O İnce Çizgi
Hüzünlü Tebessümler
Ara
Hüzünlü Tebessümler
Durgun, tertemiz, güzel ışıklarda gökyüzünü ve çevresindeki ağaçları bir ayna gibi yansıtan muhteşem bir gölde fotoğraf çekiyordum.
Bir şey dikkatimi çekti. Ağaç dallarının göle neredeyse değdiği yerlerde yansıma ile gerçek arasındaki o ince çizgiyi fark etmek ve gölge ile aslı birbirinden ayırmak bazen çok zor olabiliyordu.
Oysa iyi bir fotoğraf için, kadrajınıza ufuk çizgisini düzgünce yerleştirmek gerekiyordu.
Bunun için de göle yansıyan gölge nerede başlıyor, gölgesi düşen dalın aslı nerede bitiyor görmek...
Şu hayatta, hayatın, kendi hayatımın bizzat kendisini ve içindeki her şeyi ve herkesi, birkaç saniyeliğine de olsa unutmaya çalıştığım, deklanşör boşluğundan hemen sonraki o büyülü saniyelerde, gölgeyi ve aslı birbirinden ayırmaya ve bakışımı düzeltmeye çalışırken dedim:
İşte dünya da böyledir! Bakışımızı düzeltemediğimiz sürece gölgeler ile asılları hep birbirine karıştırırız ve sıklıkla—hele de düşerken! Çünkü insan düşerken tutunacak bir dal konusunda düşünemez—tutmaya çalıştığımız dalların aslında bir gölge, bir yansıma olduğunu yere çarptığımızda fark ederiz...
Bir söz vardır; “Gerçeği anlamanın önündeki engeller, gerçek kılığına girmiş yalanlardır” der.…
Gaflet ve cehalet ayrı birer karanlık...
Üzerinde yaşadığımız yerkabuğu, gerçekte incecik bir tabakadan, bir kabuktan ibarettir.
Üzerinde yaşadığımız dünyamız çok hassas dengeler üzerine oturtulmuş, üstelik bu dengeler özel…
Kohezyon, aynı cins moleküllerin arasındaki çekim kuvvetine deniliyor. Bu olay sıvı ve…
“Hayat tek başıyla bir Hayy-ı Kayyum’u bütün esma ve şuunatı ile bildirir.…