TR EN

Dil Seçin

Ara

"Eşim Ailesine Çok Düşkün!"

Doktor Şifa

 

Soru: “EŞİM AİLESİNE ÇOK DÜŞKÜN!”

10 yıllık evliyim. 6 yaşında bir oğlum var. Evlendiğimizden beri eşimin ailesi ile aynı apartmanda altlı üstlü oturuyoruz. Evlerimiz ayrı olsa da bütün gün birlikteyiz. Eşim ailesine çok düşkün, hatta bağımlılık derecesinde… Doğru da yapsalar, yanlış da yapsalar, bir şey diyemiyor, kendi fikrini söyleyemediği gibi bazı konularda sınır da koyamıyor. Kendimize ait özel bir alanımız kalmadı. Bundan daha önemlisi çocuk olduktan sonra müdahaleler daha da arttı. Oğlum bizim sözümüzü dinlemiyor. Bazı şeylere izin vermediğimiz zaman ağlayarak babaannesine iniyor. Onlar da şefkatlerinden her istediğini yapıyorlar. Biz sınır koymaya çalıştığımızda, onlar her istediğini yapıyor. Böyle olunca da çocuğa daha bu yaşta söz geçiremez olduk, istediği olmayınca hırçınlaşıyor, bizlere vurmaya başlıyor, bu durumda gerçekten zorlanıyoruz ve önerilerinizi bekliyoruz.

 

...

 

Cevap: “AİLE BÜYÜKLERİ ÇOCUĞUN HER İSTEDİĞİNİ YAPARAK, ASLINDA ONA İYİLİK ETMİYORLAR!”

Çocukların özgürlük kadar, sınırlara da ihtiyacı vardır. Sınırlar çocuğun çok hoşuna gitmese de, emniyet ve güven duygusu verir. Her istediği yapılan, istekleri hemen yerine getirilen çocuklar kendilerini kontrol etmekte güçlük çekerler. Az bir engellenme karşısında öfkeli tepkiler gösterir, ağlamaya, bağırmaya başlarlar. Bu şekilde isteklerinin yapıldığını fark edince, her arzularını ağlayarak ve tutturarak elde etmeye çalışırlar. Yeterince ağlayıp, ısrar edersem zaten dayanamaz, yeter ki sussun diye yaparlar diye düşünür ve bu şekilde davranmayı öğrenirler.

Anne babanın aynı tutum ve kararda olması, çocuk eğitiminde çok önemlidir. Annenin hayır dediğine baba bırak yapsın diyorsa, çocukta sağlam bir kişilik yapısı oluşturmak güçleşir. Çocuk da nefis taşır, bu sebeple kolay olanı tercih eder. Anne izin vermezse babaya gider, ya da sizin durumunuzda olduğu gibi evde izin verilmeyen şey için babaanneye veya dedeye koşar. Anne babanın koyduğu kural ve sınırlamalar da çocuğun gözünde değersizleşir.

Bu şekilde her istediği alınarak ve her ağlayışında talepleri yapılarak büyütülen çocuklar, büyüdüklerinde tatminsiz ve talepkâr bireyler olarak karşımıza çıkarlar. Beklemeye tahammülü olmayan, emek vermek istemeyen, engellenince öfkelenen yetişkinlere dönüşürler. Aile büyükleri çocuğun her istediğini yaparak aslında onlara iyilik etmiyorlar. İleride ciddi sıkıntılara yol açabilecek durumlara istemeden de olsa sebep oluyorlar. Belki de zamanında kendi çocuklarında gösteremedikleri ilgi ve şefkati torunlarına gereğinden fazlasıyla ve ölçüsüzce sunuyorlar. Şefkatin israf edilmesi olarak tanımlanabilecek bu durum çoğu zaman fayda yerine zarar vermektedir.

Çocuğunuzun her ne kadar yaşı küçük olsa da, birçok şeyi fark edebilecek durumdadır. Aynı zamanda, izin verilmediği zaman, kimin izin vereceğini, nasıl davranırsa, istediğinin olacağını fark edebilecek bir yaştadır. Bu sebeple, mutlaka sınırları zorlayacaktır. Aile büyükleriyle çok yakın oturmak da bu durumu beslemektedir. Sizin koyduğunuz sınırları ve kuralları onların sırf kıyamadıkları için ortadan kaldırmaları, çocuğun taleplerini ve hırçınlığını da artıracaktır. Sürekli bir şeyler isteyen, yetinmeyen, alınmayınca da sokak ortasında kendini yerlere atıp ağlayan bir çocuk profili oluşacaktır.

Bazen eşler de anne ve babalarının yanında hâlâ küçük bir çocuk gibi olabilmekteler. Kendi fikirlerini onları incitmeden bile söylemekte zorlanıyorlar. Maalesef ki, bizim toplumumuzda eşinizin yaşadığı durumu ve süreci yaşayan birçok insan var. Aslında kendileri de doğru olanı bildikleri halde, anne babaları incinir kırılır diye, taleplerini uygun bir dille söyleyememekteler. Bunun sonucunda da çocukları terbiye etmek zorlaştığı gibi, eşler arasında da sorunlar yaşanmaktadır.

Bu noktada eşin, çocuğun ve anne babanın hukuku ayrı ayrı korunmaya çalışılmalıdır. Herkes memnun olsun denildiğinde hiç kimse hoşnut kalmadığı gibi, bu işten en çok da çocuklar zararlı çıkmaktadır. Babanın hakkaniyetle, ailesinin ve anne babasının hakları çerçevesinde ağırlığını şefkatle koyması daha sağlıklı olacaktır. Özellikle erkek çocuğun büyüme serüveninde, babayla oyun oynaması, onunla vakit geçirmesi, babanın sevgisini hissetmesi yanında babanın kararlılığını ve otoritesini hissetmesi de gereklidir. Dayakla ve bağırıp çağırarak değil, kararlı ve emin davranarak çocuğun memnun ve mutmain bir kişilik geliştirmesi de kolaylaşmış olur.