Hasta bir hayvan gördüğünüzde ne yaparsınız? Elbette insan olarak ona acır, yapabiliyorsanız yardım edersiniz.
Peki dünyada kaç hayvan var biliyor musunuz? Aslında bu sorunun amacı sayı cinsinden bir merak değil.
Asıl önemli olan, dünyadaki bütün bu canlılar, yeryüzünü kaosa sokmadan idare ediliyor, besleniyor, hayatlarının devamı için gereken bütün her şey öğretiliyor, yaşaması sağlanıyor. Ayrıca hasta olduklarında ya da hastalıktan korunmaları için ne yapmaları gerektiği de onlara ilham ediliyor.
Bazıları bu harika sevk edilme olayına bakarak 'içgüdü' deseler de, biz bunu, güneşi görmediği için aynadan yansıyan ışığı, aynanın kendisinden çıkıyor zanneden bir zavallılık olarak görüyoruz.
Elbette ilk cümlemizde değindiğimiz gibi, siz bir hayvanın yaralanmasına dayanamayıp yardım ediyorsunuz; o hayvanların yaratıcıları olarak sahibi olan Allah (cc) onları hiç yardımsız bırakır mı! İşte bırakmadığını, onlara ihtiyaçlarını ilham yoluyla buldurarak gösteriyor. Biz de şifa verici, Şâfi olan Rabbimize, verdiği şifalar adedince hamd ediyoruz.
***
Zehirlenen bir insan, zehirin etkisini giderecek bir ilaç alır ya da zehir bir uzman müdahalesiyle vücuttan dışarı atılır. Yoksa zehirlenmeler konusunda bilgisi olmayan bir kişinin, bir bitkiyi veya başka bir maddeyi kullanarak kendini tedavi etmesi mümkün değildir.
Ya hayvanlar ne yapıyor?
Öncelikle canlıların bu konuları zamanla öğrenmeleri mümkün değildir. Mesela, zehirlenen bir hayvan öleceği için, zehirlenmesine neden olan şeyi nasıl ortadan kaldıracağını öğrenmesi mümkün değildir. Kaldı ki bir hayvanın böyle bir şeyi düşünecek bilinci de yoktur.
Peki nasıl oluyor da bazı canlılar, insan için eğitim gerektiren bu bilgiye sahip olabiliyorlar? Aslında eğitim alacak akla ve bilince sahip olmayan hayvanlar, rahatsızlıklarında başka canlılardan da yardım almadan, sevk-i ilahi denilen ilahi yönlendirme ile tedavi oluyorlar.
Hayvanların hastalıklardan kurtulma yöntemlerinde dikkat çeken nokta; hepsinin bir uzman gibi tereddüt etmeden gerekeni yapmalarıdır. Demek ki, aklı olmayan canlılar, bu akıllıca işleri yapmalarıyla, kendi başlarına hareket etmediklerini açıkça gösteriyorlar. Buna içgüdü diyenlere ise ''İçgüdüyü kim güdüyor?'' diye soruyoruz.
...
Dağlarda yaşayan bezuar keçileri yılanlar tarafından ısırılıp zehirlendiğinde ne yapar biliyor musunuz?
Evet, yapması gereken ve yapabileceği tek şeyi yapar; sütleğen bitkisini bulur ve yer. Fakat bunu sadece ilaç niyetine yer. Çünkü zehirlenme durumu dışında bezuar keçisi bu otu hiç sevmez ve yemez.
Şimdi bu hayvanın bu akıllıca işine bakıp ''kendi kendini tedavi eden hayvan'' diyenleri, hastalandıkları zaman kendi kendilerini tedavi etmeye davet ediyoruz.
Beki ancak o zaman, akıllı oldukları halde yapamadıkları bu tedaviyi, akılsız hayvanların 'sevk-i ilahi' ile yaptıklarını anlayabilirler.
...
Macaw, göz alıcı renkleri ile tropikal Amerika'ya özgü bir papağan türüdür. Macawların asıl şaşırtıcı yönleri ise, zehirli tohumlarla beslenmeleridir.
Bir macaw, zehirli bir tohum yediğinde, bitkideki zehirden zarar görmemek için onun panzehirini de yemesi gerekir. Peki bu sizin kuşunuz olsa ve zehirli tohumlar yese ne yapardınız? Onu ölmekten nasıl korurdunuz? Hemen bir veterinere koşar ya da internetten panik halinde araştırmaya girişirdiniz herhalde. Ama yapmayın. Papağanı bırakın yeter. Çünkü onu yaratan ve ona o besini takdir eden, korunmanın yolunu da göstermektedir. Nasıl mı?
Bir macaw, zehirli tohumları yedikten sonra hemen kayalıklara doğru uçar ve killi kaya parçalarını kemirip yutar. Çünkü killi kaya parçaları tohumlardaki zehirin etkisini yok eder. Kuşlar bu sayede zehirden hiçbir zarar görmeden tohumları sindirirler.
...
Tropik ormanlarda yaşayan şempanzeler, hastalandıklarında tedavi için 'ustalıkla' uygun bitkileri buluyorlar.
Mesela, insanlar için yeni ilaçlar bulma amacıyla bilimsel çerçevede şempanzeleri gözleyen Fransız veteriner Sabrina Krief, bağırsak rahatsızlığı olan Yogi adını verdikleri bir şempanzenin 'Aneilema aequinoctiale' adlı bitkinin yapraklarını yediğini, ardından da parazitleri öldürdüğü bilinen 'Albizia grandibracteata' bitkisinin yapraklarını yediğini gördü.
Ateşli ve halsiz başka bir şempanzenin ise, gün boyu sadece sıtmaya karşı etkili olduğu belirlenen 'Trichilia rubescens' bitkisinin yapraklarını yediğini gözledi.
Anlaşılıyor ki, ya bu hayvanlar insanlardan da akıllı; ya da canlıların ihtiyaçları anında onlara yardım eden bir Rableri var. Her şey çok açık değil mi? Allah (cc), rahmetini daha nasıl bildirecek ki?