TR EN

Dil Seçin

Ara

Kalbin Yaratılışı / Biz Yokken Çalışmaya Başlayan Kalbimiz mi Vardı?

Kalbin Yaratılışı / Biz Yokken Çalışmaya Başlayan Kalbimiz mi Vardı?

Kalp ve damarlardan müteşekkil olan dolaşım sistemi, anne karnındayken ilk gelişen ve işlevsel olarak çalışan ilk sistemdir. Biz anne karnında iken, belki annemizin bizim varlığımızdan haberi bile yokken, belki biz bile yokken, anne karnındaki hayatımızın 19. gününde kalp maceramız başlar. 

“Biz bile yokken” diye ifade etmemizin sebebi dinimize göre 40. ve 45. günler arasında bedene ruhun üflenmesidir,1 bir cihetle hayatın verildiği an olması sebebiyledir. Ruhun verildiği zamanı belirten hadisler dört farklı süreden söz ederler. Bunlar gebeliğin başlangıcından itibaren kırk veya kırk beşinci gece, kırk ikinci geceden sonra, kırkıncı geceden sonra ve kırk küsur geceden sonra şeklindedir. Dolayısıyla “biz bile yokken kalbimiz atmaya başlar” ifadesi yanlış değildir.

Bu macerada embriyonun kafayı oluşturacak bölümünün önünde ve embriyodan ayrı gibi izlenen kısımda yani kardiyojenik bölgede kalp tüpleri denilen bir çift damarsal yapı başroldedir.(Şekil 1) Bunlar başta sadece birbirine paralel iki damardır.(Şekil 2) Bu damarlar gövdeyi oluşturacak kısımdan (neural plate) uzakta bulurken mucizevi bir şekilde yer değiştirerek gövdeye doğru yanaşır ve asıl olması gereken yere gelir. Bu iki tüp şeklindeki yan yana duran damarlar üstten birleşmeye başlar(Şekil 2) bu birleşme alta doğru devam eder ve sonuçta tek bir damar, yani ileride kalbi oluşturacak olan kalp tüpü oluşturulur. Bu iki tüpün birleşmesinde programlı hücre ölümü denilen apoptozisin de rol alır. İki damarın birbirine temas eden kısımlarında bulunan hücreler programlı şekilde ölürler. Oluşan kalp tüpünde, kısaca izah edilecek olursa boğumlanmalar, genişlemeler ve büklümler meydana gelerek kalp mucizevi bir şekilde yaratılır.(Şekil 3) 

Şekil 1

Şekil 2. Kalbin yapılacağı paralel iki damar ve bunların birleşmesi.

Şekil 3. Boğumlanmalar, genişlemeler ve büklümler ile kalbin oluşumu.

Kalp kasılmaları daha kalp tam oluşmadan 21. günde başlar. Kalp, tam olarak şekillenmeden yani iki karıncık (ventrikül) ve iki kulakçık (atrium) oluşmadan yani dört odacıklı hale gelmediği halde bile bizi kansız bırakmaz. Rezzak-ı Rahîm’in takdiriyle, rızıksız—kansız—kalmamamız için kalp hem kan pompalar hem de gelişimine devam eder. Bu kasılmalar kalp kasından köken alan kasılmalardır. Daha vücut gelişimi tamamlanmadan kalp atmaya başlamıştır. İlk kalp dolaşımı med-cezir tarzında çok düzenli olmayan bir akıntı iken 4. hafta sonunda düzenli kan dolaşımı başlatılmış olur. 

Burada, Cenab-ı Hakk’ın Rahîmiyeti iki şekilde tecelli eder: 

Birincisi daha biz, biz olmadan ki, 21. günde daha ruhumuz yokken, kalp atmaya, kan dağıtmaya başlar. 

İkincisi ise, kalp gelişimine devam ederken kan pompalamaya devam ederek bizi kansız bırakmaz. Yani sadece birbirine paralel iki damardan, doğumdan sonraki mükemmel haline gelinceye kadar hem gelişir ve değişir, hem de bu devrede de kan pompalamaya devam eder. 

Hayatın yaratılması için imkânsız gibi görünen şeyler, Kadîr ve Hayy olan Âlemler Rabbi’nin kudreti ve hayat vermesiyle kolaylıkla olur. 

Niyazımız odur ki, kalbimiz ölene kadar, sadece dünyevi işler için değil de, Allah rızası için ve ebedi âleme faydalı işler için atsın…

 

Kaynaklar:

1. Müslim, Kader, 1; Ahmet b. Hanbel, IV, Ahmet b. Hanbel, III, 397; İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî, Beyrut, 1379, XI, 481.

2. Yrd. Doç. Dr. İbrahim TÜFEKÇİ, İslam Hukukuna Göre Gebeliğin Sonlandırılması, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Cilt-Sayı 45. Eylül 2013, ISSN 1302-4973, ss.111-154.

3. Sağlık &Bilim 2022 Genel Embriyoloji 1 Editör. Prof.Dr. Murat Akkuş Efeakademi Yayınları.