TR EN

Dil Seçin

Ara

Fransa'da Peygamberimize Hakarete Osmanlı Geçit Vermemişti!

Fransa'da Peygamberimize Hakarete Osmanlı Geçit Vermemişti!

Fransa, kutsal değerlerimize saldırıda yine dur durak bilmiyor. Macron Hükümeti ve Charlie Hebdo dergisi, İslam’a ve Peygamber Efendimize (sav) hakaret etmek için bir kez daha sahne aldılar. Zira cemaziyülevvellerinde var; genlerine müzmin bir maraz olarak işlemiş. Sultan II. Abdülhamid’in saltanatı zamanında yaşanan aşağıdaki müessif hadiseler, bu hastalıklarının geçmişteki örneklerinden sadece birkaçı:

İslam’a ve Peygamber Efendimize hakarete geçit vermeyen Halife II. Abdülhamid Han

II. Abdülhamid Han, dinimize, peygamberimize ve cümle mukaddesatımıza yönelik Fransa ve diğer Batı ülkelerinden gelen her türlü taarruzu bertaraf etmeyi, devletinin asli vazifesi olarak görmekteydi.

1741’de meşhur Fransız yazar Voltaire (1694-1778) tarafından kaleme alınan ve 1800’lerin sonlarında Paris’te sahneye konan “Muhammed yahut Taassub” isimli, Peygamber Efendimizi hakaret eden piyes, payitahtta büyük bir infialle karşılandı. 

Sultan Abdülhamid, menfur piyesi duyar duymaz elçilik vasıtasıyla harekete geçti. Oyun durdurulmadığı takdirde bunun siyasi mesele yapılacağına ilişkin Fransız Hükümeti’ne bir ültimatom çekti. Osmanlı padişahı ve halifesinin tepkisine kayıtsız kalamayan Fransızlar, mecburen piyesin gösterimine son verdiler.

Voltaire’in “Muhammed’in Cenneti” adlı başka bir piyesi, 1900’de Paris’te oynatılmak istendiğinde, yine Sultan Abdülhamid’in ince diplomatik girişimleri devreye girdi; ismi ve muhtevası değiştirilerek ancak sahneye konulabildi.

***

Peygamberimize hakaret eden piyes yazan Henri de Bornier

Diğer taraftan, 1875’de neşrettiği “Roland’ın Kızı” başlıklı piyesiyle İslam düşmanlığında Voltaire’den aşağı kalmayacağını ispatlayan Fransız Akademisi üyesi Henri de Bornier (1825-1901) ise, 1888’de “Muhammed” ismini taşıyan 1800 mısralık yeni bir dram yazarak, melun hünerini yeniden sergiledi. Dram, Peygamberimizi sahnede gösterdiği gibi, Onu, ailesini ve İslam’ı aşağılayıcı bir içeriğe sahipti.

Dahası Bornier, dramını, Fransa’nın ünlü tiyatrosu La Comedie Français’e kabul ettirmeye ve sahne provalarını başlatmaya da muvaffak oldu. 

Bornier’in meşum piyesini sahneleyen La Comedie Français Tiyatrosu

Abdülhamid Han, “Halife-i Müslimin” sıfatıyla duruma derhal müdahale etti. Osmanlı’nın Paris elçisi Esad Paşa ve Fransa’nın İstanbul büyükelçisi Kont E. Montebella aracılığıyla fecaate el koydu. Fransa Cumhurbaşkanı Sadi Carnot’a haber göndererek; “oyunun kesinlikle oynanmamasını, oynanırsa bunun Türk-Fransız ilişkilerinin sonu olacağını” bildirdi. 

Paris Elçisi Esad Paşa’nın 27 Ekim 1879’da Fransız Hükümeti’ne gönderdiği protesto metni

Sonuç itibariyle Halife Abdülhamid, Fransa sınırlarında oyunun temsilini yine engelledi. Hatta gösterdiği duyarlılık ve katkıdan ötürü Sadi Carnot’u, Osmanlı nişanı ile onurlandırmayı ihmal etmedi.

Bu münasebetle Fransa elçisi E. Montebella, piyesin yasaklandığını 22 Mart 1890’da Sultan Abdülhamid’e şöyle bildirdi:

“Bornier’in yazdığı ‘Muhammed’ adlı facianın daha önce Paris Tiyatrosu’nda oynatılması kararlaştırıldığından, bunun önlenmesi hususunda Hazret-i Padişahiden defaatle engelleme teşebbüsünde bulunmam için uyarı aldığımı hükümetime bildirmiştim. Meclis-i Vükela’nın bu sabahki toplantısında, bu facianın Fransa’nın bilcümle tiyatrolarında oynatılmasının yasaklanmasına karar verilmiştir.

Hazret-i Hünkârın, hükümetim tarafından alınan bu kararı, hem kendilerine hem de Osmanlı Hükümetine karşı hükümetimin dostluğuna bir delil olarak değerlendirileceğine inanıyorum. Bu karar yeniden başlayacak dostluğumuzun teminatı olur ümidindeyim.”

***

Kutsal değerler söz konusu olduğunda, dün neyse bugün de milleti ve devletiyle aynı şuur ve hassasiyete sahibiz. Yahya Kemal, şu tespitlerinde yerden göğe haklı: 

“Türk milleti, Osmanlı asırlarında İslamiyet’e çok fazla inanıyordu. O kadar ki, İslamiyet’e gerek uzak, gerek yakın mazide ve gerekse halde vâki olan her tarizi (taş atmayı) aynen kendine ait sayardı.”

Son söz: Güneş balçıkla sıvanmaz; İslam’ın ve Onun (sav) nurunu kimse söndüremez.

Liverpool İslam Cemiyeti ikinci reisi Refiüddin Ahmed’in melun tiyatroya mani olduğu için Sultan Abdülhamid’e gönderdiği teşekkür mektubu