TR EN

Dil Seçin

Ara

Işıktan Şeker Yapan Sistem: Yaprak

Işıktan Şeker Yapan Sistem: Yaprak

Yaprak, harika görünümüyle, muhteşem yapısıyla, sayısız fonksiyonuyla Allah’ın nadide eserlerindendir

Bitkilerde gövde ve dallara bağlı, yeşil renkli, fotosentez yapan ve geniş yüzeyli bir besin fabrikası olan bitki organına yaprak adı verilir. Yapraklar iletim demetleri açısından zengin bir yapıda yaratılırlar.

Bir yaprak, topladığı ışıkla aydınlanan odacıklarla doludur. Bu ışıltılı odalarda fotonlar sağa sola çarpar; burada fotonların enerjisi yakalanır ve bitkilerin, hayvanların ve uygarlıkların temel taşı olan şekere dönüştürülür. Aslında yaprakta bu fonksiyonlar, güneş, su, karbondioksit ve besine ihtiyaç duyan kloroplastlar aracılığıyla gerçekleştirilir. Kloroplastlar yeşil avuçlarını iki yana açar ve ışığı yakalarlar. Sonuçta yapraklar, Allah’ın (cc) ışıktan şeker ürettiği makineleridir.

Yapraklar büyük, küçük, kalın, ince, bileşik, basit, kıvrımlı veya loblu olabilir. Birbirinden çok farklı da olsalar güneş ışığını mükemmel bir biçimde yakalayacak bir sistemle donatılmışlardır. Tuzlu topraklarda veya zorlu iklimi olan bölgelerdekiler ve çöl yaprakları, genelde küçük, kalın yüzeyli, mumlu veya dikenli olur. Yağmur ormanlarındaki bitkilerin yaprakları ise genelde dar ve fazla suyun akıp gitmesi için uzun, ince uçlu yaratılırlar. Yapraklar güneş enerjisinin fotosentezle enerjiye çevrildiği yerdir. Fotosentez için gerekli olan gaz alışverişlerine uygun ortam oluşturmak için yaprakların yüzeyleri geniş yaratılır. Bitkiler bu şekilde topraktan besin ve su, tepelerinden ise güneş ışığı alacak ve bunları işleyecek harika sistemlerle donatılmışlardır.

Yaprakların birçok görevi vardır. Yüzeylerinin geniş olmasının hikmeti, güneş ışığından kaynaklanan fazla ısının atılmasını sağlamaktır. Fakat bu geniş yüzey yapısı su kaybına sebep olacağından, bunu önlemek için, özellikle sıcak bölgelerdeki bitki yapraklarının güneşe bakan üst yüzü genelde ‘kutikula’ adı verilen bir tür su geçirmez, koruyucu cila ile kaplanır. Allah’ın bu iç içe hikmeti, böyle her şeyde görülebilir. Yaprakların alt yüzünde ise gaz alışverişini sağlamakla görevli özel deri hücreleri olan gözenekler bulunur. Stoma denen bu gözeneklerin açılıp kapanması da çok ibretlidir ve Allah’ın ilminin ve hikmetinin bir yaprağın gözeneğini dahi ihmal etmediğini gösterir; bunlar karbondioksit alıp oksijen vermeye yetecek, ancak su kaybına yol açmayacak şekilde ayarlanır ve öylece çalıştırılırlar.

Ayrıca yaprağı oluşturan dokular güneş ışığını maksimum derecede toplayacak ve her türlü dış etkiye dayanabilecek, en az malzemeyle en fazla işlem yapabilecek şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca yaprak bir kâğıt inceliğinde olmasına rağmen içine sığdırılmış milyonlarca özel hücreyi koruyacak ve içindeki kompleks ve yoğun trafiği kontrol edecek yapılarla donatılmıştır.

Birkaç milimetre kalınlığındaki bir yaprak adeta tıkır tıkır çalışan bir fabrika gibi iş görür: bitkinin solunumu, fotosentezin aşamaları, bitkinin terlemesi.. bunlar yaprakta gerçekleşen olaylardır. Allah’ın bu canlı fabrikalarında güneş enerjisi tutulup, hemen hücrelerin yararlanabileceği besine çevrilir. Bu sistem de mükemmel bir şekilde işler. Sebeplerin iş gördüğüne inananların inadına, bu akılsız ve şuursuz yapılar, akıllıca iş görürler ve yaprağın her parçası inanılmaz bir uyum ve işbirliği içinde çalışır. Bitki içinde hücrelerin nasıl haberleştiği ve hücrelerin farklı dokulara ayrılmasında rol alan sistemler ise henüz tam olarak çözülememiş konulardır.

Yani bir bitki, baştan aşağı mükemmel işleyen sistemler bütünüdür; suyun kökler vasıtasıyla topraktan alınmasından, taşıma sisteminin bir parçası olan ksilem boruları ile yukarıya doğru gövdeden yapraklara iletilmesi ve fotosentezde kullanılması.. herbiri sayfalarca anlatılacak harikalık ve mükemmellikte olaylardır.

Yaprak, harika görünümüyle, muhteşem yapısıyla, sayısız fonksiyonuyla her yarattığını sanatlı yaratan Sani’ olan Allah’ın nadide eserlerindendir. Ve her ağaç, yaprakları adedince sayfaları olan, Âlemlerin Rabbini pek çok isimleriyle tanıtan bir kitaptır.