TR EN

Dil Seçin

Ara

Ruhsal Şifa / “Evlilik Hayatımda Nerede Yanlış Yaptım?

Ruhsal Şifa / “Evlilik Hayatımda Nerede Yanlış Yaptım?"

Soru: Kocamın tüm isteklerini yerine getirmeye çalışıyorum. Kendim sevmesem bile sırf o sevdiği için sürekli kendimden taviz vererek onu mutlu etmeye çalışıyorum. Yıllardır bu durum devam ediyor. Ancak ailemde istediğim mutluluğu ve huzuru bir türlü bulamıyorum. Kocam ve çocuklarım beni bir hizmetçi olarak görmeye başladılar. Kimse benim ne istediğimle neye ihtiyacım olduğuyla ilgilenmiyor. Şimdi yaptığım onca fedakârlığa dönüp baktığımda boşa kürek çektiğimi ve gençlik yıllarımı boş bir hülya uğruna harcadığımı düşünüyorum. Ben nerede yanlış yaptım?

Soru: Kocamın tüm isteklerini yerine getirmeye çalışıyorum. Kendim sevmesem bile sırf o sevdiği için sürekli kendimden taviz vererek onu mutlu etmeye çalışıyorum. Yıllardır bu durum devam ediyor. Ancak ailemde istediğim mutluluğu ve huzuru bir türlü bulamıyorum. Kocam ve çocuklarım beni bir hizmetçi olarak görmeye başladılar. Kimse benim ne istediğimle neye ihtiyacım olduğuyla ilgilenmiyor. Şimdi yaptığım onca fedakârlığa dönüp baktığımda boşa kürek çektiğimi ve gençlik yıllarımı boş bir hülya uğruna harcadığımı düşünüyorum. Ben nerede yanlış yaptım?

 

Cevap: Hanımefendi, yaşadığınız sorun ve hissettikleriniz toplumumuzda özellikle kadınların şikâyet ettiği konulardan biridir. Kadınların fıtri olarak şefkat ve merhamet özelliklerinin baskınlığı ve büyürken yanlış ya da eksik verilen telkinler neticesinde kadın, kendini tamamen ailesine adayarak mutlu olmaya çalışır. Bu durum son yıllarda farklı şekillerde erkeklerde de sıkça görülmeye başlandığı için cinsiyet farkı olmaksızın toplumsal bir konu olarak ele almakta fayda var. Dolayısıyla cevabım bu sorunu yaşayan kadın ve erkeklere yönelik olacaktır.

İnsan, fıtratında türlü potansiyel ve meyillerle dünyaya gönderilir. Bu fıtri potansiyel ve meyiller doğru şekilde yönlendirilip beslenirse insan örnek bir şahsiyet haline gelebilir. Ancak yanlış yönlendirmeler söz konusu olduğunda insan doymak bilmeyen obur bir bencil haline gelebilir. Bu durum tüm insanlar için geçerli olduğundan herhangi cinsiyete özel bir durumdan bahsedilemez. Ancak genellikle kadın ve erkekte aynı sorun farklı şekillerde tezahür eder.

Küçüklükten itibaren sorumluluk, empati, diğerkâmlık, paylaşmak ve işbirliği gibi kavramlara yabancı olarak yetiştirilen her çocuk ileride benmerkezci obur bir bencil olmaya adaydır. Bu profilin evliliğinde de eşinden bekleyeceği yegâne şey kayıtsız, şartsız ve sınırsız hizmettir. Eşini bir köle gibi görür ve mütemadiyen talep eden odur. Eşinin ise ondan bir şey istemeye hakkı yoktur. Bir fedakârlık yapılacaksa karşı taraf yapacaktır. Zira tatmin edilmesi gereken o güne kadar kendisi olduğu için bundan sonra da kendisi olmalıdır. Zira bu onun doğal hakkıdır. Böyle yetişmiştir. Eşine ise böyle mükemmel bir insana hizmet etme şerefi kazanmış olmak yeterince büyük bir payedir. Bunu bilinçli olarak ifade etmeseler bile, bilinçaltında bu çarpık düşünce olduğundan bencil davranışlarıyla bunu ortaya koyarlar. Bu insanlar çevrelerindeki insanlar tarafından bir türlü anlaşılamadıklarından yakınıp kendilerini harcanan bir cevher olarak görme eğilimindedir.

