TR EN

Dil Seçin

Ara

Kafatasından Yüz Tasarlamak

Kafatasından Yüz Tasarlamak

Binlerce yıl önce yaşamış insanların, hatta hayvanların kafataslarını bir heykel kaidesi gibi kullanıp yeniden biçimlendirmek bu günlerde moda oldu. Sık sık haberlerde tarih öncesinde yaşamış bir insanın veya buzul devri adamının kafatası yeniden canlandırıldı gibi haberlere rastlıyoruz. Hatta ülkemizde de bazı müzelerde yer alan antik dönem kafataslarının hatta mumyaların yeniden canlandırılması için bazı projeler yürütülüyor.

Binlerce yıl önce yaşamış insanların, hatta hayvanların kafataslarını bir heykel kaidesi gibi kullanıp yeniden biçimlendirmek bu günlerde moda oldu. Sık sık haberlerde tarih öncesinde yaşamış bir insanın veya buzul devri adamının kafatası yeniden canlandırıldı gibi haberlere rastlıyoruz. Hatta ülkemizde de bazı müzelerde yer alan antik dönem kafataslarının hatta mumyaların yeniden canlandırılması için bazı projeler yürütülüyor.

Önceleri doktor, anatomi uzmanı, ressam, heykeltıraş gibi farklı bilim ve sanat insanlarının uğraştığı yüz rekonstrüksiyonu adı verilen bu alana şimdi de yapay zekâ ve üç boyutlu modelleme sistemleri de dahil oldu. Dünyadaki pek çok ünlü arkeolojik veya antik kafatası canlandırılarak müzelerde yerini aldı. 

Örneğin Burdur’daki Sagalassos Antik Kenti’nde bulunan iki kafatasına dayanarak, burada yaşamış iki insanın yüzü yeniden canlandırıldı. Avrupa’da Tunç Çağında Bohemya’nın en zengin sakinleri arasında yer alan küçük, koyu saçlı bir kadının yüzünü yeniden oluşturuldu haberi de artık sıradan. 

Burdur Müzesinde kafatasından canlandırılan iki insan yüzü

Çek Cumhuriyeti’nde bulunan Bronz Çağı Bohemya’sından bir kadın kafatası ve yeniden canlandırılması

Bu tasarlanan yüzler biraz hayalî gibi dursa da insanın kafatası anatomisinin incelenmesinden yola çıkılarak gerçek yüzüne ulaşılması çok da imkânsız değil. Üç boyutlu tasarım programları ve yapay zeka uygulamaları da neredeyse iskeletten yola çıkarak o canlıyı yeniden tasarlayacak kadar gelişti.

İnsanların parmak izleri gibi yüzleri de olağanüstü bir şekilde benzersiz ve tek örnektir. Buna sanat dilinde ‘biriciklik’ de denilmektedir. Kafatasını yeniden yapılandıran bilim ve sanat adamlarının önündeki en çetin imtihan da işte tam olarak burada başlıyor. Yeniden canlandırılan yüzlerin birbirine benzememesi. Şimdilik bu çok zor görünmüyor. Çünkü henüz üzerinde çalışılan proje çok değil. Bakalım canlandırılan yüz sayısı çoğalınca ne olacak. Zira bu yüzlerin hepsinin farklı ve biricik olması için dünyadaki yaşamış bütün insanların yüzlerinin bir arşivde kaydedilip gözden geçirilmesi ve farklı yeni bir yüz ortaya çıkarılması gerekli. 

Buradan Allah’ın (cc) ilminin kuşatıcılığı ile ilgili şu tefekkür penceresi de açılıyor: Bir yüzün benzersiz yapılması, geçmişte yaratılmış tüm yüzlerin bilinmesini gerektirir. Yani gördüğümüz simalardaki benzersizlik, tüm yüzlerin Allah’ın ilminde olduğunu gösterir.