TR EN

Dil Seçin

Ara

İslâm’ı Nasıl Seçtim? / Hidayet Haberleri

“Allah’a iman, biz insanlara verilebilecek en büyük hediyedir...”

 

Adım Jewellee, yeni Müslüman olmuş biriyim. İslâm’ı ‘niçin’ seçtiğim hakkında yazacağım, ancak bu daha çok ‘nasıl’ sorusuna cevap teşkil edecek bir yazı olacak sanırım.

23 yaşında iken deniz aşırı ülkelere çocuk kitapları satmak gayesiyle bir ihracat ithalat şirketi kurmak istedim. Diğer ülkelerden ziyade Suudi Arabistan ile ticaret yapmaya karar verdim. Washington DC’deki Kraliyet Büyükelçiliği’nde bulunan ticaret bürosu ile irtibata geçtikten sonra, yapılan anlaşmaların bağlayıcı olabilmesi için tüm anlaşmaların Arapça yapılması gerektiğini öğrendim. Neye imza attığımı bilmem için Arapça öğrenmeliyim diye düşündüm. Yerel bir dil okulunda, Suad adlı özel bir öğretmenin rehberliğinde derslere başladım. Arapça öğretmenim şimdiye kadar tanıdığım en hoş insandı ve son derece dindar bir hanımdı. Dil öğrenirken kullandığımız kitap ve kasetlerin hepsi İslâm merkezliydi. Ben farkına varmadan, dil öğrenirken aslında İslâm’ı öğreniyordum! Daha önce herhangi bir din öğretiminden geçmemiştim. Kiliseye de hiç gitmemiştim.

Arapça derslerine devam ettiğim bu dönemde aynı zamanda hayatımın en zor günlerini yaşıyordum. Ailem batı kıyısında yaşıyordu. Bense doğu kıyısında beni her durumda samimiyetle kucaklayan arkadaş çevremden yoksun bir şekilde hayatımı sürdürme gayreti içindeydim. Bir yandan da ciddi malî problemlerle boğuşuyordum. Neredeyse her gün ağlıyordum. Hayatımda hiç bu kadar yalnız olduğumu hissetmemiştim. Bu durum işlerimi ve derslerimi etkiliyordu.

Suad bunu fark etmişti ve beni dinlemek için her zaman yanımda olduğunu hissettiriyordu. Bana hep en güzel tavsiyelerde bulundu. Tabii ki bunların hepsi İslâmî tavsiyelerdi.

Eğer Allah’a tamamen teslim olursam, acılarımın ve yalnızlığımın sona ereceğini söylemişti. Bir Perşembe gecesi Tanrı’ya dua ederek yattım. Uyandığımda bütün acılarımdan sıyrılmıştım. Bir yandan da, “ Tanrı yardım edecektir.” sözünü mırıldanmaktaydım. Bir sonraki hafta sonunu Suad ile İslâm üzerine konuşarak geçirdik. İslâm hakkında zannettiğimden daha çok şey bildiğimi fark ettim. Pazar günü Müslüman Kadınlar Grubu toplantısında şehadet getirdim. Ocak 1995’te bir Cuma günü şehadetimi Virjinya’daki Hicret Mescidi’nde cemaat önünde tekrarladım. Kısa bir süre sonra, on günlük bir ümre ziyareti için Mekke’de bulundum. Bu hayatım boyunca yaşadığım en güzel şeydi. Bundan sonra kesinlikle geriye dönüp bakmadım.

İslâm’la ilgili yaşadığım tecrübelerden anladım ki, Allah’a teslim olur, O’nun gösterdiği yönde hareket ederseniz, istediğiniz ve ihtiyaç duyduğunuz her şeye kavuşursunuz. Allah’a iman, biz insanlara verilebilecek en büyük hediyedir...