TR EN

Dil Seçin

Ara

İnsanların İyiliklerini Yok Eden Gıybetin Kötülüğü

İnsanların İyiliklerini Yok Eden Gıybetin Kötülüğü

Önceki yazımızda gıybetin çeşitlerini ele almıştık. Bu yazımızda ise gıybetin zararları üzerinde duracağız. Gıybetin, dedikodunun çirkinliği de, sebep olduğu zarar da çok büyüktür.

 

Gıybet en iğrenç suçtur

Kur’ân şöyle der: “...Kiminiz de kiminizin gıybetini yapıp arkasından çekiştirmesin. Sizden biriniz ölü kardeşinin etini yelmeyi sever mi? İşte bundan iğrenip tiksindiniz...”1 “Arkadan çekiştirip duran, kaş-göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay hâline!”2 Zina ve cinayet dahil başka hiçbir suç, iğrendirici bir fiile gıybet kadar benzetilmemiştir.

Bediüzzaman, gıybet hakkında şu ifadeleri kullanmıştır: “Gıybet ...nazar-ı Kur’ân’da gayet menfur ve ehl-i gıybet, gayet fenâ ve alçaktırlar.”3

“İnsafsızlık, yalancılık, hırs, israf, fuhuş, hıyanet, gıybet; bunların hepsi Kur’ân tarafından en şiddetli surette takbih olunmuş ve bunlar, reziletin ta kendisi tanınmıştır.”4 “Gıybet, aklen, kalben ve insâniyeten ve vicdanen ve fıtraten ve asabiyeten ve milliyeten mezmumdur.”5 “Gıybet, ehl-i adavet ve hased ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silahtır.”6

 

Gıybetin zarar potansiyeli korkunçtur

Gıybetin en korkutucu taraflarından birisi, yol açabileceği felaketlerin potansiyel büyüklüğüdür. Gıybet fani bedene değil, Yaratıcının bakileştirdiği kalbe ve ruha saldırır. Cinayeti işlemek nispeten zordur, failini bulmak ve cezalandırmak ise mümkün ve nispeten kolaydır. Oysa gıybeti işlemek kaş göz işareti kadar kolaydır; bir kere ağızdan çıktı mı mantar gibi çoğalır, milyonlarca kopyası insanlar arasında dalga dalga yayılma ve inanılmaz fitnelere, katliamlara yol açma potansiyeline sahiptir.

Gıybetin insanlar tarafından kaynağında tespit edilip cezalandırılması, yayılıp ilerlemesinin, hatta iftiraya dönüşmesinin durdurulması neredeyse imkânsızdır. Katilin de kendince bir şerefi vardır; ama gıybetçinin mikrop kadar onuru olamaz. Cephede düşman kurşunuyla şehit olan askerin hâli tarifsiz bir yüceliktir. Oysa gıybet, babanın çocuğunu veya çocuğun annesini öldürmesini andırır ölçüde esef verici bir cinayet hâline dönüşebilir.

Sözler isimli eserde, Peygamberin (asm) kimi hadislerindeki abartı gibi gözüken benzetmelerin, tehlikenin potansiyel büyüklüğünü ifade ettiği vurgulanır: “Şu nevi ehâdîsteki külliyet ise, imkân itibariyledir. Meselâ: ‘Gıybet, katil (öldürmek) gibidir.’7 Demek gıybette öyle bir fert bulunur ki  katil gibi bir zehr-i katilden (öldürücü zehirden) daha muzırdır.”8

 

Gıybet ebedî hayatı yok eder

Peygamber (asm) der ki: “Ateşin kuru odunu yakması, insanın sevaplarını yok etmekte gıybetten daha hızlı değildir.” Yangın yok edicidir. İzlediğim bir haberde, bir gecekonduyu alevler sarmıştı; demir parmaklıklı pencere ile alevlerin kuşattığı kapı arasında sıkışan zavallı bir anne ve iki masum yavrusu, tüm varlıkları olan evlerinin içerisinde yanıp kül olmuştu, işinden evine, kalıntıların başına dönen babanın hâlini düşündükçe hâlâ titriyorum—bu felakete dayanılamaz.

