TR EN

Dil Seçin

Ara

Demir Mucizesi

Demir Mucizesi

Kur’an’da demirin Allah tarafından indirildiğini ifade eden 25. ayetinden dolayı ilgili sureye Hadid (demir) adı verilmiştir. İlgili ayetin meali şöyledir:

“Muhakkak ki Biz elçilerimizi açık delillerle/mucizelerle gönderdik ve insanların adaleti gerçekleştirmeleri için, elçilerle beraber kitap ve adalet terazisi indirdik. Mahiyetinde büyük bir kuvvet ve insanlara birçok fayda bulunan demiri de, kullanmaları ve Allah’ı görmedikleri halde O’nun dinini ve peygamberlerini, kimleri bu kuvvet ile destekleyeceğini bilip ortaya çıkarmak için (büyük bir nimet olarak) indirdik. Şüphesiz Allah çok kuvvetlidir, mutlak galiptir.”

 

Demirin yukarıdan indirilmesi

Ayette meal olarak yer alan “demirin indirilmesi” ifadesini şöyle açıklayabiliriz:

a) Demir, yerden çıkan bir maden olmakla beraber, nimet ciheti itibariyle açıkça Allah’ın sonsuz rahmet ve inayetini göstermektedir. Demirin bu nimet cihetine dikkat çekmek için de aşağıdan çıkarmayı ifade eden “ahrecna” yerine, yukarıdan indirmeyi ifade eden “enzelna” kelimesi tercih edilmiştir.

Konuyla ilgili Bediüzzaman Said Nursi’nin açıklamaları özetle şöyledir: Kur’an-ı Muciz’ül-Beyan demirin sadece maddî olarak çıkarılmasını değil, aksine burada çok önemli olan nimet olma yönünü hatırlatmak için “inzal” tabirini kullanmış. İnsanoğlunun demire ne derece muhtaç bulunduğunu, dolayısıyla demirin onlar için ne büyük bir nimet olduğunu ifade etmek için bu tabir tercih edilmiştir. Nimet ciheti ise aşağıdan yukarıya çıkmıyor. Aksine rahmet hazinesinden geliyor. Rahmet hazinesinin makamı ise yüce bir mertebedir. Demek ki, Kur’an’ın bu büyük nimet cihetini nazara vermek için “demiri yukardan indirdik” demesi son derece edebî ve anlamlı bir tasvirdir.

Ayrıca insan eli ile tedrici olarak demirin çıkarılmasını ifade eden “ihraç” kelimesinin kullanılmaması, onun nimet cihetini unutturmamak içindir. Gerçekten insanların terakkilerinin kaynağı ve sanayileşmelerinin temel maddesini teşkil eden demirdir. Ve ayette de onun bu yönü açıkça ifade edilmiş ve demirin maddî cihetine değil, Allah tarafından insanın yararına sunulan önemli bir nimet olduğu cihetine dikkat çekilmiştir. (bk Nursî, Lem’alar (Os.), 665-68)

Zümer sûresinin 6. âyetinde geçen “Sizin için hayvanlardan sekiz çift indirdi.” şeklindeki ayete de dikkat çeken Bediüzzaman, bu konuyu da yukarıdaki demir konusunda olduğu gibi, nimet ciheti ile izah etmiştir. O’na göre Kur’an’ın “Sizin için hayvanlardan sekiz çift yarattı.” tabiri yerine, “sekiz çift indirdi” tabirini tercih etmesi, bu hayvanların Allah’ın rahmet hazinesi tarafından insanlara özel olarak gönderilmiş birer hediye olduğunu vurgulamak içindir. Adeta her bir damlası mücessem bir rahmeti ifade eden yağmura rahmet adı verildiği gibi, bu mübarek sekiz çift hayvan da Allah’ın mücessem birer nimeti olduğundan Kur’an’da onlara “en’am” adı verilmiştir. Bu büyük nimetlerin insanlara tesadüf eseri ulaşmasının mümkün olmadığını, aksine insanın ihtiyacını bilen ve ona merhamet eden Allah tarafından kendilerine bahşedildiğini ifade etmek için “yukarıdan indirildi” tabiri özellikle tercih edilmiştir. (a.g.e, 669-671)

