TR EN

Dil Seçin

Ara

Temizlik Konusunda Takıntılıyım / Ruhsal Şifa

Temizlik Konusunda Takıntılıyım / Ruhsal Şifa

Merhaba,

Ben 16 yaşında, lise öğrencisiyim. Özellikle iki senedir yaşadığım bir sorundan bahsetmek istiyorum. Temizlik konusunda çok takıntılıyım. Küçük yaşlarda da vardı ama, son yıllarda çok arttı. Üç saatten önce banyodan çıkamıyorum. Sürekli ellerimi yıkıyorum, sonra temizlenmediğini düşünüp, tekrar tekrar yıkıyorum. Devamlı kirlilik düşünceleriyle savaşmaktan derslerimi de aksatıyorum. Sorumluluklarımı yapmak için enerjim kalmıyor. Her gün okuldan dönüşte banyo yapıyorum, tabi ki saatlerce sürdüğü için hiçbir şeye zamanım da kalmıyor. Bu durum beni gergin ve hassas yapıyor, ağlama krizlerim oluyor. Bazen öfkemi de kontrol edemiyorum. Yaşadığım bu sorunla ilgili bana yardımcı olursanız çok sevinirim...

 

Cevap:

Sevgili kardeşim,

Yaşadığın sorun, toplumda sık olarak karşılaşılan bir durum. Genellikle çok temiz, aşırı titiz olarak bilinen insanlarda eğer durum abartılı bir hal aldıysa ve kişi bunu yapmaktan kendini alıkoyamıyorsa, süreç hastalık boyutuna gelmiş demektir.

Psikiyatride obsesif-compulsif bozukluk olarak isimlendirilen bu rahatsızlık halk arasında takıntı hastalığı olarak da bilinir.

Burada kişi, irade dışı zihnine gelen düşünceden kurtulmak için takıntılı davranışlar geliştirir. Bu davranışları yapmazsa ve tekrarlamazsa kendisinin ya da sevdiklerinin başına kötü bir şeyler geleceğinden korkar. Aynı zamanda şiddetli sıkıntı ve kaygı hisseder.

Bir çok takıntı çeşidi vardır, kontrol ve şüphe, sayma, simetri takıntıları gibi... Sizin yaşadığınız ise temizlik takıntısı... Soruda ifade ettiğiniz gibi kişi sürekli olarak kirli ve pis olduğu düşüncesiyle savaşır. Bir türlü temizlenemediğini düşünür ve aynı davranışları tekrarlar. Zamanla bir tören ve ritüeller bütünü olarak takıntıların sayısı ve çeşidi de artar.

Sizin yaşadığınız gibi, iki üç saat süren banyo, ellerinin derisi yıpranacak boyutta el yıkama seansları kişiyi maddi ve manevi olarak yıpratır. Onunla birlikte yaşayan kişilerin de sabrını tüketir. Tüm uyarılara rağmen kişi bunu yapmaktan kendini alıkoyamaz.

Kalıtsal faktörler bu hastalığın oluşmasında etkili olduğu kadar, aile ve yetişme tarzının da payı vardır.

Hastalık nüksetmeden önce bu kişiler titiz, mükemmeliyetçi, mantıkçı, her şeyi siyah beyaz olarak algılayan, hayatlarında grilere fazla yer vermeyen bir kişilik yapısı sergilerler. Çok katı bir doğruluk anlayışları vardır. Ayrıntılara çok önem verirler, hatta bazen detaylara takılmaktan bütünü bile kaçırabilirler. Mükemmeliyetçi oldukları için işlerini de en iyi şekilde yapmaya çalışırlar. Fakat yaptıklarının en iyisi olduğuna inanmadıkları için, işin bitmesi de oldukça zaman alır. Kolay kolay işleri bitmez. Bu yüzden, etrafta gergin ve sıkıntılı bir ruh haliyle dolaşırlar.

Takıntı hastalığı, genellikle 20-30’lu yaşlarda ortaya çıkabildiği gibi, daha erken yaşlarda da görülebilmektedir. Bu sebeple erken yaşta fark edilip, tedavi edilmezse zamanla sıkıntılar artar ve kişinin yaşam kalitesini düşürür. Gün içerisinde zamanının çoğunu takıntılarına ayıran kişi, gün geçtikçe okula ve işe gidemez olur ya da ciddi anlamda aksatmaya başlar.

Vesvesenin abartılı boyutu diyebileceğimiz bu hastalıkta, kişi takıntılı davranışları bitirememekten dolayı sıkıntı ve stres yaşamaya başlar. Kendine kızar, öfkelenir, bazen bu tepkileri çevresindekilere de yansıtır. Ağlama krizleri, kendine yönelik zarar verme davranışları da bunu takip edebilir.

Sizin yaşadığınız ve anlattığınız gibi bu sorun daha fazla ilerlemeden ve kişinin yaşam kalitesini iyice bozmadan tedavi olunmalıdır. Hayatınız için önemli sınavların ve geleceğe dair ciddi kararların alındığı bu yaşların daha verimli geçirilmesi de bu tedavi sürecine bağlıdır. İleriki yaşlara kadar tedavi ertelendiği zaman hastalığın boyutları da artmaktadır. Zamanla gündelik hayat, sosyal ve kişisel ihtiyaçlar da ciddi anlamada aksamaya başlayacaktır.

Tedavi sürecinde ilaç tedavisi ve psikoterapi faydalı olacaktır. Bir psikiyatriste ya da konuyla ilgili çalışan bir psikologa başvurabilirsiniz.

Tedavi sırasında sizin yaklaşımınız ve işbirliğiniz de çok önemli.

Tedaviye düzenli devam edip, verilenleri uygularsanız, daha kısa zamanda sonuç alabilirsiniz. Geçmiş olsun...