TR EN

Dil Seçin

Ara

“Oğlum Hâlâ Tam Olarak Konuşamıyor!”

“Oğlum Hâlâ Tam Olarak Konuşamıyor!”

Ruhsal Şifa

 

Soru: “Oğlum Hâlâ Tam Olarak Konuşamıyor!”

 

İKİ BUÇUK YAŞINDAKİ oğlum hala tam olarak konuşamıyor. Konuşması birkaç kelimeden ibaret. “Anne, baba, mama, dede, bitti” gibi sınırlı sayıda birkaç kelimeyi söyleyebiliyor sadece. Kendini ifade edemediği için çok fazla bağırıyor ve çığlık atıyor. 6 yaşındaki kızımın konuşmasında böyle bir gecikme olmadı. Mesleğim öğretmenlik olduğu için araştırdım, soruşturdum ama yine de içime bir kurt düştü; rahat edemedim. İleriki zamanlarda çocuğumun durumuna müdahalede gecikmiş olmaktan korkuyorum. Sizden bu durumun normal bir durum olup olmadığı konusunda bilgi almak istiyorum.

 

Cevap: “KONUŞMA GECİKMESİNİN ÇOK FARKLI NEDENLERİ OLABİLİR!”

 

Öncelikle dikkatli ve özenli bir baba olduğunuzdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Bu durumu fark edip, bir çözüm bulma arayışına girmek çocuğunuzu iyi gözlemlediğiniz anlamına gelir. Maalesef ki, bizim toplumumuzda çocuğa dair bazı sorunlar geçiştirilmekte ve zamanla nasıl olsa geçer anlayışıyla yaklaşılmaktadır.

İki buçuk yaşındaki oğlunuzun henüz tam olarak kendini ifade edememesinin birçok sebebi olabilir. Bazı kelimeleri çıkarabildiğine göre fiziksel bir sorun olmayabilir. Konuşma gecikmesinde öncelikle tıbbi bir sebebin olup olmadığı araştırılmalıdır. Doktor kontrolünden sonra fiziksel bir sebebin olmadığı anlaşıldığında psikolojik faktörler araştırılmalıdır.

Kalıtsal faktörlerin de etkisi olabilir. Yani ailede geç konuşma öyküsü varsa çocuklardan bazılarında da görülebilir. Çoğu zaman erkek çocuklarda daha fazla görülür. Kız çocukları yaratılış olarak erken ve daha düzgün konuşurlar. Kendilerini ifade etme yeteneğini erken yaşlarda kazanırlar. Fakat bu konuda da istisnalar olabilir.

Bazen travmatik olaylar, dilin evde iletişim aracı olmaktan çok tartışma aracı olarak kullanılması da çocuğun geç konuşmasında etkili olabilir.

Bunlar genel sebepler olarak sıralanabilir. Sizin çocuğunuzdaki gecikme için başka durumları da gözden geçirmek gerekir. Mesela;

Çok televizyon seyrediyor mu? Özellikle ilk yaşlarda, yani ilk üç yaşta çok fazla televizyon karşısında kalmak ve seyretmek birçok problem gibi konuşmada da gecikmelere yol açmaktadır. Dikkat eksikliğini tetiklediği gibi, çocuğun dil gelişimine de zarar vermektedir. Bizim toplumumuzda çocuk daha bebekken oyalansın diye televizyonun karşısına konur. Reklamları dikkatle takip eden bir çocuğun ne kadar akıllı olduğu, çok dikkatli olduğu zikredilir. Tüm reklamları ezbere biliyor olması bir zeka belirtisi olarak gururla anlatılır. Oysa televizyonun faydasında çok zararı olmaktadır.

Öncelikle televizyondan uzak tutulmaya çalışılmalıdır. Bunun yerine oyun oynamaya yönlendirilmelidir. Renkli, büyük resimli kitaplara bakmak, birlikte bu resimler hakkında konuşmak, kitaptaki varlıkların isimlerini söylemek, oyun oynarken arkadan sesli masallar ya da çocuk şarkıları dinlettirmek de işe yarayacaktır. Uyurken ninni söylemek, o gün yaşadıklarını şarkı gibi, ritimle dillendirmek faydalı olacaktır.

Ailenin paniğe kapılmadan sakin ve soğukkanlı olarak olaya yaklaşması çok önemlidir. Aile kaygılı, zorlayıcı olursa çocuk direnebilir. Kaygılı davranmak çocuğa güven vermez, daha çok zarar verir. Anne babanın günün belli vakitlerinde çocukla birlikte vakit geçirmesi, onunla oyun oynaması ve konuşması, konuşma sürecini hızlandıracaktır.

Sizin de ifade ettiğiniz gibi geç konuşan çocuklarda hırçınlık ve öfke nöbetleri olabilir. Kendini ifade edemediği zamanlarda inatlaşmak ya da her dediğini yapmak yerine dikkatini başka yöne çekmek veya suyla oynatmak çok işe yarar. Suyla oynamak çocuğu sakinleştirir ve öfkesini alır.

Ayrıca başka çocuklarla aynı ortamda olması, onlarla oynaması, muhatap olması da çok işe yarar. Üç dört yaşına kadar hala konuşamayan çocuklarda haftada bir iki gün anaokuluna gitmek, gözle görülür bir değişime sebep olmaktadır.