TR EN

Dil Seçin

Ara

Kur'an'a Göre De Balık Taze Yenilmeli

Kur'an'a Göre De Balık Taze Yenilmeli

Yüce Rabbimiz “Yaş ve kuru her şey Kitab-ı Mübin’de vardır.”1 buyuruyor.  Evet, her şey Kur’an’da vardır. Ancak Kur’an’ın esas gönderiliş gayesi; Rabbimizi tanıtmak, bize doğru yolu göstermektir. Dolayısı ile Kur’an’daki ekser bahisler bu amaca yöneliktir.

Bununla birlikte Kur’an’da fen ile ilgili hususlar da vardır. Ancak bunlar; ayrıntıları ile değil işaretler, çekirdekler olarak yani koca ağacın bütün özelliklerinin küçük çekirdeğinde olması gibidir.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırlamış olduğu Kur’an mealini okuyordum. İhtisas alanım balıklar olmasından dolayı Nahl suresi 14. ayet dikkatimi çekti. Bu ayette Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“İçinden taze et (balık) yemeniz ve takacağınız bir süs (eşyası) çıkarmanız için denizi emrinize veren O’dur. Gemilerin denizde (suları) yara yara gittiklerini de görüyorsun. (Bütün bunlar) O’nun lütfunu aramanız ve nimetine şükretmeniz içindir.”2 

Bu ayette açıkça “taze et (balık) yemeniz” ifadesi geçiyor. Ben de öğrencilerime ve dostlarıma yeri geldikçe, balık etinin karada yaşayan hayvan etlerinden daha çabuk bozulduğunu ve bayatlayınca da zararlı bileşikler oluştuğunu anlatır, balığın taze yenmesi lüzumu üzerinde dururdum. Kur’an müfessiri değilim. Ancak bu ayetle Rabbimizin açıkça balığın taze yenmesi gerektiğine işaret ettiği kanaatine vardım. Çünkü Kur’an’ın en önemli özelliklerinden biri; sözü uzatmadan az sözde çok manaları ifade etmesidir. Bu ayetteki zahiri mana; daha kısa bir ifade olan  “et (balık) yemeniz” ifadesi ile anlatılabilirdi. Oysa bunun yerine “taze et (balık) yemeniz” ifadesi kullanılarak taze kelimesinin özellikle vurgulanması; balığın taze yenmesi gerektiğini anlatmak için olmalı diye düşündüm.

Acaba bu konuda başka ayet var mı merakı ile araştırdığımda aynı manayı ifade eden ikinci bir ayetin daha olduğunu gördüm. “İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu keser, içilmesi kolaydır. Şu da tuzludur, acıdır (boğazı yakar). Hepsinden de taze et (balık) yersiniz ve giyeceğiniz süs eşyası çıkarırsınız. Allah’ın lütfundan (nasibinizi) arayıp da şükretmeniz için gemilerin, denizi yarıp gittiğini görürsün.”3

Görüldüğü gibi bu ayette de balık eti hakkında, “taze et (balık) yersiniz” ifadesi kullanılmakta ve taze olmasına vurgu yapılmaktadır.

Şimdi ise özellikle biyoloji, gıda ve su ürünleri bölümlerinde okumuş hemen herkesin cevabını bildiği “Neden balığın taze tüketilmesi gerekir?” sorusunun cevabına bakalım:

Balık etinin su oranı ve pH’ı karada yaşayan hayvan etlerinden genelde daha yüksektir. Bu iki özellik de mikrobiyal ve enzimatik faaliyetleri hızlandırmakta ve balıketini karada yaşayan hayvan etlerinden daha çabuk bozmaktadır.

Balık eti çok fazla miktarda trimetil aminoksit ve protein yapıda olmayan azotlu bileşikler ihtiva eder. Bu bileşiklerin enzimatik yıkımı çabuk olduğundan balık eti diğer etlerden daha çabuk tazeliğini kaybeder ve sağlığa zararlı bileşikler daha kısa sürede oluşur.

Balığın ölümü sonrasında balık etinde histamin, kadaverin ve putresin gibi biyojen amin bileşikleri diğer karada yaşayan hayvan etlerine göre çok daha hızlı oluşmaktadır. Bayat balıklarda oluşan fazla histamin ise zehirlenmeye neden olmaktadır. İşte bazı insanlarda balıktan kaynaklanan zehirlenme ve alerji vakaları; genelde bayat balıkların yenmesi ile bu bileşiklerin fazla miktarda alınmasından dolayıdır.

Balık yağı diğer yağlardan çok farklıdır. Balıklar diğer hayvanlardan daha fazla fosfolipid ve çoklu doymamış yağ asidi içerir. Balık yağının faydalı olması da bu yüzdendir. Ancak bu yağlar çok fazla doymamış bağ içerdiğinden kararsız yapıdadır ve çok çabuk oksidasyona uğrayarak kansere neden olabilen bileşikler (Serbest radikaller vs) oluşturabilmektedir. Bazı kaynaklarda balıkta bulunan omega 3 yağ asitlerinin kanseri önlediği, ancak bayat balıkların tam tersi özellik göstererek kanser riskini artırabileceği bildirilmiştir.4,5,6,7,8 Özetle, balığın tazesi gıda ve şifa, bayatı ise zararlı olmaktadır. Bundan dolayı balık taze yenmelidir.

Deniz ürünleri etlerinin karada yaşayan hayvan etlerinden daha çabuk bozulduğu, taze yenmesi gerektiği bilgileri oldukça yenidir. Oysa Kur’an-ı Kerîm yaklaşık 15 asır önceden aynı konuya işaret etmiş, önemine bir kelime ile beliğ bir şekilde dikkat çekmiştir. Ancak burada asıl amacımız; fennin bahsettiği ve önemle üzerinde durduğu bu meselenin Kur’an’da da olduğunu göstererek Kur’an’ın hakkaniyetini ispat etmek değildir. Çünkü Kur’an’ın Allah kelâmı olduğu bir değil, binlerce delillerle sabittir. Bu konuyu kaleme almaktaki esas maksadımız; halk sağlığı açısından önemli olan balığın taze tüketilmesi gerekliliğini yüce kitabımız Kur’an’ı da delil göstererek anlatmak ve okuyucularımızı konu ile ilgili bilgilendirmektir.

Ne dersiniz! Bu ayetlerde ikramı bol şefkatli ve hikmetli Rabbimiz, balığın taze yenmesinin yanında çokça tüketilmesini de murat etmiş olabilir mi?

 

 

Kaynaklar:

1. En’am, 59.

2. Nahl, 14.

3. Fâtır, 12.

4. Am J Clin Nutr., 71(1) (2000), 197-201.

5. World Review of Nutrition and Dietetics., 66 (1990), 446-461.

6. Biomed Pharmacother, 56(8) (2002), 365-379.

7. Critical Reviews in Oncology/Hematology 55 (2005), 37–43.

8. Biochemical and Biophysical Research Communications 402 (2010) 602–607.