Arıların normalde insan yüzünü tanımaya ihtiyaçları yoktur. Ancak böyle kompleks bir işlemi yapıp yapamayacaklarını araştıran Monash Üniversitesindeki bilim adamları 2005 yılında, arıları özel bir eğitimden geçirerek bu sorunun cevabını araştırdılar.
Bu deneyde değişik insan yüzü fotoğraflarının yanına gelen arılara bir damla şeker verildi. Bilim adamları fotoğrafın yanında şekeri alan arıların aslında insan yüzünü değişik bir çiçek görüntüsü olarak algılayarak seçebildiğini düşündüler.
Ancak asıl soru, arıların insan yüzünü benzeri başka şekillerden ayırt edip edemeyeceği idi. Ocak 2010 Journal of Experimental Biology’de yayınlanan bilimsel makalede bu ilginç araştırmanın sonuçları yayınlandı. Yüz ve yüze benzer iki farklı resim gösterilen arılara, yüz resminin yanına geldiklerinde şekerli solüsyon verildi. Daha sonra arıların daha farklı resimler arasında yüz şeklini seçebildikleri gözlemlendi.
Araştırmacılar bir de arıların yüz resmi ile yüze benzeyen ama insan yüzünden farklı başka resimleri de ayırt edip edemediklerini test ettiler. Bunun için 5 farklı resim kullandılar. Önceden yukarıda belirtildiği gibi 2 resim ile test edilen arıların bu 5 farklı resme nasıl yaklaşacakları incelendi. Bu resimler, arıların daha önce hiç görmedikleri yüz resimleri ve yüze benzeyen ama yüz resmi olmayan resimlerden oluşuyordu. Arıların daha önce görmedikleri halde yüz resimlerini diğerlerinden kolaylıkla ayırt edebildiklerinin anlaşılması bu araştırmanın en heyecan verici sonucu idi.
Arıların yüz şeklini tanıma konusunda ne kadar ileri gidebileceklerini merak eden bilim adamları bir adım daha ileri giderek, insan yüzündeki göz, ağız gibi şekillerin yerini değiştirerek arıların insan yüzündeki özellikleri taşıyan ama normal yüz şeklinden biraz farklı konfigürasyonu olan yüze benzer resimlerle arıları test ettiler. Yine arıların doğru yüz şeklini tanıyabildikleri ortaya çıktı.
Bu ilginç araştırmalar, henüz arıların farklı insan yüzlerini ayırt edebildiklerini göstermedi ancak, 1 milyondan az nörondan oluşan mikro boyutlardaki bir arı beyninin, insan yüzünü başka şekillerden nasıl ayırt edebildiği merak uyandırdı. Aynı işi, arıların beyninden 10,000 kat büyüklükteki insan beyni ile yapabildiğimiz düşünüldüğünde, Rabbimizin bu kadar karmaşık bir olayı, yarattığı küçücük arı beyni ile de yaptırması, hayranlık verici bir olay.
Arıların çevremizdeki farklı şekilleri de ayırt edebilmek için eğitilebilecekleri de bu araştırma ile ortaya çıkmış oldu. İnsan yüzü resimlerinin farklı açılardan bile verildiğinde arıların bunları diğer şekillerden ayırt edebilmeleri henüz bilgisayar uzmanlarının bilgisayarlara yaptıramadığı kadar karmaşık bir işlev. Daha önce gördükleri yüz şekillerini farklı açılardan görünce yine de tanıyabilmeleri, arıların imaj interpolasyonu gibi çok zor bir işlevi kolaylıkla yapabildiğini gösteriyor.
Bu araştırmacılardan birisi olan Giurfa’ya göre, otomatik yüz tanıma sistemleri geliştirmek için yıllardır uğraşan bilgisayar uzmanlarının, arılardan öğrenecek çok şeyi var. Özellikle Almanya ve Avustralya’da daha çok yapılan bu araştırmaların bir kısmının, Amerikan Hava Kuvvetleri Araştırma Bürosu’nun desteği ile yapıldığını, savunma sanayi uzmanlarımızın dikkatini çekmek için, bir kenar not olarak eklemekte fayda var.