Öte yandan yukarıda bahsettiğimiz gibi hatalı bir şekilde yetişmemiş olsa bile evlendiği insan, evliliğin başlarında “hizmetçi” rolüne bürünüp eşini her türlü sorumluluktan azade ettiği takdirde zamanla uykuda olan “obur bencillik” ortaya çıkabilir. Evlilikteki tüm sorumlulukların sadece kadın ya da sadece erkek tarafından üstlenilmesi sorumluluklardan kurtulan tarafta daha fazla hizmet beklentisine sebep olur. Hal böyle iken tüm sorumluluğu üzerine alan taraf ağır aksak da olsa yürüyen sistemin bozulmaması, kavga çıkmaması ya da evlatlarının huzuru için hayatından taviz vermek pahasına bu ilişkide kendini feda eder. Diğer taraf ise tatmin olmayan bir bencile dönüşerek eşinin ne istediğini, nelere ihtiyaç duyduğunu zerre kadar önemsemez. Artık fedakâr eş her daim obur eşinin isteklerine uymak zorundadır. İtiraz edecek olduğunda çatışma çıkacaktır ve bunun sorumlusu fedakâr eş olacaktır.

İdeal karı-koca ilişkisinde sorumluluklar dengeli bir şekilde dağılmış olur. İş bölümü ve yardımlaşma esastır. Her iki taraf da öncelikle kendilerini tanır, kişiliklerini net bir şekilde ortay koyar ve birbirlerine samimane saygı duyarlar. Sayıları çok olmayan kırmızı çizgiler dışındaki konularda uzlaşıp orta yolu bulurlar. Kırmızı çizgili konularda duyarlı olurlar. Her iki taraf da birbirlerine uyum sağlamak adına sorun çıkarabilecek alışkanlıklarını, düşüncelerini törpülerler. Bir yap-boz oyunu gibi birbirlerine uyacak parçaları bulmaya çabalarlar. Elbette bu zaman alacak bir süreçtir. Genellikle evliliğin ilk iki yılı bu çabayla geçmelidir. Yani sadece bir taraf değil; her iki taraf da kişiliklerini birbirlerine uydurmak için çaba harcar ve birbirlerine uymak adına pozisyon almaya çabalarlar. Bu çaba tek taraflı olduğu takdirde karşı tarafın obur bencilliğinin ortaya çıkması neredeyse kaçınılmaz olur. Bu durum her insanda meydana gelebilecek bir şeydir. Eğitim durumu fark etmeksizin her insanda bu gizli tehlike vardır.

Peki, hanımefendinin ifade ettiği gibi yıllar sonra hatasını fark eden eşler ne yapmalı? 

Öncelikle sakin bir kafayla kendini tanımaya çalışmalı. Yıllardır taviz verdiği ve hiç beslemediği kişiliğinin gerçekte ne olup olmadığını ciddi şekilde analiz etmeli. Ardından kişiliğinin ihtiyacı olan şeyleri eşiyle ve evlatlarıyla paylaşıp onlardan saygı, anlayış ve yardım istemeli. Tabi ki bu ilk zamanlarda zor olacaktır. Eşi ve evlatları saltanatlarından taviz vermek istemeyecektir ancak şefkatli ama tavizsiz bir tutum ile ailesi, zamanla değişimin kaçınılmaz olduğunu anlayacak ve sorumluluk almaya başlayacaktır. Alınan sorumluluklar görmezden gelinmeyip takdir edilirse bu bencil eşi ve evlatları daha fazla sorumluluk alması konusunda şevke getirecektir. “Hizmetçi” rolünün terk edilip “evin hanımı” rolüne doğru yürünen bu yolda elbette her şey kâğıt üstündeki gibi kolay olmayacaktır. Ancak bir yerden başlayarak aile saadetine ulaşmak için bu inisiyatifin alınması gerekiyor. Bu süreçte ilerleme kaydedilemeyen yerlerde bir uzman yardımı almakta fayda vardır.