TR EN

Dil Seçin

Ara

Çocuklar Mutlu Yaşamanın Sırlarını Nasıl Öğretiyor?

Çocuklar Mutlu Yaşamanın Sırlarını Nasıl Öğretiyor?

Çocuklarımıza hayatı biz yetişkinlerin öğrettiğini düşünürüz. Ama bizlerin de çocuklarımızdan öğrendiğimiz pek çok şey olduğunu biliyor muydunuz?

Onlar bizim başlangıçtaki, yani yolun başındaki halimiz, bizim kadar tecrübeli olmayabilirler ama, hayatı bizden daha iyi ve daha kaliteli yaşadıkları kesin. Onlar her anı, geçmiş ve geleceğin sıkıntılarından uzak, doyasıya yaşıyorlar. Mutlulukları bizim gibi şartlara bağlı değil, mutlu olmak için sebep aramıyorlar.

Çocuklar nasıl bu kadar mutlu olabiliyorlar? Bildikleri ya da bilmeden yaşadıkları mutluluğun formülü ne olabilir?

Belki de bu sırlardan ilki, çocukların sebepsiz yere mutlu olmalarıdır. Onların mutlu olmaları için kocaman değişiklikler olmasına gerek yoktur, bir kelebeğin uçuşu, bir kedinin miyavlaması bile onları çılgınca mutlu eder. Onlar hayatı ertelemeden, mutluluğu beklemeden yaşarlar.

Eğer yürüyebiliyorlarsa ve koşabiliyorlarsa bu bile onlar için yeterli bir sebeptir. Kendi kendini mutlu edebilme yeteneğini çocuklarımızı taklit ederek ve onları dikkatli bir şekilde gözlemleyerek öğrenebiliriz. Onlar bizi model alarak büyüyorlar, biz ise onları taklit ederek içimizdeki çocuğun keyifti neşesini yakalayabiliriz.

İkinci sır ise; sürekli meşguliyet içinde olmalarıdır. Onlar için hayat uyandıkları anda başlar, yani gözlerini açtıkları an. Yatakta oyalanmak ve vakit geçirmek onlar için zaman kaybından başka bir şey değildir. Boş durmayı sevmezler, sürekli yaptıkları hareket onlara yaşadıklarını hissettirir. Harcadıkları enerjiyle birlikte bütün olumsuzlukları da dışarıya akıtırlar. Harcanmayan enerji nörotik kişiliklerin oluşumuna zemin hazırlar. Bu yüzden sürekli engellenen, hareketleri kısıtlanan çocuklar daha agresif ve daha problemli kişilikler geliştirirler.

Meşgul olmak yetişkinler için de çoğu zaman psikolojik bir tedavi metodudur. Üreten ve sevebilen insan mutlu insandır. İnsan bir şeylerle meşgul olurken, sorunlarının girdabından uzaklaşır. Onların karanlığından üretirken uzaklaşır ve kendine bir ışık, bir çıkış yolu bulur. Hayatı keşfeden, onu hayretle seyreden aslında onda üretebilecek bir şeyler bulabilendir. Yaparken mutlu olan, mutlu olduğunu da yapmaya devam eder. Aynı çocukların sürekli, hiç bıkmadan oynadıkları oyunlar gibi...

Üçüncü sır ise, istedikleri konusunda ısrarcı olmalarıdır. Ne istedikleri ya da neyi istemedikleri konusunda çocuklardan daha kararlı olan var mıdır? Çocuklar taleplerinde ısrarcıdırlar. Bazen abartsalar da, bu isteklerini onlara uykuları bile unutturamaz.

Bu asrın insanı için, asıl sorun da bu değil mi? Ne istediğini ve neyi istemediğini bilememek... Bütün iç sıkıntılarının ve yaşadığı depresyonların temelinde de bu çıkmaz yatar. “Ne istediğimi bilmiyorum...” zamane insanının en çok kullandığı cümle oldu artık.

Ne istediğini bilememek ve duasında ısrarcı olamamak.

Çocuklar bu işin sırrını çözmüş gibiler... Çocuk eğitimi ile ilgili bilgileri tarafların yerlerini değiştirerek tekrar planlarsak, biz yetişkinlerin onları model alarak öğreneceği çok şey var aslında. En azından kaliteli bir yaşam için.