Tövbekâr Ressam Mikelanjelo
Çocukluğumuzdan tanırız Mikelanjelo’yu.
Ara
Çocukluğumuzdan tanırız Mikelanjelo’yu.
Çocukluğumuzdan tanırız Mikelanjelo’yu. Ninja Kaplumbağaları sineması ve çizgi filmleri ile bütün dünyaya reklamı yapılmış olduğundan, Leonardo (Da Vinci), Donetallo, Rafaello ve Mikelanjelo’yu tanımayan veya duymayan yok gibidir.
Dan Brown’un Da Vinci Şifresi, Melekler ve Şeytanlar romanları ve daha sonra çekilen filmleri Vatikan için inanılmaz bir reklam olmuştur. Roma’ya yapılan turistik gezilerde bu filmlerde geçen mekanlar için özel turlar düzenlenmektedir.
Mikelanjelo; Roma’da bulunan çok sayıda mimari eser, heykel ve resimleri ile önde gelen sanatçılar arsında yer alır. Bilhassa Musa heykeli ve Sistina şapelinin tavanlarına yaptığı resimleri çok ünlüdür.
Sistina Şapeli, Vatikan'da bulunan bir binadır. Katolik Kilisesi'nin lideri Papa'nın resmî ikâmetgahıdır. Günümüzde Vatikan müzeleri güzergâhına dahil edilmiştir. Papa seçimlerinin yapıldığı yer olmasıyla tanınır.
Mikelanjelo 1475-1564 yılları arasında tam da Rönesans çağında yaşamıştır. Ortaçağ karanlığında bilim ve düşünce adamlarının kilise engizisyonu tarafından yargılandığı ve meydanlarda festivallerle yakıldığı, 1500 yıl süren Avrupa’nın bu karanlık çağı, rönesansla son bulmaya başlamıştır. Fatih Sultan Mehmed Han; İstanbul’u fethi ile, Doğu Roma İmparatorluğu olan Bizans devleti ile beraber Ortaçağı da yıkmıştır.
Osmanlı ve Avrupa arasında, karşılıklı fikir ve sanat adamları seyahatler yapmış ve pekçok önemli kitap İstanbul’dan tercüme yoluyla Batı dünyasına transfer edilmiştir.
Ortaçağın yıkılmasıyla birlikte ‘yeniden doğuş’ anlamına gelen Rönesans başlamıştır. Bu dönemde ünlü İtalyan ressam Bellini İstanbul’a gelmiş ve Fatih’in portresini yapmış; Da Vinci, İstanbul için köprü projesi önermiş, Papa ile arası açılan Mikelanjelo İstanbul’a iltica etmek istemiştir.
Mikelanjelo, Rönesansın en önemli temel taşlarından birisidir. Resim ve heykel çalışmalarının yanısıra mimari ve peyzaj çalışmalarıyla da büyük eserler ortaya koymuştur.
Pagan putperest geleneğini Hristiyan yapılarına da sokan Roma, pekçok peygamber ve azizi putlaştırmış ve müstehcen denebilecek çıplaklıkta figürleri ibadethanelerin içine sokmuştur. Kutsal kitaplardaki pekçok kıssayı avamın daha iyi anlayabilmesi bahanesiyle, nefis ve hevayı tahrik eden fantezilerin kilise resim ve heykellerinde sergilenmesini teşvik etmişlerdir.
Ayrıca Hristiyanlık dünyası için mübarek sayılan ve Roma tarafından çeşitli işkencelerle öldürülen azizlerin, işkence sahneleri canlandırılarak, Romalıların, gladyatör arenalarındaki kan ve vahşet izleme dürtüsü kilise duvarlarına taşınmıştır. Kilise, Jan Dark’ı bile yargılayıp, yaktıktan 1400 yıl sonra azize ilan etmiştir.
Mikelanjelo’nun Sistine şapelinin tavanlarına yaptığı, kutsal kitaplarda geçen yüzlerce tasvir arasında Âdem’in Yaratılışı tablosu, yaratıcıyı da tasvir ettiği için Hristiyanlık inancına uymadığı gibi Mikelanjelo’nun da kişisel inanç ve sanat anlayışına uymamaktaydı. Ancak papa Mikelanjelo’yu bunu yapması için zorlamış ve onu aforoz etmekle tehdit etmiştir.
Yıllar süren tavan resimlerinin sonunda Mikelanjelo kendisini de sahnelerden birine derisini üzerinden çıkaran bir figür olarak eklemiştir.
Sanat tarihinin, mistik sembolleri inceleyen göstergebilim analizlerinde, Mikelanjelo bu resim ile “Ben sizin inancınızda değilim, yaratıcıyı somut olarak tasvir etmek maddeden mücerred, soyut bir Allah inancıyla uyuşmaz.” mesajını verdiği çözümlenmektedir. Yani Mikelanjelo derisini çıkartan yaşlı adam tasviri ile, bir nevi tövbe istiğfar etmekte ve putperest anlayışı bir gömlek gibi üzerinden çıkarmaktadır.
Koca koca kayalardan oyduğu bazı heykelleri bilinçli olarak yarım bırakır Mikelanjelo. O kadar titizlikle insan anatomisini inceler ki, Musa heykelini tamamladığı zaman “konuş ya Musa” diye haykırarak çekici fırlattığı rivayet edilir.
Musa heykeli.
Mikelanjelo’ya birgün bir heykeli için, “Üstad çok muhteşem bir eser yaptın.” derler.
Yaşlı heykeltraş cevap verir: “Hayır ben birşey yapmadım, bu heykel zaten bu taşın içerisinde vardı. Ben sadece kaba yerlerini yonttum.”