TR EN

Dil Seçin

Ara

Ve görüyorum ki yeni idraklerim, yeni perdelerdir.

Vardıkça hedefin uzaklığı büyüyor.

Şimdi geç kaldığımın telaşıyla rûhen çırpınıyorum. 

Her secdenin ele geçmez ve fırsat olduğunu anlıyor ve

“Secdede olmadan, secdede olmaklarımı” ah-vah ile anıyorum. Utanç içerisindeyim…

— Cahit Zarifoğlu

***

 

Gustave Flaubert, gerçek okumanın adresini gösterirken, hece hece şifa dağıtıyor:

“Ne çocuklar gibi bir avuntu olsun diye okuyun

ne de muhterisler gibi kendinizi talime zorlarcasına.

Okuyacaksanız, şifa bulmak için okuyun!”

 

***

 

Peyniri istemiyorum; 

tek istediğim kapandan çıkmak.

— İspanyol Atasözü

***

 

Her arzunun gerçekleşmemesi, 

Allah’ın seni fenalığa sürüklemek istememesindendir. 

— O. Wilde

 

***

 

İnsanlık tarihinde hiçbir çağ insanları bu denli hızlı yaşamak zorunda bırakmamıştı.

Her şeyin baş döndüren bir hızla ilerlemek zorunda olduğu bir çılgınlık çağında yaşayıp gidiyoruz. 

Hız demek, ayrıntıların ve inceliklerin giderek kaybolması demek…

Ayrıntıların ve inceliklerin kaybolması ise sürekli ruhumuzu geride bırakmamız demek…

Hız ‘anısızlık’, hatta ‘ansızlık’ demek.

— İsmail Kılıçarslan

 

***

 

Ahmet Murat, “ıssız ada” fantezisini hayata ihanet olarak okuyor.

Yok öyle bir ada, yok öyle terk etmeler… Hiçbir şey ıssız ada hatırına terk etmeye değmiyor.

Issız ada’yı hayal edenler belli ki ıssız sanıyorlar yaşadıkları hayatı:

“Issız bir adaya gitsen yanına

Sorusudur en zalimi soruların

Gözleri dolar seni dinlerken

Yaşadığın hayatın.”

***

 

İnsan, görevini unuttu.

İnsanın görevi, bu dünyayı ‘ötekine yaklaştırmak’, ‘ötekini’ de bu dünyaya getirmek.

Öyle ki bu dünya, adeta ‘öteki dünyadan’ bir parça olsun. 

— Sezai Karakoç

 

***

 

Dostun iyisi kötü günde belli olur denilse de, 

aslında iyi günde belli olur. 

Siz sevinince gözlerinin içi gülen kaç insan var ki çevrenizde?..

— Doğan Cüceloğlu

***

 

Bir nazlı kuşa benzer çocuk dediğin..

Ev ister, 

ekmek ister, 

öpülmek, 

okşanmak ister..

— Cahit Külebi

 

***

 

Sevmediğin kimseden uzak dur!

Söylediğine inanmadığın halde iltifatta bulunma!

Utandığın için “haklısın” deme!

Allah sana bu nefsi ona azap edesin diye bahşetmedi!..

— Muhammed M. Şa’râvî