TR EN

Dil Seçin

Ara

Bir Ayşe Geçti Bu Dünyadan

Gerçek Bir Hayat Öyküsü

 

Ayşe, aah Ayşe…

Ne maceralarla geldin bu dünyaya bilemezsin.

Annen senin dünyaya geliş müjdeni aldığında içinde daha önce hiç yaşamadığı bir hisle buluştu. Hemen ardındansa korkuyla. Öyle ya, baban başka çocuk istemiyordu.

Oysa sen Can Mahallesine doğacaktın. Çocukların akşam ezanlarına kadar cıvıldaştığı, her yeni doğanın bin bir merakla beklendiği, herkesin en az bir baş okşayıp tebessümle geçtiği, akşamüstleri evlerden çocuklara ikramlar yağan Can Mahallesine.

Nihayetinde herkes aldı müjdeni. Kimine müjde oldu gelişin, kimine keder. Annene ise tarifi olmayan duygular. Babanın baskısı ayrı, babaannenin baskısı ayrı. Nedendir bilinmez; evin üçüncü çocuğu olmak zor işti bu zamanda.

Bir gün annen dua dua yalvarırken, komşu teyzesine halini arz etmek istedi. Bu haliyle onu, evladını kaybetmiş bir anneden daha iyi kim anlayabilirdi. Uzun uzun konuştular günler boyu. Komşu teyze bütün aileye, bir evladın canına kıymanın ne demek olduğunu anlattı defalarca. Sonunda ikna oldular Allah’ın izniyle. Bu sefer, “Ama” demişti komşu teyze gülerek, “ben bu çocuğu sevdiğinizi bir göreyim! İşte o zaman görürsünüz siz.” Şimdi herkes gülümsüyordu. Hele de annen…

Ve sen geldin dünyaya. Öyle çok sevildin ki, her gören diyordu “bu çocukta başka bir şey var” diye. Baban fırsat buldukça seni sevmeye gelir olmuştu işten. Abinle ablan da seni yanlarından ayırmıyordu. Komşu teyze ise bu manzaraları her gördüğünde “demedim mi?” diye gülümsüyordu. Evin üçüncü çocuğu olmak pek güzel olmuştu senin için.

Ve bir gece yarısı sallandı ortalık. Sanki yeryüzü birbirine karıştı. Büyük bir deprem yaşandı ülkede. Annenle baban “Ayşeee, Bilaaal” diye bağırıyordu. Can Mahallesi “Ayşeee, Bilaaal” diye yankılandı. Ses vermediniz… Çoktan uçmuştunuz Cennetinize. Giderken abin Bilal’le beraber gittin cennet bahçesine. Ve ondan sonra kimse unutamadı bu sesleri: Ayşeee, Bilaaal…

Şimdi bir o sesleri hatırlıyorum, bir de annenin tekrar çocuk sahibi olmak için uzun tedaviler, ameliyatlar edilişini. Ve seni hatırlıyorum Ayşe... Bu dünyadan nasıl güzel gelip geçtiğini. Bir yıldız gibi kayıp gittiğini...

Neyse ki sen tüm bunları hiç bilmedin. İyi ki de bilmedin. Yoksa nasıl bakarlardı yüzüne Ayşe?