TR EN

Dil Seçin

Ara

İçini kaz.

Orada iyiliğin kaynağını bulacaksın.

Ne kadar derin kazarsan o kadar fışkıracak!

— Marcus Aurelius

***

 

Titus Burckhardt'ın sözleriyle;

“Vücudu örtmek onu inkâr etmek değil,

fakat onu bir altın gibi, kalabalıkların gözünden gizlenen şeylerin alanına çekmektir.” 

Hicap o halde; güzel'in yansımasıdır…

 

***

 

Leyla İpekçi, fetih kavramını ‘askerî işgal’le karıştıranlara karşı uyarıyor.

Fetih hiç bitmez. Fetih sürekli yenilenir. Yenilendikçe ‘açılır’ diyerek:

“Fetih gerçekleşmeden tevhid medeniyeti kurulamaz.

Fetih, gönüllerin birbirine bitişmesiyle gerçekleşiyor.

Bunun yolu da Hakka davet etmek, yani tebliğ.

Tabii tebliği kuru kuru konuşmalar anlamında almamak gerek.

Tebliğ; dosdoğru yaşama niyeti ve amelidir.

Emredildiğimiz gibi. Nefsi ruha yükseltme mahareti.

Kendi hayatında ve vücudunda tahakkuk eden hakikat algısını halklara duyurabilme ve bunu onlarla paylaşabilmek için hizmet etmektir.”

***

 

Haşmet Babaoğlu, ‘Selfie’ tutkusuna ‘kendince’ bir bakış atıyor:

“…selfie psikolojisi” diye konuya girmeyi seviyoruz.

Oysa dijital teknolojinin yenilikleri her seferinde psikolojiyi eğiyor büküyor ve sonunda kendine esir ediyor.

Klişe yargılar çare değil.

Selfie’yi diğerlerinden ayıran özelliğin, kendi elimizle çektiğimiz fotoğrafın içinde, hatta “en önünde” yer almamız olması,

bunu derhal narsisist bir eylem olarak değerlendirmemize yeterli mi? Emin değilim.

Journal of Research in Personality gibi ciddi dergilerde yayımlanan bir iki araştırma

narsisist kişiliklerin selfie çekip paylaşma oranlarının diğerlerine göre daha yüksek olduğunu ortaya koymuş.

Normal!

Fakat bir de şu soruyu sorarım; 

diğerleri kimkaldı mı öylesi, kaç kişiler?

***

 

Muhammed Esat Eroğlu’nun şiiri gördüğü yere baş koymaya değer.

Evet, evet, her secde insan olmak üzere doğrultuyor bizi.

Ruhların şiirini dokunduruyor alnımıza namaz:

“Ve istiyorum Tanrım

elli rekâtı indirdiğin yere indir beni

insanlığıma eriştir

yoksa başka şiirler yazamayacağım...

***

 

“Özür dilemek için ille de haksız olman gerekmez.

Muhatabına verdiğin değerin

egondan yüksek olduğunu ifade edersin.” 

Kim söylemişse güzel söylemiş…