Sen; umut ol.
Umutsuzluğun kol gezdiği yollarda.
Yollarda engeller var. Yollar çamurlu ve yollar karanlık.
Sen; ışık ol.
*
Işıklar sönebilir. Işıklar söndürülebilir.
Yüreğin var mı senin?
Varsa yüreğin, onu yak!
*
Işıklar söner, söndürülür; onlar, başka ışıklar…
Senin ışığın “senden” geliyor; senden başkasının, söndürmeye gücü yetmez.
Kendini yak;
Adın “ateşböceği” kalsın!
*
Türküler söyle; el ele tutuştuğun “ışıkböcekleri”yle…
Sevdalardan bahseden.
Aşkın adını, sen koy.
*
İsim babası ol hiç keşfedilmemiş iyiliklerin.
Bir telefon et… Bir mektup yaz… Bir kapı çal…
Bir babasız çocuğun perçemine gözyaşını bırak.
*
İyiliklerinin başında türbedâr gibi bekleme…
Çaldığın kapılardan “çal” kendini, gözükme.
Gölge değil, sevinç bırak…
Ateş bırak, ışık bırak, aşk bırak…
*
Onun gözündeki yaşı kurut…
Bir babasız çocuğun perçemine gözyaşı bırak.
*
“Yok” deme; çok şeyin var.
“Var”ına şükret;
“Var” diyen dilin var!..
*
Yâr arama;
Yâr bildiğin herkes yâr…
*
Umutsuzluğun kol gezdiği yollarda umut ol.
Çaresizliğin dört döndüğü yerlerde çâre ol.
İlâç ol, derman ol…
*
Yollarda engeller var. Yollar çamurlu ve yollar karanlık.
Işığı söndürülmüş yollarda;
Sen “ışık” ol.
“Sen” ışık ol!