İşte gıybetçilerin başına gelecek olan manevî felaket bu zavallı insanların yaşadıklarından da beter olacaktır. Bir ömür hayır içerisinde yaşadığını sanıp da ebedî huzura giden insanın, söylediği veya rıza ile dinlediği gıybetler yüzünden tüm manevî hasenatının, birikiminin gıybet alevleriyle yanıp kül olduğunu görmesinin ne büyük şok olduğunu tahmin edebilirsiniz. Gıybetin verdiği alçakça zevk uğrunda böylesi bir felakete razı olmayı hangi vicdan kabul edebilir?

Hazret-i Rehberimiz (asm) şöyle der: “Aziz ve Celil olan Rabbim beni Miraca çıkardığında, demirden tırnaklarla yüzlerini ve gözlerini tırmalayan bir topluluğa rastladım. Cebrail’e dedim ki: Bunlar kimlerdir?’ Şöyle dedi: ‘Bunlar gıybet ederek insanların etlerini yiyen ve onların şereflerine dil uzatanlardır.’”9 Gıybet, insanları işte böyle bir geleceğe hazırlıyor.

Gıybetin ebedî hayata yönelik zararları bir yana, sosyal, siyasal ve ekonomik hayata, kişisel huzura, sağlığa ve yeteneklere, kısaca topyekûn insan kaderine yönelik sonuçlarını birkaç sayfaya sığdırabilmemiz elbette imkânsız. Üzerinde düşündüğünüzde siz de bu sonuçları görebilirsiniz.

 

Sonuç olarak

Savaşa şimdi başlamalıyız. Ben gıybetle savaşı başlattığımda, diğer kişilerle veya gruplarla ilgili ağzımdan çıkan neredeyse hemen her sözün, gıybetin bir formuna uyduğunu fark etmiştim. Bu sinsi düşmanla bilinçli bir savaş başlatıp hassasiyetleri hücrelerine işleyinceye kadar sürdürmeyenler amellerini ateşe verecek yangınlardan kurtulamayacaklar.

Bu savaşı başlattığımda, eroin krizine tutulmuş gibi, sözlerin ortasında uyanıyor, konuşamama krizine yakalanıyordum. Çünkü kriterlerim açısından baktığımda, neredeyse ne söylesem ve ne dinlesem gıybet olduğunu görüyordum. Gıybete savaş açtığınızda, yaptığınızın büyüklüğü nedeniyle İlâhî rahmetin şefkati kalbinize öylesine yayılıyor ki, “Ben bu vakte kadar nerelerdeydim?” diyorsunuz. Gıybet esaretinden bir kere kurtuldunuz mu özgürlüğünüzün ruhunuza yaşatacağı coşkuya paha biçemeyeceksiniz.

 

 

KAYNAKLAR:

1. Kur’ân: 49/12

2. Kur’ân: 104/1

3. Risale-i Nur, Barla Lahikası.

4. İşaratü’l-İcaz, s. 222.

5. Sözler, s. 399.

6. Mektubat, s. 295.

7. Müsnedül Firdevs 3: 116-117’de geçen bu hadis, Kenzul Ummal, 3: 589 No: 8043’de “Gıybet zinadan daha şiddetlidir.” şeklinde yer almaktadır. Gazali de hadisin ikinci biçimini zikretmiştir. (Bkz, Gazali, Age. s. 386) Ancak Bediüzzaman’ın yorumu gösteriyor ki, her gıybet cinayetten veya zinadan kötü değildir; ama sonuçları dikkate alındığında, yerine, zamanına ve biçimine göre, gıybet bunlardan daha ağır bir suç hâline gelebilir.

8. Sözler, s. 362.

9. Müsned, 3:224.