TR EN

Dil Seçin

Ara

Doktor Şifa / Gençler Soruyor: “Temizlik hastasıyım!”

Doktor Şifa / Gençler Soruyor: “Temizlik hastasıyım!”

“Kendimi çok titiz buluyorum. Kapı kollarını bile peçeteyle açıyorum. Arkadaşlarımın zarar görmesinden bıktım artık. Lütfen bana yardım eder misiniz? Size yalvarıyorum.”

 

Cevap:

“Bu takıntıyla baş etmenin yolları var!”

Sevgili genç arkadaşım,

Temizlik ya da titizlik hastalığı, kişinin mantıksız olduğunu bildiği halde, zihninden atamadığı düşünce olarak tanımlanan “takıntı”nın sık karşılaşılan bir çeşididir. Batı dillerinde “obsesyon-compulsion” denilen bu rahatsızlığa, bizim kültürümüzde “vesvese” denilmektedir.

Hastalık, ortalama 20 yaş civarında başlamaktadır. Ama daha küçük yaşlarda da görülebilmektedir. Her 1000 kişiden 25’inin hayatında en az bir dönem takıntı hastalığı geçirdiğini istatistikler ortaya koyuyor.

Dediğim gibi, temizlik veya titizlik, en sık görülen saplantı çeşididir. Kişide elinde olmadan kirlenmeyle ve hastalık bulaşmasıyla ilgili bir tehdit algısı oluşur. Bulaşma korkusuyla el sıkışmaktan, umumî tuvaletleri kullanmaktan, para veya senin gibi kapı tokmakları tutmaktan kaçınır.

Kişi, kendisinin toplumun diğer bireylerinden daha çok mikrop, pislik ve kirle karşılaşma tehlikesinde olduğuna inanmaya başlar. Saatlerce banyoda, tuvalette kalınabilir. Yanlış oldu zannıyla namazlar defalarca kılınabilir.

Bu tip kişiler, kirli olduğunu düşünüp meyveleri sürekli yıkarlar. Daha çok yıkarlar. Derken, zamanla kirliliğin temizlenmeyeceği hissine kapılabilirler. Asıl kötüsü de budur.

Yalnız, burada şunu da vurgulamakta yarar var. Her temizlik, titizlik hastalık değildir. Ne zaman hastalık halini alır?

Eğer kişiye rahatsızlık veriyorsa, mutsuzluk veriyorsa, hayatı çekilmez bir hale geliyorsa, o zaman bunun bir rahatsızlık olduğu sonucuna varılır.

Örneğin, vücudunun yeterince temizlenemediğini düşünüp bir türlü banyodan çıkamayan biri, önceden belirlenmiş randevusuna yetişemiyorsa, bu elbette o kişinin sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler.

Veya, o kişi birileriyle beraber yaşamak zorunda kalıyorsa ve lavaboyu bir türlü terk edemiyorsa, diğer kişilerin hakkına girmeye başladıysa, bu da hayatı çekilmez hale getirebilir.

Uzmanlara bakılırsa, bu titizlik hastalığını bazı depresyonlar ortaya çıkartabilir. O bakımdan, titizlik hastalığının tedavisine yönelirken, bu rahatsızlığa yol açan derinde başka bir ruhî rahatsızlık olup olmadığına da bakmak icap eder.

Fakat genelde bu rahatsızlığın ortaya çıkışında genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu söylenmektedir. Bunun dışında, özellikle çocuklarını çok eleştiren, suçlayan, onlardan kusursuzluk bekleyen, ayıp gibi kavramları abartılı biçimde aşılayan, katı biçimde formel şekilci ailelerde takıntı hastalığına daha sık rastlanmaktadır.

Çocuk yetiştirmede böylesi tavırlar, çocukta bir yanda aşırı biçimde bir “mükemmellik duygusu” uyandırdığı gibi, öbür yanda pek çok şeyi rahatlıkla “iğrenç” olarak nitelemeye yol açar. Zamanla, bu iğrenç dairesi, basitçe yıkansa temizlenecek olan meyvenin kirlerine kadar genişler.

Tedaviye gelince, bir kere bu rahatsızlığın tedavisini böyle bir köşeden bütünüyle başarmamız mümkün değil. Kendi başına bu rahatsızlığın üstesinden gelemeyeceğini bilmek zorundasın. Mutlaka, bir doktora görünmelisin.

Sana uygulanacak tedavide ilk olarak ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Halk arasında bu ilaçların uyku getirdiği söylenmektedir. Ama tam tersine, beyindeki serotonini artırdığı için uykuyu kaçırır. Günlük hayatta sıkıntı oluşturmaz, bağımlılık yapmaz.

Fakat bu ilaçların etkisi geç ortaya çıkar, genellikle yüksek dozda ilaç kullanmak gerekir. Bazen aynı anda iki ilaç gerekebilir.

Tedavinin ikinci ayağı, bilişsel davranışçı psikoterapi yöntemidir. Bunun da temel ilkesi, takıntının üstüne gitmektir. Seni rahatsız eden şeyin üstüne gitmeye çalışmalısın. Biliyorum, bu senin için çok zor olacaktır. Ama kendini zorlaya zorlaya iğrendiğin ne varsa, ona dokunacaksın. Ve zaman içinde, aklında yanlış bir şekilde kurulmuş olan “iğrenç dairesi” yaşadığın deneyimlerin yardımıyla küçülecek ve normal sınırlarına çekilecek.

Bu tedavinin başarı şansı, Allah’ın izniyle % 90 civarındadır.

Sana en kısa sürede bu rahatsızlıktan kurtulmanı ve huzurlu bir yaşam sürmeni diliyorum.