TR EN

Dil Seçin

Ara

Tarihi Unutan Fransa

Son zamanlarda Libya ve Doğu Akdeniz meselesi ile Yunanistan ve Ermenistan’la yaşanan krizlerden dolayı Türkiye ile Fransa arasında gergin bir dönem yaşanıyor. Fransa, Türkiye’ye karşı düşmanca siyaset izliyor. Osmanlıların/Türkiye’nin tarihte kendisine yaptığı büyük iyilikleri tamamen unutmuşa benziyor. Hâlbuki Osmanlı olmasaydı; bugün belki de Fransa diye bir devletin olamayacağına tarih şahittir. 

Son tahlilde bir kez daha gördük ki, hafıza-i beşer nisyanla malûldür. İşte Fransa’nın nisyana gömdüğü tarihten ezber tazeleten kesitler:

    

Muhteşem Süleyman ve 1532’de Almanya Seferinde taktığı muhteşem taç                            Kanunî sayesinde esaretten kurtulan I. Fransuva

 

PADİŞAH GİBİ KARŞILANAN BARBAROS

1525’deki Pavia Savaşı’nda, Kutsal Roma Cermen İmparatoru V. Charles’a (Şarlken) yenilen ve esir düşen Kral I. François (Fransuva), Kanunî Sultan Süleyman’ın yardımı neticesinde hürriyetine kavuştu.

Batılıların Barbaros dediği Hızır Hayreddin Reis

Osmanlı’nın, Fransa’ya yaptığı yardımların en muhteşemlerinden biri de, Kral François’in daveti üzerine Kaptan-ı Derya (Barbaros) Hızır Hayreddin Paşa’nın 1543’te gerçekleştirdiği seferdir. Amaç, İmparator V. Charles tarafından işgal edilen Nice şehrini kurtarmaktı. 

Nitekim 110 kadırgalık Osmanlı filosu, 29.440 kişilik mürettebatıyla Marsilya’ya ulaştı ve şehri top atışlarıyla selamladı. 

Nice’ye atılan selamlama güllesi yüzyıllardır ilk atıldığı yerde duruyor 

Osmanlı donanmasına görkemli bir karşılama merasimi hazırlayan Fransızlar, gemilerine Osmanlı bayrağı çektiler. Hayreddin Reis’i, adeta padişah gibi ağırladılar. 

Lakin yaklaşan kış sebebiyle Osmanlı donanmasının Nice’ye geçişi bahara ertelendi. Kışı Fransa’da, Toulon Limanında geçirmek icap etti. Toulon’daki evler boşaltılarak Osmanlı askerleri yerleştirildi.

Hızır Reis’in gazalarını anlatan Gazavât-ı Hayreddin Paşa’dan sayfalar

 

İKİNCİ İSTANBUL: TOULON 

Osmanlı donanmasının gelişiyle ezan sesleri yankılanan ve namaz kılınan Toulon, adeta bir İslam şehrine büründü; ikinci bir İstanbul, Bursa, Edirne oldu. 

Fransız Büyükelçi Jean de Montluc, Osmanlı denizcilerinin şehirde estirdiği rüzgâr ve insanî-uhrevî atmosfer hakkında şu izlenimleri aktarır:

“Bu büyük ve güçlü ordu, efendim Fransa kralına yardım için gönderilmiştir. Osmanlıların herhangi bir kimseyi incittiklerine dair şikâyet olmamıştır. Nazik davranmışlardır. İaşeleri için aldıkları her şeyi, karşılığında para vererek almışlardır.”

Osmanlı donanması Nice Seferinden Güney Fransa’nın işgalini önleyerek başarıyla döndü.

Nice’ye gelen Osmanlı donanmasını gösteren bir Matrakçı tasviri

 

II. HENRY: TEK ÜMİDİM OSMANLI!  

1547’de hükümdar olan II. Henry de devletinin varlığını korumanın Osmanlı himayesinin devamından geçtiğini biliyordu. Buna erişmek gayesiyle Kanunî’ye yazdığı mektupta şu yalvarmaklı ifadelere yer verdi:

Kral II. Henry

“Şimdiki durumda Fransa’nın, Padişah Hazretlerinden başka ümidi yoktur. Eğer biraz para ve mal yardımı yapılırsa, Fransa bundan ebediyen minnettar kalacak ve Osmanlı cömertliği bir defa daha dünyaya nam salacaktır. Bu yardım, cihan padişahı için hiç mesabesindedir.”

Osmanlı/Kanunî, II. Henry’nin yardım talebine müspet karşılık verdi. Ve temelleri Pavia-Mohaç Savaşlarına dayanan Osmanlı-Fransa ittifakı yüzyıllar boyunca sürüp gitti.

 

Kaynakça:

1. TSMK, Revan Köşkü, nr. 1291. 2. Kâtip Çelebi, Tuhfetü’l-Kibar, Hazırlayan: O. Şaik Gökyay, İstanbul, 1980. 3. Halil İnalcık, “Siyaset, Ticaret, Kültür Etkileşimi”, Osmanlı Uygarlığı, c.2, İstanbul, 2003. 4. İ. Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c.2, Ankara, 1988. 5. M. Tayyib Gökbilgin, Kanunî Sultan Süleyman’ın Macaristan ve Avrupa Siyasetinin Sebep ve Amilleri Geçirdiği Safhalar, Ankara, 1970. 6. Solakzâde, Solakzâde Tarihi, Hazırlayan: Vahit Çubuk, c.2, Ankara, 1989. 7. İsmail Soysal, “Türk-Fransız Münasebetlerinin İlk Devresi”, İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, İstanbul, 1952-1953, c.3. 8. Tahsin Fındık, “Osmanlı Belgelerinin Tanıklığıyla 16. Yüzyılda Osmanlı-Fransız İlişkileri”, Türkler Ansiklopedisi, c.9, Ankara, 2002.