesajlara göre tüm işlevlerini gerçekleştirirler. Tıpkı günlük hayatımızdaki radyo, telefon, televizyon gibi elektromanyetik dalgaları alarak çalışan cihazlar gibi T hücreleri de sitokinler ile yönetilir.

Birbirinden harika ve anlaşılması güç mekanizmalarla donatılan bu adeta akıllı savaşçıların hayat hikayesi gerçekten ibretlerle doludur. Kendilerine yüklenen vazifeleri en ufak bir hataya yer vermeden hayatları boyunca harfiyen yerine getirirler. Bu kadar güçlü özelliklerle donatılmalarına rağmen Rableri tarafından kendilerine çizilen görev tanımlarının dışına çıkmak, rastgele hareketler yapmak onların akıllarına bile gelmez. Ademoğluna güvenli bir hayat sağlamak için yaşarlar ve tıpkı diğer canlılar gibi vadeleri dolunca ölürler.

 

Kaynaklar:

1. http://jonlieffmd.com/blog/intelligent-t-cells