b) İkinci olarak yukarı-aşağı tabirleri nispîdir. Yer küresinin merkezine göre yukarı kısım aşağı oluyor. Hatta bize nispeten aşağı olan, Amerika kıtasına göre yukarı oluyor. Demek ki, merkezden kürenin sathına doğru gelen maddelerin oradakilere göre vaziyeti değişir. (bk. Nursi, a.g.e, a.g.y)

c) Bununla beraber Kur’an’da “Demirin yukarıdan indirildiği” ifadesine yer verilmesi, bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu “yerküresinin güneşten koptuğu” gerçeğine de uygundur. Demek ki Kur’an’ın bu ifadesi, aynı zamanda demirin bağrında yer aldığı yerkürenin yukarıdan indirildiğine bir işarettir. Yerküresi yukarıdan indirildiğine göre, bağrında taşıdığı demir de onunla birlikte yukarıdan indirilmiş demektir.

Ayrıca birer element fırını olarak yaratılan yıldızların ölüp dağılmasıyla, demir ihtiva eden göktaşlarının uzaydan düşürülerek yer küreye indirilmesini ifade ediyor denilebilir.

 

Hadid Suresi'nin tevafuk penceresinden gösterdiği i’caz parıltıları

1) 26 sayısındaki tevafuklar:

a) Surenin adını olan “Hadid” kelimesinin ebced değeri 26’dır.

b) Hadid kelimesinin geçtiği ayetin tertip sırası—besmele dahil—26’dır.

c) “Hadid” kelimesinde iki dal harfi yer alır. Hadid Suresinin başından “hadid” kelimesinin sonundaki “dal” harfine kadar geçen dal harflerinin sayısı da 26’dır.

d) Hadid’in (demir) ebced değeri gibi, atom numarası da 26’dır.

2) 57 sayısından kaynaklanan sayısal tevafuklar:

a) Ayetteki gibi “el” takısı almış şekliyle “el-Hadid” kelimesinin ebced değeri 57’dir.

b) el-Hadid suresinin tertip sırası da 57’dir.

c) Doğal demir dört izotopun karışımıdır: (Fe:54, Fe:56, Fe:57, Fe:58. İlginçtir “el-Hadid” kelimesinin ebced değeri ve aynı zamanda suresinin tertip sırası olan 57 sayısı hem 57 hem de 58 sayısını barındırmaktadır.) Bunlardan biri: Fe:57’dir.

d) 1’den 57’ye kadarki sayıların toplamı: 1653’tür. Bu sayı: 57x58:2’dir ki 29’un 57 katıdır.

e) Kur’an’da “el-Hadid” kelimesinin ebced değeri itibariyle gösterdiği 57 ve 29 sayısının her ikisi de göz önünde bulundurulmuştur. Şöyle ki: Surenin Kur’an’daki tertip sırası: 57’dir. İçinde bulunduğu gayr-ı mukattaa (başında şifre bulunmayan) sureler sitemindeki tertip sırası ise 29’dur.

f) Demirin dört izotopundan biri Fe:58=2x29’dur.

g) el-Hadid suresinin ayet sayısı da 29’dur.

h) Surenin 29 ayetinin Kur’an’daki tertip sırası 5104’tür ki, bu sayı: 176x29’dur.

i) Söz konusu 29 ayetin son kelimesi Allah’ın “Zul-fadli’l-Azîm” ismidir. Bu ismin ebced değeri: 2697’dir ki bu sayı: 93x29’dur.

 

Demir Mucizesi

“Biz ona (Davud’a) demiri yumuşattık.” (Sebe, 34/10) mealindeki ayette Hz. Davud’a (as) demirin yumuşatılması olayı büyük bir ilahi ikram olarak takdim edilmiştir.

Bilindiği üzere, Kur’an’da peygamberlerin mucizelerinin söz konusu yapılmasının iki temel gayesi vardır: Birincisi: Peygamberliklerini halka tasdik ve kabul ettirmektir. İkincisi: Maddî terakkilerinde insanların muhtaç olduğu hususlara ışık tutacak bir takım örnekler göstermektir.

