Duyduklarından etkilenerek dış görünümüne biraz çeki düzen vermeye niyetlenen genç bir bayan, fazla bulduğu kilolarından kurtulmak için doktora başvurdu.
Doktor genç bayanı dikkatle dinledikten ve istediği birkaç tahlilin sonuçlarını inceledikten sonra reçetesini yazdı:
“İki gün bu reçetedeki yiyecekleri yiyeceksiniz, bir gün atlayacaksınız.” dedi. “İki gün yine bu yiyecekleri yiyeceksiniz, sonra yine bir gün atlayacaksınız ve böylece devam ettiğinizde altı hafta sonunda göreceksiniz ki, on kilo vermişsiniz.”
Aradan altı hafta geçti ve genç bayan tekrar doktora gitti. Fakat tam yirmi kilo zayıflamıştı.
Doktor hem şaşkın, hem de merakla sordu:
“Bu nasıl oldu böyle?” dedi. “Planladığımızdan tam iki kat fazla zayıflamışsınız.”
Genç bayan derin bir iç çekti ve başarısını gururla şöyle anlattı:
“Doktor bey” dedi. “İki gün bu yazdığınız yiyecekleri yedim. Dediğiniz gibi, sonraki gün de sabahtan akşama kadar ip atladım. Yani çok zor geldi ama... Bakın, başarmışım değil mi?..”
…
İnsanlar aynı kelimeleri kullansalar da, herkesin kendine has bir anlam dünyası ve amacı vardır. Bu sebeple insanlar duydukları şeylerden farklı anlamlar çıkarırlar. Hz. Mevlana bundan ötürü şöyle demiş: “Sen söylesen de, anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır.”