Hazret-i Peygamber’in hanımlarından biri olan Hz. Meymûne validemiz, Mekke fethedilirse Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’da namaz kılmayı adamıştı. Mekke’nin fethinden sonra gelip Allah Resulüne adağını arzetti. Ne yapacağını sordu.
Peygamber Aleyhisselam:
“Senin bunu yapmaya gücün yetmez. Senin ile orasının arasında Rumlar vardır.” buyurdu.
Ancak, Hz. Meymûne, adağını yerine getirmekte arzuluydu:
“Ben de önümde ve arkamda koruyucularla giderim.” dedi.
Peygamber aleyhisselam:
“Buna da güç yetiremezsin.” dedi ve ilave etti:
“Cenâb-ı Hak sizin için kolaylık murad eder; kat’iyyen size zorluk istemez.” (Bakara, 185)
“Allah insana ancak gücü nisbetinde olan şeyi yükler.” (Bakara, 286)
“Cenâb-ı Hak sizden yükünüzü hafifletmek ister. Zira insan zayıf tabiatlıdır.” (Nisa, 28)
“Allah dinde size hiçbir güçlük yüklemedi.” (Hacc, 78)
“Madem bu kadar isteklisin, senin için bir kolaylık var. Oraya gidenlerden biri ile, Beytü’l-Makdis’in kandilinde yanmak üzere bir miktar zeytinyağı gönder. Oraya gidip namaz kılmış gibi olursun.”
Hz. Meymûne, ondan sonra her yıl kendi parası ile bir miktar zeytinyağı alır, Beytü’l-Makdis’in kandiline konmak üzere gönderirdi. Vefatına kadar bu âdetine devam etti.