TR EN

Dil Seçin

Ara

Bakkal / Bir Hatıra

Bakkal / Bir Hatıra

Dokunaklı bir baba hatırası dinledim Mehmet Ersöz hocamdan. Babası dindar, herkes tarafından sevilen bir insanmış. Bakkal dükkânı varmış. Dile kolay tam 70 yıl o dükkanı işletmiş. 

Yaşı ilerleyince yorulmuş, artık dizlerinde derman gözlerinde fer kalmayınca, noktayı koymanın zamanı geldi demiş ve dükkanı tasfiyeye başlamış.

Sevdikleri şeylerden mahallenin çocuklarına dağıtmış. Çocukları bir güzel sevindirmiş. Peşinden hüzün gelen bir bayram olmuş çocuklara…

Bakkalı kapatacağı gün, her zamanki gibi sabah erkenden dükkanı açmış. Bir başka bakkala devrettiği kalan birkaç malı da teslim edip eve dönecekmiş.

Fakat vakit ikindiyi geçmesine rağmen eve dönmeyince Mehmet hocam merak edip babasına bakmaya gitmiş. Bakkala vardığında bakmış ki, babası boş raflar arasında ahşap sandalyesinde derin düşüncelerle oturuyor… 70 yıldır dolup boşalan raflar, artık boş, dükkan artık ıssız… Acaba ömür yıllarının raflarını ne ile doldurduk?..

Ve yerinden kalkmış. Kapıya yöneldiklerinde dükkana dönüp içeriyi şöyle bir süzmüş… Ardından sormuş: Dükkan ne diyor biliyor musun?

“Bunca yıl teraziye, helale, harama çok dikkat ettin. Yalan söylemedin, kimseyi kandırmadın. Ama bir şeyi de beceremedin. Şu kapıdan giren müşteri ile dilenciye aynı muameleyi, aynı şefkati ve güler yüzü gösteremedin.”

“Evet doğru söylüyor. İşte bu benim içimi yakıyor, çok üzüyor.”

Böyle gül gibi insan derler ya; öyle insanlar gördü bu dünya. “Gül alırlar gül satarlar / Gülden terazi tutarlar / Gülü gül ile tartarlar / Çarşı pazar güldür gül.”