Kur’an-ı Kerim, peygamberlerin bu çeşit kıssalarını, mucizelerini zikretmek sûretiyle maddî terakkinin de temel esaslarına parmak basmış ve işaret yoluyla insanlara: ‘Ey insanlar! Şu gördüğünüz mucizeler, bir takım örneklerdir. Artık siz de değişik tecrübelerle kazanacağınız bilgi birikiminizle şu örneklerin benzerlerini yapacaksınız.’ diye ihtar etmiştir. (B. Said Nursi, İşârâtu’l-İ’caz, 310)

Hz. Dâvud (as) hakkındaki, “Ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik.” (Sâd, 38/20) mealindeki ayette, edebî konuşma tekniğine işaret edildiği gibi, “Biz ona demiri yumuşattık.” (Sebe, 34/10) mealindeki ayette de teknolojik sanayiye işaret edilmiştir. (bk. Nursi, Sözler, 256)

Demirin yumuşatılmasını anlatan bu ayet ile, Hz. Süleyman (as) hakkındaki “Onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık.” (Sebe, 34/12) mealindeki ayette, demirin yumuşatılmasının en büyük bir nimet-i İlahiye olduğuna vurgu yapılmıştır. Büyük bir peygamberinin üstünlük ve faziletini, onunla gösteriyor olması bunun göstergesidir.

Evet demiri hamur gibi yumuşatmak ve bakırı eritmek ve madenleri bulmak, çıkarmak; bütün teknik gelişmelerin aslı, esası ve madenidir. Demek ki Allah, bir peygamberinin mertebesini ve katındaki üstün derecesini göstermek için, demiri yumuşatmak suretiyle onun istifadesine sunduğunu bildirmiştir. Bir peygambere yapılan büyük bir iyiliğin, demirin bu durumu ile açıklanması, onun büyük bir nimet olduğuna işaret etmek içindir.

Kur’an, “demirin hamur gibi yumuşatılması ve bakırın eritilmesi” tabiriyle, sanayinin temel ham maddelerine, madenlere işaret etmiştir. Görüldüğü gibi, âyette yeryüzüne halife ve sultan yapılmış iki büyük peygambere yapılan büyük ilâhî bir lütuf, demirin yumuşatılarak şekil verilmesi ve bakırın eritilmesi gibi sanayinin temel maddeleri ve gelişmiş teknoloji olarak gösterilmiştir. Madem ki, maddî ve mânevî bir halifenin diline verilen hikmet ve eline verilen sanata dikkat çekilmiş; şüphesiz dilindeki hikmete açıkça teşvik edildiği gibi, elindeki sanata da rağbet ettirilmeye çalışılmıştır.

Yüce Allah, bu ayetin işaret diliyle manen diyor ki: “Ey insanoğlu! Tekliflerimi yerine getiren bir kulumun diline ve kalbine öyle bir hikmet verdim ki, her şeyi mükemmel bir şekilde açıklayıp hakikatini gösterebiliyor. Eline de öyle bir sanat verdim ki, padişahlığına önemli bir güç kaynağı teşkil ediyor. Öyle ise, siz de çalışıp edebiyat, sanat ve teknik alanında çok muhtaç olduğunuz bu hususları elde ediniz.” (Sözler, 256)

 

Ve Bakır Mucizesi

Bakır, atom numarası 29, erime noktası 1083’tür (19x57). Çok sert olmadığı için kolayca tel veya levha haline getirilebilir. Bu özelliklerinden dolayı bakır bir çok araç ve gerecin yapımında kullanılmaktadır. Evlerdeki aydınlatma gereçleri, radyo, televizyon, elektrik süpürgesi, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, buzdolabı ve mutfak robotları gibi çağdaş yaşamın gerektirdiği bütün araç ve gereçler bakır sayesinde insanlığın hizmetindedir. Kısacası bakırın takriben %70’i elektrik endüstrisinde kullanılmaktadır.

Son söz olarak, bakır da demir elementinin aile grubundandır ve Hadid suresinde demirle beraber bakır da nazara verilmiştir. Nitekim demirle ilgili 57 ve 29 sayısındaki tevafuklar bakır için de geçerlidir. Çünkü, ‘bakır’ın atom numarası 29; erime noktası ise 1083=19x57’dir.