Nihayetsiz hacat-ı insaniyeyi (insanın ihtiyaçlarını) ihsan edecek, ancak nihayetsiz bir kudret ve muhit bir ilim sahibi olabilir. Öyle ise, mabudiyete lsyık yalnız odur.
(Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, 289)
***
Biliyor musun vesvesen neye benzer? Musibete benzer. Ehemmiyet verdikçe şişer. Ehemmiyet vermezsen söner.
(Sözler, Yirmi Birinci Söz, 248)
***
Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz; meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz. O, keyfinize kafidir.
(Sözler, On Üçüncü Söz, 133)
***
Zalim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp buradan göçüp gidiyorlar. Demek bir mahkeme-i kübraya bırakılıyor.
(Sözler, Onuncu Söz, 54)
***
Dinin şiddetle men ettiği şey, fitne ve anarşidir.
(Tarihçe-i Hayat, 566)
***
Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zaten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır.
(Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, 267)
***
Lâyemut (ölümsüz) değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni yaratanı düşün, kabre gideceğini bil, öyle hazırlan.
(Lem'alar, Yirmi Beşinci Lem'a, 207)