TR EN

Dil Seçin

Ara

Kâinattan Haberler

Beyni büyük olan daha zeki!

ABD’de Virginia Commonwealth Üniversitesi’nde (VCU) gerçekleştirilen bir çalışma, beyni büyük olanların daha zeki olduklarını ortaya koydu.

VCU araştırmasını yapan ekibin başında bulunan Dr. Michael A. McDaniel, ‘Her iki cins ve bütün yaş grupları için, beyin hacmi ile zekanın bağlantılı olduğu çok açık.’ dedi. Dr. McDaniel, ‘Zeka, biyolojik bir gerçeklik olan beyin hacmi ile bağlantılı olunca, zekanın ölçülemeyeceğini ya da zeka testlerinin sonuçlarının anlamsız olduğunu söylemek de daha güçleşiyor.’ diye konuştu.

Kanaatimizce, beyin hacmi ile zeka arasındaki bu bağlantıyı “Beyin zekayı belirliyor ve onu üretiyor.” şeklinde yorumlamak elbette doğru olmaz. Ancak, insanın kesbi ve kaderin hükmüyle ruhun bedene yansıdığını biliyoruz. Öyle ki, hafızanın kuvvetlenmesinin beynin maddi yapısındaki karşılığı, beynin o bölgesindeki bağların güçlenmesi ve sonuç olarak da büyümesi ve irileşmesidir. Zaten insanın bir şeyi daha iyi hatırlaması ve öğrenmesi için o şeyin farklı boyutlarını öğrenmesi ve o boyutlar arasında bağlar kurması gerekir. Bu yapıldığında, beynin maddi yapısında da bunun karşılığı gerçekleşir.

Dolayısıyla, beynin hacmi ile zeka arasında bir paralellik olduğunu savunan bu araştırmayı bu şekilde anlamamız ve yadırgamamız gerekiyor.

 

***

 

Komşu galaksideki ateş fırtınaları

Bir festival gibi havai fişeklerle donatılmış bu nebulanın astronomi sözlüğündeki adı NGC 604. Yeni yıldızların yaratıldığı bu rengarenk “yıldız fabrika”sı Samanyolu’ndaki nebulalarla çok büyük benzerlikler gösteriyor. Tek farkı çok daha büyük ve daha fazla yavru yıldıza beşiklik etmesi. Devasa yıldız doğum bölgesi 1,300 ışık yılı (bir ışık yılı=10 trilyon km.) genişliğindeki yanan gazların oluşturduğu bulut gövdesinde iki yüzden fazla parlak mavi yıldızı barındırıyor. Bu mavi yıldızların her birinin boyutu Güneşimizden en az 120 kat daha fazladır. Hesaplamalara göre yaklaşık 3 milyon yıl önce doğan bu yıldızların yüzey sıcaklıkları 40,000 santigrat derecedir.

 

***

 

‘‘Dindarlığı kâinattan öğrenmeli.’’

 — R. Maria Rilke

 

***

 

Yoğurt diş macunundan daha etkili

Japon bilim adamlarının yaptığı bir araştırmada yoğurdun kötü nefes kokusunu kesmeye, diş çürüklerini önlemeye ve dişeti hastalıklarını engellemeye yardımcı olduğu belirlendi. Yoğurt yemek nefeste kötü koku oluşumuna neden olan hidrojen sülfür seviyesini %80’e kadar düşürebiliyor. Ve bu etkiye de yoğurdun içine bizim hiç haberimiz olmadan ilahi kudret tarafından yerleştirilen bakteriler sebep oluyor. Araştırmada yapılan deneyde, 24 denek iki hafta boyunca yoğurt, peynir gibi benzer yiyeceklerden uzak durdular. Daha sonra araştırmacılar deneklerin ağzından tükürük örneği alarak incelediler. Ardından aynı denekler altı hafta boyunca günde 90 gr yoğurt yediler. Tekrar tükürük örnekleri alındı. Sonuç olarak yoğurdun hidrojen sülfürü %80 azalttığı tespit edildi. Plak ve dişeti hastalıklarının oluşumunda da aynı azalma görüldü.

Günümüzde her dört kişiden biri ağız kokusundan şikayetçi ve her 20 kişiden 19’u hayatlarından en az bir kere dişeti hastalıklarına yakalanıyor.

 

***

 

TV çocukları obezite oluyor

İlginç bir medeniyet bizimki. Önce televizyonun önemi, medeniyeti bize öğretecek ve ayağımıza kadar getirecek, en önemli öğretmen olduğu anlatıldı. Sonra bütün insanlar evlerinde bir televizyonları olsun diye çabalayıp durdular. Aşağı yukarı, her insanoğlunun bir veya daha fazla TV’si oldu. Şimdi de bilim adamları insanları TV’lerden nasıl biraz daha uzak tutabiliriz diye kafa patlatıyor. Yeni bir araştırma da televizyonların çocukları obezite hastalığına götürdüğünü keşfetti. Araştırmacılar, son yıllarda artan çocuk obezitesi oranlarının sadece genlere bağlanamayacağının da altını çiziyorlar.

Çoğu annenin çocuklarını susturmak için bulduğu klasik çözüm yoludur. Ufaklık televizyonun önüne oturtularak, yaramazlık yapması engellenir. Bilim adamlarımız bu konuya özellikle değiniyorlar. Hafta boyunca toplam sekiz saat televizyon başında oturan 3 yaşındaki çocuklarda obezite riski oldukça yükseliyor. 9 bin çocuk üzerinde yapılan incelemede bu riskin 2-5 yaş arasındakiler için ikiye katlandığı, 6-15 yaş arasındakilerde ise üç kat arttığı belirtiliyor. Bu riskin artmasındaki en büyük neden ise, çocukların en önemli özelliği ve ihtiyaçları olan yaramazlıktan televizyon uğruna feragat etmeleri. Televizyon ile arkadaş olan çocuk bahçede çimenler arasında yuvarlanıp, koşturmak yerine, koltuğa gömülüp ağzında biberonuyla TV seyretmeyi tercih ediyor.

 

***

 

İLGİNÇ BİLGİLER

    Deve kuşu saatte 120 km hız yapar.

    Kırlangıçlar ise 171 km hızla uçar.

    Taon denilen sinek türü saniyede 345 m. yani saatte 1242 km. hızla uçabilecek şekilde yaratılmıştır.

    Yaşlanıp kuvvetten kesilen balina hava temini için bir müddet su düzeyine çıkamayacağını anlayınca karaya vurur. Vurmadan önce kuyruğu ile denize vurarak arkadaşlarından yardım ister. Sinyali alan sürü hep birden ona yardıma koşar.

    Fare piresi 3 gün boyunca durmaksızın saatte 600 defa sıçrayabilir.

    Akrepler 3 yıl boyunca hiçbir şey yemeden hayatta kalabilir.

    Yaban kazlarının sesi yakından geliyorsa veya örümcekler şevkle ağ örüyorlarsa hava güzel olacak demektir.

    Yaban ördekleri göç ediyorsa veya keçiler kuyruklarını bacak arasına kıstırıyorsa, yağmura hazırlıklı olun.